Her yıl dünya çapında yaklaşık 1,3 milyar ton gıdanın ziyan edildiğini söyleyen TÜSİAD Başkanı Bilecik; “Aynı miktarda gıdayı üretebilmek için ihtiyaç duyulan alan ise 9,6 milyon kilometre kare. Bu ne demek biliyor musunuz? Çin’in yüz ölçümü kadar bir alan demek. Bakın, ‘gıdayı ziyan etmek’ demek, yalnızca ‘bir gıda ürününü çöpe atmak’ demek değildir. ‘Gıdayı ziyan etmek’ demek, ‘o ürünün üretimi ve taşınması dahil, değer zincirinin tüm aşamalarında suyu, enerjiyi, insan emeğini de ziyan etmek’ demektir.” şeklinde konuştu.
Gıda enflasyonundan gıda sektörünün rekabetçiliğine kadar pek çok alanda etkili olan gıda atık ve kayıpları, TÜSİAD Gıda Atık ve Kayıp Stratejik Yol Haritası: Üst Düzey İstişare Toplantısı’nda masaya yatırıldı. Gıdada kayıpları önleyecek ve yaratılan tasarrufla Türkiye’ye önemli fırsatlar yaratacak stratejilerin tartışıldığı toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu Başkanı Belma Satır yaptı.
Açılış konuşmasında gıda ziyanının yarattığı tehditlere dikkat çeken TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik şunları söyledi:
“Küresel sorunların başında gelen hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarak ihtiyaçların karşılanamaması, son on yılda çok hızlı bir artış gösterdi. Nüfus artışıyla, dünyadaki kaynaklar arasındaki ters orantı, bugün artık yeni bir davranış biçimi geliştirmemizi gerektiriyor. Çünkü önümüzdeki dönemde daha fazla suya, daha fazla gıdaya ve daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacağız.
Çok uzak değil, 2030 yılında yüzde 30 daha fazla suya, yüzde 50 daha fazla gıdaya ve enerjiye ihtiyacımız olacak. Yani; bugün bile sınırlı olan doğal kaynaklara duyacağımız ihtiyaç gün geçtikçe daha da artacak. Bir diğer ifadeyle, tüm doğal kaynaklar daha da kıymetli, yaşam mücadelesi ise daha da zor olacak.”
‘Gıdayı ziyan etmek’ demek, yalnızca ‘bir gıda ürününü çöpe atmak’ demek değildir.
“Araştırmalar gösteriyor ki; gelişmiş ülkelerde ihtiyaçtan daha fazla miktarda üretilen gıda ürünleri, tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında ziyan ediliyor. Bu miktar, her yıl dünya çapında yaklaşık 1,3 milyar tondur. Aynı miktarda gıdayı üretebilmek için ihtiyaç duyulan alan ise 9,6 milyon kilometre kare. Bu ne demek biliyor musunuz? Çin’in yüz ölçümü kadar bir alan demek.
Bakın, ‘gıdayı ziyan etmek’ demek, yalnızca ‘bir gıda ürününü çöpe atmak’ demek değildir. ‘Gıdayı ziyan etmek’ demek, ‘o ürünün üretimi ve taşınması dahil, değer zincirinin tüm aşamalarında suyu, enerjiyi, insan emeğini de ziyan etmek’ demektir.
Aynı zamanda, ‘gelişmekte olan birçok ülkede yaşayan ve o gıdaya ihtiyaç duyan insanları gözardı etmek’ demektir. İnsanlık onuru için hiçbirimizin böyle bir lüksü olmamalıdır.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu Başkanı Belma Satır da konuşmasında, gıda israfı ve atıkları konusunda TBMM’de yapılan çalışmalarını anlattı. Etkinliğin bir diğer konuşmacısı olan Fransa Büyükelçiliği’nden Pierre Autissier ise Fransa’da konu üzerine gerçekleşen iyi uygulamaları aktardı.
Etkinliğin son bölümünde “Gıda Atık ve Kayıp Konusunda Stratejik Yol Haritası Paneli” düzenlendi. TÜSİAD Gıda, İçecek ve Tarım Çalışma Grubu Başkanı Mehmet Aktaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde TCMB Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Tümen, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, Metro Toptancı Market Meyve ve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve TİDER Kurucu Başkanı H. Serhan Süzer gıda atık ve kayıp politikalarına dair görüşlerini paylaştılar.