Tüketicilerin yüzde 60’ı yiyecek ve içeceklerinin çevre üzerindeki etkisine duyarlılık gösteriyor.
BENEO Pazarlama Direktörü Thomas Schmidt, daha sağlıklı yiyecek ve içecek ürünlerine yönelik artan tüketici talebine yanıt verirken, çok yönlü fonksiyonel bileşenlerin, gıda üreticilerinin en büyük yardımcısı olduğunu söylüyor. Schmidt gıdanın geleceğine yönelik eğilimleri şöyle özetliyor:
“Çevresel sorunlarla ilgili endişeler artıyor”
“Geleceğin fonksiyonel yiyecek ve içeceklerine yönelik eğilimlerde, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, genel sağlık ve ruh sağlığının önemsenmesi, tüketici gündeminin üst sıralarında yer alıyor. Sindirim ve bağışıklık sağlığı için tüketici taleplerini karşılayabilen, stresin azaltılmasının yanı sıra fiziksel ve zihinsel enerji desteği sunan bileşenlerin hepsini parlak bir gelecek bekliyor. Ayrıca, hareketlilik ve egzersiz fırsatlarının azalmasıyla, sağlıklı konumlandırılmış masum atıştırmalıklar giderek daha fazla talep görüyor. COVID-19’un bir sonucu olarak çevresel sorunlarla ilgili endişeler de artıyor. Özellikle hava kirliliği gibi çevresel sorunların, solunum problemlerine sebep olma veya hastalıklara karşı bünyeyi daha savunmasız hale getirebilme endişesinden kaynaklanıyor. BENEO tarafından yaptırılan yeni FMCG Gurus araştırması, çevresel sorunlarla ilgili endişenin satın alma modellerini değiştirdiğine dikkat çekiyor. Tüketicilerin %60’ı artık yiyecek ve içeceklerin çevre üzerindeki etkisine daha fazla önem veriyor. Doğallığı destekleyen daha temiz ve daha net etiketlere artan ilgi, besinsel faydaları ve sürdürülebilir kaynak kullanımı olan fonksiyonel bileşenler için avantajlı bir durumdur.
“Tüketiciler daha şeffaf ve etik gıda seçeneklerine sahip olmak istiyor”
COVID-19, fonksiyonel gıda ve içecekler kapsamındaki tüketici talep ve beklentilerini fazlasıyla etkiledi. Pandemi nedeniyle tüketiciler, sağlıklı beslenme ile uzun vadeli sağlık arasındaki bağlantının giderek daha fazla farkına varmaktadır. FMCG Gurus tarafından yapılan bir ankette, küresel olarak tüketicilerin %83’ü pandemi sonrası daha sağlıklı besleneceklerini belirtti. COVID-19, bağışıklık, sindirim sağlığı, kilo yönetimi, kan şekeri yönetimi konularına ışık tuttu. Bunu göz önünde bulundurarak tüketiciler bilinçli olarak daha sağlıklı beslenme ve yaşama amaçlarında kendilerini destekleyebilecek yiyecek ve içecek ürünleri arıyor. Kendini kanıtlanmış bileşenlerle faydalarını güvenilir bir şekilde anlatabilen ürünler tüketicinin gözünde önem kazanacaktır. Ayrıca pandemi nedeniyle tüketicilerin daha şeffaf ve etik gıda seçeneklerine sahip olma talebinin artması gıda sektöründe bir baskı oluşturdu.
Sonuçta, gıda ve içecek tedarik zincirinde şeffaflığı artıran teknolojinin büyümekte olduğunu gözlemliyoruz. Bu sadece yiyecek ve içecek markalarını daha etik olmaya teşvik etmekle kalmayacak, aynı zamanda gıda güvenliğinde kilit bir rol oynamaya yardımcı olacaktır.
Bitki bazlı ürün talebi de COVID-19 ile hızlandı. Semi-vejetaryen, vejetaryen ve vegan yaşam tarzı seçimlerini desteklemek için et,süt ve yumurta ikamesi ürünleri alanında yeni gelişmeler devam etmektedir. Son beş yılda “hayvansal içerik yok” beyanlarına dayalı global yeni ürün lansmanları iki kattan fazla arttı. Ağızda bıraktığı his ve tat ise tekrarlanan satışların anahtarıdır.”
Bu haber de ilginizi çekebilir: Etiketiniz temiz mi?
[mc4wp_form id=”25750″]