Deniz spagettisi Himanthalia, şimdilik pek bilinmese de sürdürülebilir bir şekilde yetiştirilebilmesi ve tadının da makarnaya oldukça çok benzemesi sayesinde şimdiden Avrupa’da market raflarında kendine yer bulmayı başardı.
Deniz spagettisi Himanthalia’nın üreticisi Hollandalı Seamore şirketinin kurucusu Willem Sodderland; “Günümüzde pek çok insan çok fazla karbonhidrat tüketiyor ancak sebzeyi yeterli düzeyde tüketmiyor. Himanthalia, karbonhidrat yerine sebze tüketebilmenin oldukça kolay ve güzel bir yolunu sağlıyor. En sevdiğiniz yemek olan makarnayı daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde yemeyi bu sayede sürdürebilirsiniz.” açıklamasında bulunuyor.
Denizde yetişen ve elle toplanan himanthalia sadece durulanarak 39 derecenin altında kurutuluyor. Bu denli az işlemden geçiyor olması ve düşük sıcaklıkta kurutuluyor olması himanthalianın besin değerlerinin maksimum düzeyde korunmasını sağlıyor. Bu nedenle Sodderland, himanthaliayı “deniz sebzesi” olarak adlandırıyor.
Deniz sebzelerinin potansiyeli
Şimdilik sadece Avrupa’nın Atlantik kıyılarında bulunan Seamore şirketinin makarnası ilk sınavlarını başarıyla verdi ve glütensiz besin tercih eden ve düşük karbonhidratlı diyet uygulayan tüketiciler tarafından da tercih edilmeye başladı ancak Sodderland, himanthalianın potansiyelinin çok daha fazla olduğunu belirtiyor.
Sodderland; “Ayrıca çok daha büyük çaplı geniş bir tüketici kitlesi daha sağlıklı gıdalar arıyor. Ancak bu kişiler gıdanın çok karmaşık olması durumunda bu konuda bir adım atmaya çekiniyor. Bu nedenle bu tüketici grubunun tercihlerini değiştirmesini daha kolay bir hale getirebilme ihtiyacı hissettik. Bence de deniz yosununu zaten var olduğunu bildiğimiz bir gıda olarak konumlandırmak bu konuda bize yardımcı oldu.” açıklamasında bulunuyor.
Pazarlama sürecinde insanların varlığından haberdar olmadığı bir ürüne talep yaratmak durumunda kaldıklarını belirten Sodderland, Avrupa’da deniz yosununu pazarlarken karşılaştıkları en büyük zorluğun Avrupa mutfağında bugüne kadar yosunların yer almamış olması olduğunu söylüyor.
Sodderland; “Ne şekilde ve nasıl yemekler yapılabileceği konusunda iletişime geçtik, klasik İtalyan makarna yemeğinizi deniz yosunu ile yapabilirsiniz. Bu şekilde iletişime geçme sebebimiz pek çok insanın onlara deniz yosunu verdiğimizde bununla ne yapacaklarına dair en ufak bir fikri yoktu. Bu nedenle bunu daha kolay bir hale getirdik. Şimdi ürünün sağlık ve sürdürülebilirlik açısından yararları konusunda daha fazla iletişime geçmeye başlayacağız.” açıklamasında bulunuyor.
Ürün her ne kadar makarnanın yerini almak üzere tasarlanmış olsa da fiyatı makarnaya göre oldukça yüksek. Ancak Sodderland pazarda bulunan organik, daha sağıklı ve daha sürdürülebilir makarnaların fiyatlarının da klasik makarnalara göre yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Deniz pastırmaları ve dürümlerini de göreceğiz
Seamore’nin ilk hasat için finansman desteği aradığı günden beri şirketin gelişimi oldukça hızlı oldu. Yeni kurulan şirket ilk başta kendi internet sitesi üzerinden ürünlerini satarken, altı ayın ardından şirketin ürünleri Hollanda’da market raflarında kendilerine yer buldu. Şirketin ürünleri bugün Hollanda’nın yanı sıra Belçika, Almanya, İngiltere, İsveç, Danimarka ve Avusturya’da marketlerde satılıyor.
Tavuk ve brokoli kadar birbirlerinden farklı olan 10 bin kadar yosun çeşidi göz önüne alındığında Sodderland bu alanda potansiyelin muazzam olduğuna dikkat çekiyor. Bu muazzam potansiyelden faydalanmayı sürdürme hedefi ile bu yıl ve gelecek sene pazara “deniz pastırması” ve “deniz dürümü” adlı iki yeni ürün daha süreceklerini açıklıyor.
“Dünya üzerinde altı, yedi milyon insanız, gerçekten ama gerçekten orjinal olabilmek neredeyse imkansız. Sadece doğru zamanda doğru yer olmanız ve daha sonra da bir girişimci olarak risk almanız ve ‘ben buna inanıyorum’ demeniz gerekiyor.”