Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, yapılan projeksiyonlara göre, 2050 yılında oluşacak nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini belirterek “Eğer gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzını sağlayamazsak dünyamız kitlesel insan göçlerine sahne olabilir” dedi.
Antalya’da bir otelde düzenlenen ve üç gün süren Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 30. Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansı’nın ardından Çelik ile FAO Genel Direktörü Jose Graziano da Silva, ortak basın toplantısı düzenledi.
Çelik, Antalya’nın G20 Liderler Zirvesi ve EXPO’dan sonra üç gündür bölge için önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptığını söyledi. FAO’nun bölgesel konferanslarının iki yılda bir düzenlendiğini hatırlatan Çelik, toplam nüfusu 1 milyarı bulan bölgedeki ülkelerden bakan veya üst düzey yöneticilerin katıldığı toplantıyı bugün tamamlayacaklarını ifade etti.
Toplantıda üç gün boyunca başta sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve “Dünya Bakliyat Yılı” olmak üzere, bölgeyi ilgilendiren önemli konuları ele aldıklarını ve kapsamlı istişarelerde bulunduklarını anlatan Çelik, “Geçtiğimiz eylül ayında dünya liderleri 2030 yılı için yeni ve kapsamlı 17 temel sürdürülebilir kalkınma hedefi belirledi. Bu hedeflerin ikincisi, dünyada 2030 yılına kadar açlığı tamamen yok etme hedefidir.” diye konuştu.
Çelik, dünyada 800 milyon aç, 500 milyon ise obez insan yaşadığını, bir yanda sefahatin diğer yanda da sefaletin olduğu bir dünyada hiç kimsenin güvende olmadığını dile getirdi.
Konferanstaki tartışmalarda gıda güvenliği konusunun da ele alındığını belirten Çelik, şöyle konuştu:
“Yapılan projeksiyonlara göre, 2050 yılında oluşacak nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerekiyor. Ancak dünyada tarım arazileri yok ediliyor. İki saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde, 7 dekar tarım arazisi yok oluyor. Eğer gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzını sağlayamazsak dünyamız kitlesel insan göçlerine sahne olabilir. Böylesine ağır bir tablonun yaşanmasını önlemek için 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerini önemli bir pusula olarak görüyoruz.”
“Tarımsal Ar-Ge çalışmalarına önem verilmeli”
Çelik, konferansta sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için mevzuat düzenlemeleri, arazi toplulaştırma, sürdürülebilir arazi kullanımı, biyoçeşitliliğin korunması, doğru tarımsal uygulamaların yaygınlaştırılması, tarımsal Ar-Ge çalışmaları, gıda kayıp ve israflarının azaltılması, küçük işletmelerin devamlılığının sağlanması, gıda güvenliği konusunda özel sektörün rolü ve eğitim gibi konuların önemli unsurlar olduğuna dikkat çekildiğini vurguladı.
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerini, kendi hedef ve politikalarına dahil etmiş ülkelerin deneyimlerini dinlediklerine değinen Çelik, şöyle konuştu:
“Ülkemizin ve Pakistan’ın girişimleriyle Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı dolayısıyla bu konferansta da bakliyatın, sağlıklı beslenme, çevrenin korunması, su kaynaklarının verimli kullanılması, topraktaki azotu dengeleyerek toprağın verimliliğini artırması, biyoçeşitliliğin korunması ve iklim değişikliği ile mücadele gibi konulardaki rolü ve önemi vurgulanmıştır. Konferansta ayrıca, FAO’nun bölgemiz için öncelikleri, kadınlar ve genç çiftçilerin desteklenmesi için yapılması gerekenler de görüşüldü. Konferansın önemli bir çıktısı olarak, Slovenya’nın teklifiyle 20 Mayıs’ın ‘Dünya Arıcılık Günü’ ilan edilmesi konusunun 2017 BM Genel Kurulu’na taşınması hususunda bölge toplantımızda mutabakata vardık.”
“Tarımsal üretim güçleşti”
Bakan Çelik, tarımın karşı karşıya olduğu önemli sorunlar bulunduğunu, dünya genelinde tarımsal üretimin giderek daha güçleştiğine vurgu yaptı.
Buna iklim değişikliğinden kaynaklı güçlükler de eklenince gıdaya erişim sorununun büyüdüğünü dile getiren Çelik, “Bu çerçevede verimliliğin ve alternatif ürünlerin önemi ortaya çıkıyor. Bölge ülkeleri olarak sorunlarımız ortak ve birbirine benziyor. Dolayısıyla çözümleri de birlikte aramakta fayda var. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde işbirliği ve diyalog önemli.” dedi.
Çelik, tarım ve tarımsal üretimin, insanlığın en temel uğraş alanı olduğunu, ülkelerde milli gelirden pay alma açısından çiftçilerin en dezavantajlı gruplardan biri olduğuna dikkati çekerek, uluslararası ilişkilerde tarım dışı konuların tarım kesimine fatura edilmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
“17 hedefe ulaşmak için işbirliği yapılacak”
FAO Genel Direktörü Silva da konferansın çok başarılı olduğunu, rakamların bunu gösterdiğini belirterek, konferansa delege ve gözlemcilerin yanı sıra BM’den, sivil toplum kuruluşlarından, uluslararası kuruluşlardan araştırmacı ve akademisyenlerin katıldığını söyledi.
FAO’nun 2030 küresel gündemiyle uyumlu olması ve amaçlarını uyumlaştırmasının en cesaret verici konu olduğunu ifade den Silva, katılımcı ülkelerin BM tarafından belirlenen 17 hedefe ulaşmak için iş birliği yapacağını açıkladığını aktardı.
Konferansta iklim değişikliğini, selleri konuştuklarını anlatan Silva, “Konferansta beslenme konularının öneminin altı çizildi. Bununla birlikte gıda güvenliğine yönelik çok başarılı yaklaşımlar benimseniyor bölgede. FAO, beslenme konularını bir öncelik olarak belirleyecek ve bununla ilgili çalışmalar yürütecek. Gıda kayıpları ve israfının önlenmesi konusunda özellikle Türkiye önemli girişimler gerçekleştirdi. Gıda israfının önlenmesine yönelik Türkiye’nin bu çalışması diğer ülkelere de örnek teşkil ediyor.” dedi.
Silva, küresel mülteci sorununa ilişkin de FAO’nun destek verdiğini, insani konularda önemli rol oynadıklarını ifade etti.