TBMM Bağcılık ve Üzüm Araştırma Komisyonu Başkanı Ak Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen, “Kamu spotu ile iç tüketimi arttırmalıyız. İlk önce üzümü kendimiz tüketeceğiz ki başkaları yesin. Sofralarımızla bu ürünü buluşturmalıyız. Eskiden Ramazan ayında sahur ve iftar sofralarında hoşaf eksik olmazdı. Ben 15 yıldır sofralarda hoşaf görmez oldum. Üzümü menülerimize sokmalıyız, gazlı içecekler yerine sağlıklı natürel ürünler tercih edilmeli” diye konuştu.
TBMM Bağcılık ve Üzüm Araştırma Komisyonu Başkanı Ak Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen, Türk halkının kuru üzüm tüketiminin 200-250 gram gibi çok sınırlı bir düzeyde olduğunu, kuru üzüm tüketiminin arttırılması gerektiğini kaydetti. TBMM Bağcılık ve Üzüm Araştırma Komisyonu üyeleriyle birlikte Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ni ziyaret eden Bilen, “Kamu spotu ile iç tüketimi arttırmalıyız. İlk önce üzümü kendimiz tüketeceğiz ki başkaları yesin. Sofralarımızla bu ürünü buluşturmalıyız. Eskiden Ramazan ayında sahur ve iftar sofralarında hoşaf eksik olmazdı. Ben 15 yıldır sofralarda hoşaf görmez oldum. Üzümü menülerimize sokmalıyız, gazlı içecekler yerine sağlıklı natürel ürünler tercih edilmeli” diye konuştu.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep ise; Türkiye’nin dünyanın en önemli kuru üzüm üreticisi ve ihracatçısı ülkesi olduğunu, Türkiye Geneli Çekirdeksiz Kuru Üzüm ihracatının yüzde 99’unu Ege Bölgesinden yapıldığını dile getirdi.
Kuru üzümden yıllık 450 milyon dolar döviz kazanıyoruz
ABD başta olmak üzere, diğer üretici ülkelerle fiyat ve kalite açısından yoğun bir rekabet içerisinde olduklarının altını çizen Celep, “Çekirdeksiz kuru üzüm, ülkemize yıllık 450 milyon dolar civarında döviz kazandırıyor ve on binlerce üreticimiz geçimini bu üründen temin ediyor. Bu nedenle, biz çekirdeksiz kuru üzüm ihracatçılarının yaşadıkları sorunlara çözüm bulunması ve kuru üzüm ihracatımızın devamlılığının temini, sadece bizleri değil, bu ürünü yüzyıllardır üreten üreticilerimizi de yakından ilgilendiriyor” diye konuştu.
2009 yılından beri Çekirdeksiz Kuru Üzümde Verimi Kalite ve Gıda Güvenliğini Arttırma Projesi’ni sektör paydaşlarıyla birlikte yürüttükleri bilgisini paylaşan Celep, sektörün yaşadığı sorunlarla ilgili çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı;
“İhracattan Geri Gelen Partilerin Yurda Girişinde Yaşanan Sıkıntılara çözüm geliştirilmesi, Aktif Madde ve Okratoksin-A Kaynaklı Sorunlar çözülmeli, Bağlarda Biyoteknik Mücadele Yönteminin tamamı desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı, Biyolojik Mücadele İlaçları da (Biyopreparatlar) Tarım Bakanlığınca “Tarımsal Destekler” Kapsamına Alınmalı, Alıcı Ülkeler Nezdinde Acilen Tarım Ataşeleri Atanmalı, Sözleşmeli Tarımsal Üretim Modeli Desteklenerek Yaygınlaştırılmalı, Kuru Üzüm Üretiminin ve İç Tüketiminin Artırılması İçin Strateji Oluşturulmalı, Stok Kurumu Oluşturulmalı ve Lisanslı Depoculuk Sistemine İşlerlik Kazandırılmalı, Bağ Alanlarının Uzaktan Algılama Yöntemi ile Tespit Edilmeli ve böylece, Rekoltenin Gerçeğe En Yakın Düzeyde Tespiti Sağlanmalı, Kontrollü Atmosferli Soğuk Hava Deposu Yatırımları Desteklenmeli, İşletmelerde Güneş Enerjisinden Enerji Elde Etme Yatırımları Marjinal Alanlarda Teşvik Edilmeli, İşletmelerde Lazer ve X-Ray Gibi İşleme Makinesi Yatırımları Desteklenmeli”
Sektör Kurulu Başkanı Öz; “53 yıldır bir ilki yaşıyoruz”
Kuru Meyve Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz ise; 53 yıldır çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı yaptığını, TBMM bünyesinde bağcılık ve üzüm ile ilgili bir komisyonun kurulmasının ve sektörün sorunlarına çözüm arayışının sektörün tarihinde bir ilk olduğunu, üzüm sektörünün tüm taraflarının bu gelişmeden son derece mutlu olduğunu kaydetti. Öz, “Umarım bu komisyonun yürüteceği çalışmalar sonrasında Türk üzümü hak ettiği yere gelir” dedi.