Sivil toplum ve iş dünyasını temsil eden 16 kuruluş ortak bir açıklama ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin bölgesinde başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’na tam destek verdi.
ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, MÜSİAD, KAMU-SEN, TESK, TİM, TİSK, TOBB, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİAD, TÜRK-İŞ, TÜRKONFED, TÜSİAD ve TZOB adına açıklamayı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu okudu.
Ortak açıklama şöyle:
“Türkiye’nin sivil toplumunu ve iş dünyasını temsil eden ülkemizin önde gelen örgütleri olan: ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, MÜSİAD, KAMU-SEN, TESK, TİM, TİSK, TOBB, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİAD, TÜRK-İŞ, TÜRKONFED, TÜSİAD, TZOB olarak bugün buradayız ve sizler aracılığıyla hem ülkemiz, hem de dünya kamuoyuna sesleniyoruz.
Türkiye, sınır güvenliğini sağlamak, hem kendisi hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak için adım atmıştır. Bölgeyi terör örgütlerinden temizleyerek huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis etmek amacıyla Afrin’de sınır ötesi harekât başlamıştır.
Bizler ulusal güvenliğimizi korumak amacıyla devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz. Zira Türkiye, uluslararası kurallardan doğan hakkını kullanmıştır.
Zeytin Dalı Harekâtı, evrensel hukuk ve BMGK terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatılmıştır.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine saygı gösterilmektedir.
Dolayısıyla bu harekât, meşrudur ve uluslararası hukuka uygundur.
Herkes şunu artık görmelidir ki; masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan terör gruplarına sessiz kalmamız beklenemez.
Fırat Kalkanı ile başlayan ve Zeytin Dalı Harekâtıyla devam eden operasyonlarıyla Türkiye, terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermektedir.
Aynı zamanda da sivillerin ve masumların korunmasına azami dikkat gösterilmektedir.
Zaten bunu Fırat Kalkanı operasyonunda da gösterdik.
Önceden terörün hâkim olduğu bölgede hayat normale döndü, barış ve huzur geldi.
Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış Suriyelilerin geri dönüşüne de zemin hazırlamış olduk.
Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı her 2 harekât da, Suriyeli göçmenler ve mazlum durumdaki yerel halk tarafından desteklenmektedir.
Tüm uluslararası camiayı da, teröre karşı ortak duruş sergileme ve evrensel insan haklarını bu bölgede hâkim kılma yönünde niyetlerini açık bir şekilde göstererek, ülkemize destek vermeye davet ediyoruz.
Öte yandan bütün vatandaşlarımızı, özellikle sosyal medyada oluşturulabilecek bilgi kirliliği ve provokasyonlara karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz.
Bu bölgede yaşayanlar bizim komşumuzdur, kardeşimizdir.
Aynı medeniyetin, kültürün, inancın mensupları olan bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok edemez.
Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz, bizi birbirimize düşman edemez.
Her 3 büyük siyasi partimize de, aynen 15 Temmuz’da olduğu gibi, ülke menfaati için gösterdikleri ortak ve kararlı duruşları için ayrıca teşekkür ediyoruz.
Türkiye sivil toplumu ve iş dünyası olarak dualarımızla ve bütün gönlümüzle devletimizin ve kahraman askerlerimizin yanındayız.
Dün şehit verdiğimiz askerimize ve tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz, mekânları cennet olsun.
Allah, Mehmetçiğimizi korusun, Ordumuzu muzaffer kılsın. Yar ve yardımcımız olsun.”