TTIP: Serbest ticaret anlaşmasından Türkiye nasıl etkilenecek?

0
1263

Avrupa Birliği ve Amerika arasında görüşmeleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması Sürdürülebilirlik Etki Değerlendirme Raporu taslağı yayımlandı. Taslak raporda, TTIP’nin Türkiye üzerindeki potansiyel etkileri ayrı bir başlık altında inceleniyor.

Avrupa Birliği adına Avrupa’nın en köklü ekonomik araştırma ve danışmalık şirketlerinden Ecorys tarafından hazırlanan raporda, TTIP Anlaşmasının imzalanması durumda gelecekte Avrupa Birliği, Amerika ve diğer ülkeleri nelerin bekleyeceğine dair öngörülere yer veriliyor.

Toplamda dünya ekonomisinin yaklaşık olarak yarısını (%46,7) ve dünya ticaretinin yaklaşık üçte birini (%30,4) teşkil eden Avrupa Birliği ve Amerika arasında gerçekleştirilmesi beklenen TTIP Anlaşması bugüne kadar serbest ticaret alanı oluşturulması konusunda atılmış olan en büyük adım niteliğinde.

TTIP konusunda 2014 yılı Nisan ayında yayımlanan giriş raporunun ardından yayımlanan bu taslak raporda, günümüze kadar ikili görüşmeler sayesinde kaydedilen ilerlemeler ışığında Anlaşma’nın ekonomik, sosyal, insan hakları ve çevre açısından sağlayacağı potansiyel sonuçlar ortaya koyuluyor.

Raporda, anlaşmanın imzalanmasının ardından hem Avrupa Birliği ülkelerinin hem de Amerika’nın gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYH) (%0.5 ve %0.4) ve milli gelirlerinin artacağı (%0.3) öngörüsüne yer veriliyor. Anlaşmanın imzalanmasının ardından Avrupa Birliği’nin ve Amerika’nın toplam ithalat ve ihracatında artış yaşanacağı bir gerçek. Ancak asıl artış ikili ticarette yaşanacak. Raporda, Avrupa Birliği’nden Amerika’ya ihracatın %27, Amerika’dan Avrupa Birliği’ne ihracatın ise %35,7 oranında artacağı öngörüsüne yer veriliyor.

Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin ve ekonomik bağın dikkate alındığı raporda, TTIP’nin Türkiye üzerindeki potansiyel etkileri ayrı bir başlık altında değerlendiriliyor.

ttip_talks

TTIP’nin Türkiye üzerindeki etkisi

Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkilerin temeli, Türkiye’nin 12 Eylül 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu ile imzaladığı ortaklık anlaşmasına dayanıyor. Avrupa Birliği ile 1995 yılında Gümrük Birliği anlaşması imzalayan Türkiye, 1999 yılından beri Avrupa Birliğine aday bir ülke. Gümrük Birliği’nin yanı sıra Türkiye ve Avrupa Birliği arasında tarımsal sektörlerde ticareti de kapsayan ikili bir anlaşma da mevcut.

Raporda Türkiye’nin ayrı bir başlık altında değerlendirilmesinin bir diğer nedeni ise Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki önemli ve derin ekonomik ilişkiler. Son onbeş yılda ortalama yıllık büyüme hızı %4 seviyesinde olan ve dünyanın en büyük 18. ekonomisine sahip olan Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ekonomik ilişkiler yıllar içerisinde gelişerek daha da büyük bir önem kazandı.

Günümüzde Türkiye, Avrupa Birliği’nin en büyük altıncı ticaret ortağı, Avrupa Birliği ise Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı konumunda. Türkiye’de ticareti yapılan ürünlerin yaklaşık %40’ı ya Avrupa’dan ihraç ediliyor ya da Avrupa’ya ithal ediliyor.

Diğer yandan her ne kadar Amerika ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi Avrupa’ya kıyasla oldukça düşük seviyede olsa da, Avrupa Birliği ve Irak’ın ardından Amerika, Türkiye’nin en önemli üçüncü ihracat noktası konumunda. Türkiye ihracatının sadece %4’ü Amerika’ya gerçekleşiyor. Türkiye ithalatının %5,4’ünü karşılayan Amerika, Avrupa ve Çin’in ardından, Türkiye’nin en önemli üçüncü ticaret ortağı. Avrupa Birliği ve Amerika’nın, Türkiye’nin önemli ticari ortakları arasında yer alması, TTIP’nin Türkiye ekonomisi açısından da önemli sonuçlar doğuracağını zaten gösteriyor.

TTIP’nin Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz yönde etkileri olacağı yönünde endişelerin temelinde, Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması bulunuyor. Gümrük Birliği Anlaşması; anlaşma kapsamındaki ülkelerin mallarının tek bir gümrük alanı içerisinde serbestçe dolaşabilmelerini ve tarafların, üçüncü ülkelerden gelen ithalata yönelik olarak da aynı tarife oranını ve ticaret politikasını uygulamalarını gerektiriyor. Dolayısıyla Gümrük Birliği, Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin de tabi olmasına neden oluyor.

Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği nedeniyle, Avrupa Birliği ve Amerika arasında görüşmeleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması’nın Türkiye’ye direk bir etkisi olacağı bir gerçek. Ancak Türkiye etkisini her şekilde hissedeceği bu anlaşmanın görüşmelerinde bir yer sahibi değil. Aynı zamanda bu anlaşmanın imzalanması durumunda Amerika ile otomatik olarak bir serbest ticaret anlaşması imzalamış konumda da olmayacak.

Raporun  “TTIP’nin Türkiye üzerindeki etkisi” başlıklı bölümde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası uzmanları tarafından 2013 yılında hazırlanmış olan  AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşması ve Türkiye Üzerine Etkileri” başlıklı bir araştırmanın bulgularına da yer veriliyor. Raporda araştırmanın “Gümrük Birliği Anlaşması sonucunda Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı temel riskler” bölümünde yer alan iki maddenin özellikle TTIP ile ilintili olduğuna dikkat çekiliyor. Bu maddelerden ilki, Avrupa Birliği’nin gerçekleştirmekte olduğu serbest ticaret anlaşması görüşmelerinde Türkiye’nin herhangi bir söz hakkının bulunmaması. Diğeri ise menşei kuralları ve gümrük vergisi konusu. Anlaşmanın sağlanması durumunda Amerika, Avrupa Birliği’ne ve Avrupa Birliği yoluyla Türkiye’ye gerçekleştireceği ihracatında vergiden muaf konumda olacak. Ancak menşei kuralları gereği Türkiye’nin ürünleri Amerika’ya ticari engellere tabi olmadan giremeyecek. Bu durum TTIP’nin Türkiye’yi Amerika için açık bir pazar konumuna getireceğini gösteriyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası araştırması, TTIP anlaşması sonucunda Türkiye’de gayrisafi milli hasılanın %0,19 oranında azalacağı ve ihracatın %0,13 artacağı öngörüsüne yer veriyor. Ancak araştırmaya göre Türkiye’den Amerika’ya ithal edilen malların menşei kuralları kapsamında değerlendirilmemesi ve Avrupa Birliği’nden ithal edilen mallarla eşdeğer bir şekilde değerlendirilmesi durumunda Türkiye’nin gayrisafi milli hasılası %3,8, ihracatı ise %6,9 oranında artış sergileyecek. Bertelsmann Foundation tarafından yayımlanan 2013 tarihli “TTIP: Serbest ticaret anlaşmasından kim fayda sağlar?” adlı araştırma da TTIP’nin Türkiye’yi olumsuz yönde etkileyeceği değerlendirmesine yer veriyor. Araştırma, anlaşmanın Türkiye’de kişi başına reel gelirde %2,5 oranında düşüş ve istihdamda %0,4 oranında bir azalma getireceğini gösteriyor.

Ancak Avrupa Birliği raporunda yer alan değerler bu araştırma sonuçlarından daha farklı. Rapora göre Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılası %0,1 oranında artış sergileyecek. Türkiye ihracatı %2, ithalatı ise %1,4 oranında artacak ve olumsuz bir dış ticaret dengesi oluşacak.

Raporda asıl dikkat çeken nokta, TTIP’nin Türkiye ve Amerika arasındaki ticarete etkisi. Rapora göre anlaşmanın imzalanması durumunda Türkiye’nin Amerika’ya ihracatı %1,3 oranında artarken, Amerika’dan ithalatı %23,7 oranında artış sergileyecek.

Bu durumun temel nedeni ise Amerika’nın Avrupa Birliği ve Türkiye’ye gerçekleştireceği ihracatta gümrük vergisine tabi olmaması. Ancak Türkiye TTIP’de yer alması muhtemel menşei kuralları gereği aynı şekilde gümrük vergisinden muaf olamayacak.

TTIP’nin Türkiye üzerindeki muhtemel etkilerinin; GSYH, ithalat, ihracat ve çalışma ücretleri üzerinde farklı şekillerde kendini göstermesi bekleniyor. Örneğin Avrupa Birliği ve Amerika ortak standart sisteminin Türkiye’ye adaptasyonu sayesinde, Türkiye’nin üçüncü ülkelerle ticaretinde bir artış gerçekleşebileceği öngörülüyor. Ancak Avrupa Birliği ve Amerika arasında ticaret alanında yasal bir uyumun sağlanması durumunda iki blok arasındaki ticaretin artmasının Türkiye üzerindeki etkisinin olumsuz olacağı da raporda belirtiliyor.

Türkiye TTIP görüşmelerinin başlamasının ardından defalarca hem Avrupa Birliği’ne hem de Amerika’ya görüşmelerde yer alma talebini iletmişti. Ancak şimdiye kadar görüşmelerde üçüncü bir ülkeye yer verilmedi. Raporda üçüncü bir ülkenin görüşmelere katılması durumunda sürecin yavaşlayacağı belirtiliyor.

Tabii ki Türkiye’nin önünde Amerika ile arasında serbest ticaret anlaşması görüşmelerine başlamak gibi bir seçenek bulunuyor. Ancak Türkiye tarafından daha önce de Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerine başlamış ya da anlaşmaya varmış olan ülkelerle bir anlaşmaya varma girişimleri bu güne kadar bir sonuç vermiş değil. Türkiye için bir diğer seçenek ise mevcut Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve bununla birlikte TTIP ve Avrupa Birliği’nin gelecekte imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarından daha iyi bir şekilde fayda sağlayabilmeye çalışmak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz