Pankreas kanseri, ABD’deki kanser ölümleri arasında 4. sırada yer almasıyla dikkat çekmektedir. Pankreas kanserinin görülme sıklığı ülkemizde de artmakta. Ülkemizde kadınlarda 100 binde 3.9 ve erkeklerde 100 binde 5.9 oranında görülüyor; en ölümcül 4. kanser türü olarak 20 yıl sonra en yaygın görülen kanserler sıralamasında 2. sıraya yükselmesi bekleniyor.
Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi | Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi DEPARK Teknopark SPİL INNOVA Ltd. Şti. Müdürü
Araştırmalar, pankreas kanserinde yoğun olarak pankreasın enzim salgısını azaltacak besinler tüketmek gerektiğini göstermekte. Bu beslenme şekli, tümörün yenilenmesini engellemeye yardımcı oluyor. Bunun için dışarıdan alınan besin takviyelerine ihtiyaç duyuluyor. Bu kişilerin enzim preparatları kullanmaları, taze sebze, havuç ve C vitaminli besinleri yoğun tüketmeleri gerekiyor.
Pankreas kanseri hastalarının, proteinden zengin beslenmeleri önemlidir. Pankreas kanseri hastaları protein açısından balık, yağsız kırmızı et, kümes hayvanları, yumurta, yoğurt, baklagillerden (özellikle bu devrede bol miktarda barbunya, mercimek vb.) tüketmelidirler.
Domates gibi selenyumdan zengin besinler ile bitkisel protein içeren gıdalar da hastalıkla mücadelede yararlı bulunuyor. Günlük diyette, 50-75 gr. arası lif olmalı… Özellikle pankreas kanseri riskliler ve pankreas kanseri hastalarının bu lifi almaları için baklagillerden yararlanmaları öneriliyor. Mercimek çok önemli bir lif kaynağı olduğu için aynı zamanda yüksek enerji de vermektedir.
Omega 3’ün çok sayıda yararı bulunmaktadır. Sardalya ve somon gibi balıklar doğal omega 3 kaynakları olarak değerlendirilmektedir. Günde bir defa alınan düşük doz kafein (bir fincan kahve) doğal antioksidan olarak tanımlanıyor. Bunu tüketmenin bağırsak hareketlerini hızlandırıp ağrıları azaltıcı etkisi bulunduğu belirtiliyor.
Kahve (kafein) karaciğerin enzim üretmesi için gerekli kimyasalları sağlıyor. Bunun için 3 yemek kaşığı taze çekilmiş organik kahvenin 15 dk kısık ateşte demlenip süzülmesi gerekiyor. Süzülen su yarım litre içme suyu ile karıştırılıyor ve karışım lavman şeklinde bağırsaklara verilmektedir.
Yağ olarak, zeytinyağı tercih edilmelidir. Çam balı, kara üzüm pekmezi hastaya takviye bakımından önemlidir. Milk thistle, karahindibağ kullanılmalı; havuç, portakal suyu içilmeli ancak meyve suları hemen değil, uzun sürede tüketilmelidir (1 bardak 15 – 20 dakika sürede içilmelidir).
Semizotu, enginar, kereviz, yerelması uygun sebzelerdir.
Son zamanlarda yapılan çalışmalar pankreas kanserine karşı, aşağıdaki beslenme modelleri kapsamında oldukça başarılı sonuçlar vermiştir.
Çalışma 1: Buna göre; kuşkonmaz, kereviz ve maydanoz suyunun hayvanlarda tümörü küçülttüğü, hatta yok ettiği görülmüştür. Hastaların kuşkonmaz yemesi özellikle tavsiye edilir.
Çalışma 2: Son yapılan hayvan deneylerinde, konsantre kereviz suyunun tümör üzerinde etkili olduğu saptanmıştır.
Çalışma 3: Günde 1 tatlı kaşığı zerdeçal, çökelek, keçi peyniri yoğurdu yenmesi önemlidir. Ayrıca, zencefilin insanda pankreas kanserlerini inhibe ettiği, radyoterapi ve kemoterapide dirençli olanlarda p53 üzerinden faydalı olduğu bildirilmiştir.
Çalışma 4: 80 bin kişi üzerinde yapılmış bir çalışma, günde 2 kere şeker alımının % 70 oranda pankreas kanseri riskini artırdığını göstermiştir.
Çalışma 5: Başka bir çalışmada, soya yağının pankreas hücre kültürlerinde tümörü küçülttüğü vurgulanmıştır.
Çalışma 6: 2009 yılında yapılan bir çalışmada, k3 vitaminin pankreas üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir.
Çalışma 7: Zayıf olan hastalarda Omega 3 takviyesi (günde 2 gr), haftada 2 kere 1.4 – 1.6 betaglukan ihtiva eden mantar yemeklerinin verilmesi önerilmektedir. Hasta bunları alamıyorsa, maitake mushroom ve coriolous versicolor takviyesi sağlanmalıdır.
Çalışma 8: Yer fıstığı ve cevizin destek tedavi olarak faydası vardır. Pankreas az enzim salgıladığından dolayı ananas, avakado, papaya hatta günde 1 bardak ananas suyu içilmesi, günde organik 5 elmanın suyunun verilmesi tavsiye edilir.
Pankreas kanserinin teşhisi nasıl olmaktadır?
Hastalığın teşhisinde bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi, gerekirse Pet çekilmelidir. En önemlisi, ince iğne aspirasyon biyopsisidir. Trucat biyopsisi de tercih edilebilir.
Ultrasonografi 2 santime kadar olan tümörleri gösteren en ucuz yöntemdir ve karaciğer metastazında safra yolu genişliğini ortaya çıkarır. Kontrastlı Bilgisayarlı Tomografi, bütün batını ve şüpheli lenf nodlarını göstermede ultrasonografiden daha iyidir. 1 cm ve daha küçük lezyonları gösterebilir.
Endoskopik Retrograt Kolonjiyo Pankrearografi (ERCP) ile karsinomlar daha net tespit edilebilir. Endoskopik Ultrasonografi kullanılabilir. Bunlarla gösterilemezse, Laparoskopi ile tetkik şarttır.
Pankreas kanserinin tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Klinik olarak pankreas tedavisi 3 ayrı gruba ayrılır. Lokalize evrede tümör etrafa dağılmamışsa sağ kalım 19 aya, opere olmayan lokal ileri olgularda 10 aya, metastatik evrede 3 aya inmektedir.
Tümörün durumunu çok doğru değerlendirmek gerekir. Eğer tümör küçükse, sağ kalım tam olarak tümör çıkartılırsa %15’e kadar çıkabilir. Yine neoadjuvan dediğimiz ileri vakalarda, kemoterapi yapılarak tümör küçültülüp, cerrahi nadir de olsa yapılabilir.
Uzun yaşayan hastalar üzerinde pek çok çalışma yapılmıştır. Evre 2 ya da 3 dahi olsa, zaman zaman kemoterapi ve radyoterapinin beraber kullanılması veya ayrı ayrı kullanılmasıyla hastalığın süresi uzatılabilir. Örneğin, karaciğer metastatik lezyonlarda evre 1-2 veya 3 ise lezyon cerrahi olarak çıkartıldığı gibi, cyberknife adlı ileri teknoloji radyoterapiyle de bu lezyonlar yok edilebilir. Hastanın safra kanalları tıkalı ise safra yolları tıkalıysa, safra kanalları açılıp hastaya kemoterapi şansı verilebilir. Gencitabin, cisplatin, eloxatin, xelode bazı tip tümörlerde erlotinip ve son bir çalışmada abraxone tgemcitabin 859 olduğunda, yaşam süresini 1 yıl içerisinde %57 uzattığını göstermektedir.
Pankreas kanser hastalarında en sık görülen semptomlar arasında; karın ağrısı, sarı görünüm, iştah ve bel ağrısı yer alır. Hastalar genellikle geç başvururlar. 1/3’ü karında kitle ya da karaciğer metastazıyla karşımıza gelir. Bazen de paraneoplastik dediğimiz, örneğin cilt lezyonları, derin vertrombozleri, damarda tıkanmalar görülür. Ani bir diyabetin ortaya çıkması düşündürücü olabilir.
Hastalara takipte ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, CA 19-9, CEA tümör Marker’ları sıkı takip edilmeli ve karaciğer testleri ile bilirubin çok sıkı kontrol altında tutulmalıdır.
Bu hastalarda en önemli olay kilo kaybıdır. Pankreas enzimi de çok iyi düşünülmeli ve takviye edilmelidir. Bu hastaların sık ve küçük öğünlerle beslenmesi, diyabeti yoksa bile sıkı takibi şarttır.
Kaynak: Tokusoglu,2019. Kanserlerde Gıda Alım Stratejisi. Gıda Biyoaktifleri Lisanüstü Ders Notları.
Yazarın tüm yazıları için: https://www.yasamicingida.com/gida-beslenme-ve-kanser/
Bu haber de ilginizi çekebilir: Yeni Korona Virüse (nCoV-2019) Karşı Hindistan Cevizi Yağı
[mc4wp_form id=”25750″]