Artan et talebini karşılamaya yönelik alternatifler çoğalıyor.
Hayatımız teknolojiyle kuşatıldıkça, sanki bünyemiz doğaya daha yakın olmaya yöneliyor. Artık teknolojik sihirbazlıkların normalleştiği yaşantılarımızda neredeyse her şeyi üç boyutlu yazıcıdan elde edebilmek hayal olmanın ötesine çoktan geçti… Yoksa orijinali toprakta büyüyen meyve ve sebzelerin yazıcıdan çıkmış versiyonları menülerimize katıldı mı soruları zihinlerde… Mevsiminde yetişen gıda ürünlerini tüketmeye alışkın nesillerin yerini her şeyi her mevsim tüketen kuşaklar alıyor… Et ve et ürünleri ile beslenme alışkanlıkları da giderek tüketiciler arasında alternatif gıdalarla yer değiştiriyor. Et alımlarını azaltarak alternatif diyet arayışlarına yönelen tüketici sayısının hızla arttığını araştırmalar söylüyor.
Son yıllarda tüketicilerin etsiz alternatiflere ilgisinin giderek artmasıyla, dünya çapında bitki bazlı proteinlere talebin büyüdüğü gözlemleniyor. Mintel GNPD kaynaklarına göre 2018 yılında ve etin ikame edildiği yeni ürünlerde, buğday proteini, en çok kullanılan bitkisel proteindi. Gıda üreticileri ve yatırımcılar bitkisel protein pazarının büyük bir potansiyeli olduğunu dile getiriyor. Dünyada sağlıklı ve kaliteli etin azalması da buna fazlasıyla yardımcı oluyor.
Bitki bazlı protein pazarında et imitasyonu görev başında
Bir kaç yıl önce bilim adamları, yenilikçi bir üretim tekniği ile ete alternatif ve sürdürülebilir bitkisel protein dokusu üretmeyi başardı. Foodnavigator kaynaklı bilgiye göre, Wageningen Üniversitesi Gıda Proses Mühendisliği bilim adamları tarafından bitki bazlı ve lifli protein dokusu geliştirildi. Kesme Hücre Teknolojisi adı verilen teknikle geliştirilen yöntemle mevcut alternatiflere göre daha çok biftek dokusuna benzeyen bitkisel protein lifi elde ediliyor. Çevreye ve hayvanlara zarar vermeyen, ete göre oldukça avantajlı bu yöntemle her çeşit et başarıyla taklit edilebiliyor. Bugüne dek yapay et denemeleri, laboratuvar ortamında kök hücre ile geliştiriliyordu. Küçük doku hücrelerinin uzun bir süreçte geliştirilerek sonuçların bir araya getirilmesi ile oluşturuluyordu. Yeni geliştirilen yapı ise bitkilerden elde ediliyor ve daha bütünsel bir yapıyla tıpkı et gibi kalın parçalardan oluşabiliyor. Bu yapının oluşturulmasında ise çeşitli bitki elyafları kullanılıyor. İşlenmiş diğer bitkisel protein alternatiflerle kıyaslandığında, üretim süreci geleneksel yöntemlere oranla daha az enerji gerektiriyor. Üstelik çok daha sürdürülebilir ve daha çevreci bir alternatif. Etin ikamesi proteinler, beslenmede yepyeni kapılar açacak gibi görünüyor.
Uzun ve kaliteli yaşamda protein vazgeçilmez
Uzmanların tespitlerine göre az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde günlük protein ihtiyacının %30-40’ı hayvansal, %60-70’i bitkisel kaynaklardan karşılanırken, gelişmiş ülkelerde tersi geçerli. Aslında bu günün dünyasında hayvansal protein tüketimi bir gelişmişlik ve medeniyet göstergesi de denebilir. Tabi bu durum vejetaryen beslenen kesim haricinde geçerli. Türkiye’de kişi başına toplam hayvansal protein tüketim miktarları gelişmiş ülkelerin maalesef gerisinde. Oysa mental ve fiziksel olarak sağlıklı gelişim için protein vazgeçilmez temel taşlardan.
Kaliteli yaşlanma şifreleri düzenli egzersiz, tasasız hayat, iç huzuru, dış güzelliği diye listeler halinde devam ediyor. Yeni buluşlar ve gelişmelerle ömürler uzadı, yaşlılık geriledi. Hayatı kuralına uygun yaşadığınızda, uzun ve kaliteli yaşama şansınız çoğalıyor.
Dünya nüfusunun bir bölümünün hala açlık ve yokluk ile mücadelesi, ömürlerin uzaması, gençleşen yaşlıların çoğalmasıyla tezatlık gösterse de, gelişmiş ya da geri kalmış toplumların en temel ortak paydası beslenme. Kimisi bir parça gıda, kimisi daha sağlıklı ve kaliteli gıda için mücadelesini sürdürüyor.