Göreve geldiğinden bu yana hep üretim vurgusu yaptığına işaret eden Fakıbaba, Sudanlı mevkidaşının teklifine ilişkin, “Eti 3 veya 4 dolardan göndermesi benim için çok önemli değil. Benim üreticimin maliyetleri gerçek fiyatları yansıtır.” dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, dışarıdan et teminiyle ilgili olarak, bugüne kadar hep üreticinin yanında olduklarını ve önceliğinin üreticinin maliyetinin düşürülmesi olduğunu kaydederek “Taşıma suyla değirmen dönmeyeceğini bilen bir kardeşinizim. Eti 3 dolara alırsınız, yarın 5 olur, 8 olur. Benim özellikle üretici kardeşlerimi küstürmemem lazım.” dedi.
Fakıbaba, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’deki et fiyatları ve Sudanlı Bakan Ijaimi’nin “Eğer bir anlaşmaya varabilirsek Türkiye için yüksek kaliteli eti ucuza üretebiliriz. Fiyatı 4 dolardan daha fazla olmaz.” teklifini değerlendirdi.
Göreve geldiğinden bu yana hep üretim vurgusu yaptığına işaret eden Fakıbaba, Sudanlı mevkidaşının teklifine ilişkin, “Eti 3 veya 4 dolardan göndermesi benim için çok önemli değil. Benim üreticimin maliyetleri gerçek fiyatları yansıtır.” dedi.
Fakıbaba, bugüne kadar hep üreticinin yanında olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“1 Ocak 2018’den itibaren, 200 başa kadar olan çiftliklerde hayvan başı kesimlerde 250 lira para vereceğiz. ‘Aşılama ve küpeleme ücretsiz olacak’ dedik. Bunu niye yapıyoruz? Benim yerli üretici arkadaşım kalkınsın diye. Bu bağlamda ben şunu iddia ediyorum; Türkiye’deki üreticiler bu işin ihracatını yapabilecek kapasitede olan insanlardır. Biz devlet olarak onlara destek verdiğimizde inanıyorum ki kısa sürede et ithal eden değil, ihraç eden bir ülke olacağız. Ben hep üreticinin de yanındayım, tüketicinin de.”
“Kasaplar ucuz et satışından memnun”
Et fiyatlarını yakından takip ettiğini belirten Fakıbaba, “Yarımşar kilogramlık paketlerde kıymayı 15, kuşbaşını 16 lira yapmış olsak, bu tüketici için çok büyük para olmayabilir ama üretici için iyi bir anlama gelebilir. 1 lira oradan kazanıyor, 1 lira ben veriyorum. Yem desteği de vereceğiz. Emin olsunlar, ben üreticinin hep yanındayım ama üreticinin yanında olurken tüketiciyi de düşünmemiz lazım. Buradan kalkıp bir dolara verseler de ben taşıma suyla değirmen dönmeyeceğini bilen bir kardeşinizim. Eti 3 dolara alırsınız, yarın 5 olur, 8 olur. Benim özellikle üretici kardeşlerimi küstürmemem lazım. Bunun farkında olan bir kişiyim.” diye konuştu.
Fakıbaba, önemli olanın Türkiye ve Türk üreticilerin menfaati olduğunun altını çizerek, üretici, esnaf ve sanayici kazanırken, tüketicinin de önemli bir protein kaynağı olan etten istifade etmesi gerektiğini söyledi.
Bu konudaki çalışmalarla piyasanın belirli bir seviyeye geldiğine dikkati çeken Fakıbaba, “Ben hiçbir zaman ‘Bonfile şu fiyat olacak, pirzola böyle olacak’ demedim. ‘Kıymayı, kuşbaşını öğrenci kardeşlerim, dar gelirli aileler de yesin’ istedim.” ifadesini kullandı.
Fakıbaba, ucuz et satışından kasapların da memnun olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Kasap esnafımız bundan çok mutlu. Gittiğim illerde diyorlar ki; ‘Allah razı olsun. Bizim satışlarımızda bir düşüş olmadı. Biraz fiyatları düşürdük ama kazanıyoruz bin bereket versin, sürümümüz daha fazla arttı, müşteri bizi bırakmadı’ ama 29 liraya, 31 liraya satılan etle dar gelirli kardeşlerimiz de oranın müşterisi oldu. Vatandaş olarak beni mutlu ediyor. Bundan kimse gocunmuyor. Kasap kardeşlerim de gocunmuyor, aksine teşekkür ediyorlar. Emin olun, deseler ‘1 dolara alın götürün’, ben oradaki üreticimi, esnafımı düşünürüm ve benim gerçek maliyetim nedir ona bakarım. O maliyetin düşürülmesi için onlara yardımcı olurum. Bizim politikamız bu. Onun için lütfen kasap kardeşlerim, kasap odaları başkanı, üreticiler, tüketiciler rahat olsunlar, gerçek fiyatlar neyse o konuda biz gerçek üzerinden bu politikamızı devam ettireceğiz.”
“Tüketici 50 kuruş fazla verdiğinde büyük kaybı olmaz”
Bakanlığın elinden geldiğince ucuz et satışına devam edeceğinin altını çizen Fakıbaba, “Halk ekmekler var, fırıncılar kızmıyor değil mi? İsteyen gidip halk ekmekten ucuz ekmeğini alıyor, etini niye almasın? En önemli gıda maddesi, protein kaynağı. Biz kimseyi rakip olarak görmüyoruz. Şov yapmaya niyetim olsa, 3 dolara eti alırsın, orada gider 12 liraya, 15 liraya satarsın ama öyle bir niyetimiz yok. Hatta şunu söylüyorum; ’30-32 liraya çıkaralım.’ Ben diyorum bunu. Niye? Üreticiyi düşünmek zorundayım. Çünkü üretici fiyatlarını takip ediyorum. Tüketici de zaten yarım kilo et alıyor, 50 kuruş fazla verdiğinde onun da çok büyük bir kaybı olmayacağını düşünüyorum. Bu arada da dengeyi bulmuş oluyoruz.” dedi.
“Stokçulara, fırsatçılara fırsat vermememiz lazım”
Fakıbaba, hükümetin gıda fiyatlarına ilişkin çalışmalarını sürdürdüğünü ve Gıda Komitesi’nin salı günü toplanacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Arkadaşlar ciddi çalışmalar yapıyor ama artık bizim kurumsallaşmamız lazım. Aradaki stokçulara, fırsatçılara da üreticilerin, sanayicilerin ve esnafın fırsat vermemesi lazım. Burada bana göre büyük bir sıkıntı var. Arpayı alıyor, stok ediyor, fiyatlar yükseldiği zaman o stoktan çıkarıyor veya fiyatı kendisi belirliyor. Bu konuda önlemler aldığımızda inanıyorum ki fiyat istikrarı olacaktır.”
“Sudan’daki arazide soya ve pamuk üretilebilir”
Fakıbaba, Sudan’da Türkiye’nin Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünce (TİGEM) kiralanan arazisine ilişkin 2014’te adımın atıldığını ancak bu zamana kadar resmi işlemlerin yapılmadığını söyledi. Gerekli işlemleri 20 Aralık’ta tamamladıklarını vurgulayan Fakıbaba, Sudan Tarım ve Su İşleri bakanlarıyla görüştüğünü bildirdi.
TİGEM arazisinin 125 bin dekar olduğuna işaret eden Fakıbaba, “Burada soya ve pamuk üretebiliriz. Hayvancılıkla ilgili çalışmalar yapılabilir. Netleşmiş bir şey yok ama en fazla benim üzerinde durduğum soya ve pamuk. Çünkü biz yılda 3,5 milyar dolarlık pamuk ve soya ithal ediyoruz. Eğer biz soyayı ve pamuğu burada üretebilir ve ülkemize getirebilirsek o zaman 3,5 milyar dolar gelir elde etmiş oluruz. Hem Sudanlı kardeşlerimize yardımımız olacak hem biz de Türkiye olarak kazanmış olacağız. Kazan-kazan formülü gerçekleşecek.” dedi.