ilaç

Vücudumuzdaki en büyük organlarından biri olan karaciğer, kana geçen besinleri sindirmek ve zararlı maddeleri temizlemek gibi hayati görevlere sahiptir. Dolayısıyla nasıl bir karaciğere sahip olduğumuz, aslında nasıl beslendiğimizle doğrudan alakalıdır. Bu nedenle sağlıklı bir karaciğere sahip olmanın ilk koşulu sağlıklı beslenmeden geçer.

Farmakogenetik testler; hangi hastanın, hangi ilacı, hangi dozda kullanması gerektiğini söylüyor. Böylece; ağrı kesiciden antibiyotiğe, vitaminden kemoterapiye kadar sayısız alanda hastanın genetiğine uyumlu ilaçlar belirleniyor ve doktorun hastalığa değil hastaya özel reçete yazması mümkün oluyor…

“Daha önce kullandım bir şey olmadı”, “Komşum önerdi”, “Antibiyotiksiz geçmiyor”… Oysa bilinçsiz ilaç kullanımı, daha çok hasta ediyor. Özellikle grip salgınlarının başladığı bu aylarda “akılcı ilaç kullanımı” kritik önemde. Çünkü nezle olan doktora gitmeden antibiyotik kullanması gerektiğini düşünüyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: Hastaya uygun ilaç, uygun süre ve dozda kullanılmadığı sürece faydası yok, zararı var…

Gebelikte gerek olmadıkça ve hekim önermedikçe güvenilir grupta bile olsa, ağrı kesicilerden uzak durmak mantıklı görünüyor.

Bilinçsiz şekilde tek bir tane bile antibiyotik alındığında bağırsaktaki probiyotikler yüzde 20 oranında kayboluyor. Bu probiyotikleri tekrar bağırsaklara geri kazandırabilmek; en iyi organik beslenmeyle bile 2 yıl içinde mümkün olabilmekte. Bebeklik döneminde kullanılan antibiyotikler ise yaşamın ilerleyen dönemlerinde probiyotik kaybına neden olarak çocukları enfeksiyonlara karşı duyarlı hale getiriyor.

2040 yılında dünyada her 10 yetişkinden 1’i (642 milyon kişi) diyabet hastası olacak ve diyabet ile ilişkili hastalıkların sağlık harcamaları da 802 milyon doları aşacak. Türkiye’nin ise 11.8 milyon kişi ile 2035 yılında (20-79 yaş) diyabetli nüfusun en fazla olduğu 9’uncu ülke olacağı öngörülüyor.

KÖY-KOOP Genel Başkanı Neptün Soyer, “Genel Merkezimize ortak tüm birliklerimiz ile ülke ekonomisine yönelik gerçekleştirilen manipülatif girişimlerin farkındayız. Bu girişimlerin başarılı olamayacağına eminiz. Ülkemizin bekası için üreticiler olarak, elimizden gelen tüm çabayı göstermeye hazırız” dedi.

Sıcak ve nemli hava sağlıklı kişileri bile zorlarken özellikle kalp hastalarında ciddi sorunlar oluşturabiliyor.

Siz de “bu sıcakta elim kolum kalkmıyor” diye yakınanlardansanız, zinde ve enerjik olmak için bu önerilere kulak verin!

Ramazan ayının, yaz mevsiminin sıcak ve uzun günlerine denk gelmesi, kronik hastalıkları bulunan kişiler için oruç tutmayı sakıncalı hale getirebiliyor.