Türkiye Su Enstitüsü Proje Geliştirme ve Uygulama Koordinatörü Doç. Dr. Aslıhan Kerç: “Kişi başı yenilenebilir su miktarı 1000 metreküpün altına düşerse biz buna su kıtlığı diyoruz. Türkiye’de bu rakam 1350 metreküp civarında. Kıtlık değil ama stres altındayız.”
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde uzmanlar suyun önemine ve geleceğine dikkat çekti. Reckitt-Benckiser markalarından Finish sponsorluğunda gerçekleşen “Suyun Geleceği” oturumunda, tüm dünya için hayati bir kaynak olan suyun toplum ve insan için önemi ve geleceği masaya yatırıldı.
Reckitt-Benckiser Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Bayar’ın moderatörlüğündeki panele Türkiye Su Enstitüsü Proje Geliştirme ve Uygulama Koordinatörü Doç. Dr. Aslıhan Kerç, TSKB Genel Müdürü Ece Börü, BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın ve İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu katıldı.
Kerç: Su kıtlığı yaygınlaşıyor, Türkiye stres altında
Türkiye Su Enstitüsü Proje Geliştirme ve Uygulama Koordinatörü Doç. Dr. Aslıhan Kerç, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin su kaynaklarına da yansıdığını söyledi. Kerç, “Su kaynakları başta yağış rejimi olmak üzere iklim değişikliğinden büyük oranda etkileniyor. Kimi zaman aşırı kimi zaman azalan yağışlar su kaynaklarını baskılıyor. Su kıtlığı uzun yıllardır gündemdeydi ama son zamanlarda daha gözle görünür bir hal aldı. Örneğin su rezervlerimizin ne kadar dolu olduğu artık gündemimizde önemli yer tutuyor. Bu tüm dünyada böyle. Kişi başı yenilenebilir su miktarı 1000 metreküpün altına düşerse biz buna su kıtlığı diyoruz. Türkiye’de bu rakam 1350 metreküp civarında. Kıtlık değil ama stres altındayız” dedi.
Börü: Farkındalığı geride bıraktık, artık faydaya odaklanmamız lazım
TSKB Genel Müdürü Ece Börü, finans sektöründe sürdürülebilirlik alanında artık sadece finansal fizibilitenin değil, çevresel ve sosyal yönetişim kıstaslarının ön plana çıktığını söyledi. Sürdürülebilir kalkınmayı kalkınma misyonunun merkezine koyduklarını ifade eden Börü, “Reel sektörde sürdürülebilirliğin önemli bir güç olacağına inanıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma amaçlı kredi modeliyle şirketlerin öz değerlendirmesini yapıyor, gelişebilecek yerleri geliştiriyor ve finansal maliyetlerini iyileştirerek dönüşümü teşvik ediyoruz. Bundan sonra hayatımızda su ve iklimle olan riskler ön planda yer alacak, biz de bunlara çözüm bulmaya çalışacağız. Farkındalığı geride bıraktık, artık somut faydaya odaklanmamız lazım” dedi.
Sığın: Su tasarrufu musluk kapatmanın ötesine geçti
Suyun miktarının ve kalitesinin geleceğimizi belirlediğine dikkat çeken BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, şunları söyledi: “Su kaynaklarımız kuraklık ve kirlenme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu konuda farkındalığımızı ve sorumluluğumuzu artırmamız, etkin ve verimli su yönetimine odaklanmamız şart. Net tüketimi azaltmanın yanı sıra kullandığımız suyu kirletmemek, su ayak izimizi azaltmak da son derece önemli. Çünkü kirlettiğiniz suyu döngüden çıkarmış oluyorsunuz. Özellikle endüstride kullanılan suyun deşarj edildiğinde diğer su kaynaklarını kirletmemesi, ekosistemi bozmaması lazım. Su tasarrufu musluk kapatmanın ötesine geçti, endüstrilerde bu alanda yapılacak çok şey var. Biz bu farkındalığa sahibiz, tüm endüstrileri de bu bilince davet ediyoruz.”
Mermutlu: 5 dakikada takılan su tasarrufu aparatı baraj dolusu tasarruf sağlayabiliyor
16 milyon nüfusa sahip İstanbul’un Türkiye’de su kullanımının yüzde 20’sine imza attığını söyleyen İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, paneldeki konuşmasında şunları aktardı: “İklim değişikliği nedeniyle mevsimlerin iki ay ertelenmesi sonucunda geçtiğimiz Aralık ayında rezervlerimizde azalma oldu. Bu bizi tedirgin etti, hatta pandeminin de önüne geçti. Çünkü pandeminin çaresi de su. Yeterli hijyeni sağlayamazsanız hastalığı ortadan kaldıramazsınız. Ani yağışlar yağmurdan faydalanma oranını azaltıyor, yoğun şehirleşme nedeniyle su beton ve asfalt üzerinden hızla akarak sele neden oluyor. Şu an rezervlerimiz geçen yıl aynı döneminin beş puan üstünde. Yine de suyumuz var, istediğimiz gibi kullanalım diyemeyiz. Burada tasarruf bilinci öne çıkıyor. Beş dakikada takılan bir tasarruf cihazını kullanmak inşası, su tutması en az beş yıl sürecek bir baraj inşa etmekten daha çok fayda sağlıyor.”
[mc4wp_form id=”25750″]