Büyük firmalar yeni ürün geliştirmede neden zorlanıyor?

0
941

Yeni kurulan gıda şirketleri yeni bileşen ve tatlar konusunda daha açık fikirli bir duruş sergilerken büyük firmalar yeni bileşen ve yeni tatlar konusunda daha tutucu.

Yeni ürün geliştirme danışma şirketi Froghop’un kurucularından Melanie Loades büyük şirketlerin yeni kurulan şirketlerden öğreneceği çok şey olduğunu belirtiyor.

Daha önce Unilever, International Food Network ve NSA International gibi şirketlerde ürün geliştirme departmanlarında çalışmış olan Loades; “Büyük şirketler bileşen kullanımı konusuna daha geniş bir açıdan bakmayı öğrendiler. Yeni şirketler ise daha deneysel bir yaklaşım sergileyebiliyorlar veya konu hangi bileşenlerin kullanılacağı olduğunda çok daha açık fikirli olabiliyorlar, böylece gıdalara besinsel katkının yanı sıra yeni tatlar da getirebiliyorlar.” diyor.

Deneyim sahibi olmanın bazen büyük şirketlerin aleyhine olduğunu belirten Loades; “Sevilen ve satış rakamları iyi olan çeşitli ürünlere sahipken konu yeni ürün geliştirme olduğunda ‘evet yeni bir şey yapmamız gerekiyor, hadi elimizde olanlara değerlendirip bunlara hangi yeni tatları ekleyebileceğimize bir bakalım’ demek çok kolay. Çok daha heyecan verici bir şekilde inovasyon yapmak ise o kadar da kolay değil.” açıklamasında bulunuyor.

Loades pazarda inovasyon yapanların ve sınırları zorlayanların küçük şirketler olduğuna dikkat çekiyor. Bu durum beslenme konusundaki bazı büyük oyuncuların da gözünden kaçmamışa benziyor.

Büyüyen trend

Aralık ayında DuPont Beslenme ve Sağlık Bölüm Başkanı Matthias Heinzel, milyarlarca avro büyüklüğündeki araştırma bölümünün üretimden pazara geçen süreyi kısaltmayı amaçladığını ve bu amaçla yeni kurulan şirketlerle birlikte çalışmaya başladıklarını açıkladı.

Heinzel ayrıca; “Farklı ortaklarla çalışmaya tamamiyle açığız. Dışarıda ortak arayışında olan yeni kurulmuş şikketler bulunuyor ve biz de bu açıdan genişlemeye açığız.” açıklamasında bulunudu.

Böyle bir işbirliğinin mali açıdan getirileri olduğu gibi farklı faydaları da bulunduğunu belirten Heinzel; “Yeni kurulan şirketler farklı bir şekilde yönetiliyor ancak bizim deneyimlerimiz de her iki taraf için ilham verici. Bu iş hiç bir zaman kolay değildir fakat beraber çalışmanın sonuçları iyileştirdiği yönünde iyi bir örnek teşkil ettiği görüşündeyim. Bu şirketlerle görüşmelerimizi büyük küresel ortak olarak değil, seviyeden bağımsız bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. Durumu bu şekilde ele alıyoruz ve bence bu şirketlerle iyi bir gelişme kaydediyoruz.” yorumunda bulunuyor.

Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan MassChallenge inovatif yeni şirketlerin büyüyebilmeleri için farklı şekillerde yardım sağlamayı amaçlıyor. Givaudan, Nestlé ve Bühler gibi gıda bileşenleri ve üretimi konusunda dev isimler de bu kuruluşu destekleyenler arasında yer alıyor. MassChallenge tarafından yürütülen ve gıda devlerinin bu yeni şirketlerle gıda, yaşam bilimleri ve hassas cihaz mühendisliği gibi konularda birlikte çalışmalarını sağlayan programın 2010 yılından beri 464 milyon avronun üzerinde kar ve 6,500’den fazla kişiye istihdam sağladığı belirtiliyor.

Unilever’in yeni kurulan şirketlerle işbirliğini yürüttüğü platform Unilever Foundry de beş milyon dolarlık yatırım yaparak bir yılda 32 ülkede 85 pilot uygulamayı hayata geçirdi.

Programın başlangıcında Unilever, General Electric eski Yönetim Kurulu Başkanı Jack Welch’in; “Dışarıdaki değişim hızı içerideki değişim hızından yüksek olduğunda son yakındır.” sözünden alıntı yaptı.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) yeni kurulan şirketlerin önemi ile ilgili; “Yeni bir işletmenin doğuşu çoğunlukla istihdam ve ekonomik büyüme açısından önemli bir etken olarak görülür. Yeni işletmelerin doğuşu bir ülkenin işletmeleri arasındaki rekabet seviyesini arttırarak şirketleri bu yeni rekabet ortamında daha verimli olmaya zorlar. Şirketler inovasyon konusunda harekete geçerken ve yeni teknolojilerin benimsenmesi kolaylaşırken ülke ekonomisi açısından da toplam üretim artış gösterir.” açıklamasında bulunuyor.

Gıda bileşenleri pazarında tüketici tabanlı değişimler yaşandığına dikkat çeken New Nutrition Business araştırma şirketi danışmanlarından Julian Mellentin geçen yıl nutraingredients internet sitesi ile görüşmesinde; “Geçmişte gıda bileşenleri pazarlayan şirketler büyük bir şirketle yüksek miktarlı bir anlaşma yapmayı hedeflerdi. Ancak şimdi durum çok farklı. Günümüzde en başarılı bileşen pazarlama şirketlerinin yeni kurulmuş küçük ve girişimci şirketlerle beraber çalıştıklarını görüyoruz. Tabi başlangıçta işlem hacmi küçük oluyor, bu durum ‘neden küçük bir şirkete hizmet sunmak için bu denli enerji sarf ediyoruz’ gibi iç hesaplaşmaları da beraberinde getiriyor. Ancak bugün bu girişimci küçük şirketlerle beraber çalışmaları sonucunda büyümeyi başarmış pek çok örnek görüyoruz. Tüketicilerle başlayan, markaları etkileyen bu durum gıda bileşenleri endüstrisini de günden güne daha fazla etkileyecek stratejik bir değişim.” açıklamasında bulunmuştu.

Yeni başlayanlar için AB

Eurostat tarafından yayımlanan Avrupa istatistikleri 27 üye ülkede yeni işletmelerin sayısının tüm işletmelere oranı göz önüne alındığında 2011 yılından 2012’ye %5 ‘lik bir artış sergilediğini ortaya koyuyor.

Bu oran ülkeden ülkeye büyük farklılıkları da gözler önüne seriyor, Belçika’da %5 olan bu oran Litvanya’da %24.9’a kadar çıkıyor. 2011 ve 2012 yıllarında bu oranın en düşük olduğu ülkeler; Malta, Kıbrıs ve Belçika, en yüksek olduğu ülkeler ise Litvanya ve Letonya oldu.

Ancak 2011 yılında aynı zamanda pek çok şirketin açılışı ile birlikte kapanışına da şahit olundu.

Sağlık beyanları düzenlemeleri yeni başlayanların önünde bir engel mi?

Loades yeni şirketler için sağlık beyanları ile ilgili düzenlemelerin kesinlikle bir engel oluşturduğu görüşünde. “Yeni harika bir ürünü elinize alıp, sağlık beyanı listesine bakıp ‘müthiş, ben de bunu istiyordum, sağlık beyanı da burada’ diyemeyeceksiniz çünkü sağlık beyanı orada olmayacak” diyor Loades.

Bunun yerine yeni şirketler hedefledikleri sağlık beyanını göz önüne alıp bu beyan için onaylanmış bileşen ve gıdalarla çalışmak durumunda. Bu da çoğunlukla beyanı kullanmak için gerekli vitamin ve minerallerle birlikte ‘beyansız’ yeni bileşenlerin kullanılmasını gerektiriyor.

Endüstrinin 2006 beslenme ve sağlık beyanları regülasyonundan beri “yapay durumda” olduğunu belirten Loades; “ bana hala ilginç gelen ve anlamlandıramadığım beyanlar var ancak bu durum sürecin devam etmesinden kaynaklanıyor. Ve bu beyanlar genellikle sebze, meyve ve baharat gibi daha karmaşık bileşenler ile ilgili oluyorlar.” açıklamasında bulunuyor.

Endüstri uzun zamandır karmaşık olan AB mevzuatının inovasyon karşıtı olduğunu şikayetini dile getiriyor.

Yeni gıda mevzuatındaki onaylana değişikliklerle beraber yeni bileşen ve üretim yöntemlerinin onay sürecinin kolaylaştırmasının  Avrupa Birliğinde büyümeye destek olması umuluyor. Ancak bu değişikliklerin ne denli etkili olacağı zaman içerisinde belli olacak.

Loades ise umutlu; “İnsanlara on yıl içerisinde her şeyin daha farklı olacağını söylüyorum. Yeni gıda mevzuatı değişiyor. Gitgide daha fazla sağlık beyanı kullanılabilecek.”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz