2016 yılı, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Türkiye ve Pakistan’ın öncülük etmesiyle Uluslararası Bakliyat Yılı ilan edildi. Bütün yıl boyunca sürecek olan etkinliklerin resmi lansmanı, 10 Kasım 2015 tarihinde BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Roma’da bulunan genel merkezinde gerçekleşti.
Lansmana, çoğunluğu bakan düzeyinde 200’e yakın politikacı, sivil toplum örgütü ve özel sektör temsilcisi katıldı.
“Sürdürülebilir gelecek için besleyici tohumlar” sloganı kullanılan ve 1 Ocak tarihi itibariyle resmen başlayan 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı çerçevesinde düzenlenecek faaliyetlerle, dünya genelinde bakliyatların faydaları konusunda farkındalık yaratmak, üretim ve ticaretini arttırmak ve gıda zincirinde yeni ve akıllı yöntemleri teşvik etmek amaçlanıyor.
Bakliyat hakkındaki farkındalığı arttırmak için 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı’na özel 5 ana mesaj belirlendi:
- Bakliyat son derece besleyicidir.
- Bakliyat ekonomik olarak erişilebilirdir ve her düzeyde gıda güvenliğine katkı sağlar.
- Bakliyat önemli sağlık faydaları vardır
- Bakliyat sürdürülebilir tarımı teşvik eder ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme ve adaptasyon konusunda katkıda bulunur.
- Bakliyat biyoçeşitliliği destekler.
Ancak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bakliyat hakkında bilinmesi gereken 5 gerçek daha olduğunu vurguluyor:
Bakliyat, özellikle gelişmekte olan ülkelerde dar gelirli topluluklar için vazgeçilmez bir üründür.
Gelişmekte olan ülkelerde bakliyat, ortalama diyetin yüzde 75’ini, sanayileşmiş ülkelerde ise yüzde 25’ini oluşturuyor. Hayvansal protein için uygun bir alternatif sağlıyor. Genellikle bakliyat, ağırlığının yüzde 20 ila 25’i oranında protein içeriyor.
Bakliyat ürünleri ayrıca, Birleşmiş Milletler’in de dikkat çektiği üzere tarım iş gücünde büyük pay sahibi olan küçük üreticiler ve özellikle kadın çiftçiler için de giderek daha önemli bir ürün haline geliyor.
Mercimek, fasulye ve nohut yüzyıllar boyunca insan diyetinin önemli bir parçası oldu.
Arkeolojik kalıntılar, mercimek ve nohut üretiminin anavatanının Anadolu olduğunu ve dünyanın en eski tarımsal üretiminin tarihinin günümüzden 7-8 bin yıl öncesine kadar geriye gittiğini gösteriyor.
Bugün, mercimek ve bezelyenin yabani akrabalarının dünya genelinde hala görüldüğü tek yer Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir. Bunların örnekleri toplanmış ve Türkiye’nin gen bankalarında korunmaktadır.
Bakliyat tüketimi azalıyor.
Dünya bakliyat üretimi son 10 yılda yüzde 20 oranında artmasına karşın, tüketim aynı dönemde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yavaş ama istikrarlı bir düşüş yaşıyor. Bu kısmen, bakliyat üretiminin artan dünya nüfusunun ihtiyacını karşılamadaki yetersizliğinden kaynaklansa da, pek çok ülkede gıda tüketim alışkanlıklarındaki değişim ve et merkezli diyetlere geçiş de tüketimin azalmasında büyük rol oynuyor.
Bilim ve teknolojideki yenilikler, bakliyat üretiminde verim açığının kapatılmasına yardımcı olabilir.
Son yıllarda geliştirilen kuraklığa dayanıklı keten fasulyesi çeşitleri Sudan’da hektar başına 600 kilogram üretim artışı sağladı. Türkiye’de, özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde yetiştirilen ve “Gökçe” adı verilen nohut çeşidi ise kuraklığa karşı dayanıklı olmasının yanı sıra kalite ve rekoltesiyle de dünya ülkelerine model oldu. Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyet gösteren Kurak Arazilerde Uluslararası Araştırmalar Merkezi (ICARDA) tarafından tüm dünya ülkelerine tavsiye edilen Türkiye patentli Gökçe, Orta Anadolu’nun kurak topraklarında bile 150-200 kg verime ulaşabiliyor.
Bakliyat üretiminde tüketilen su miktarı, özellikle diğer protein kaynakları ile karşılaştırıldığında çok azdır.
Mercimek üretimi (ya da bezelye) için kilogram başına yaklaşık 50 litre su gerekir. Diğer taraftan, bir kilogram tavuk eti için 4325 litre, 1 kg koyun eti için 5520 litre, aynı miktardaki sığır eti üretimi için ise 13000 litre su gerekir. Bakliyat üretimi, özellikle kurak araziler için akıllı bir seçimdir.
Bakliyatlı Yemek Tarifleri kitabını buradan indirebilirsiniz.
© Yaşam İçin Gıda