‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ 5 Ekim 2020 Pazartesi günü TBMM Başkanlığına sunuldu. TEMA Vakfı, 47 maddelik kanun teklifinin, madencilik faaliyetlerinin çevreye ve insan sağlığına olumsuz etkilerini artıracak düzenlemeler içerdiğine dikkat çekiyor.
Maden yasasında değişiklik yapılmasını teklif eden ve Meclise sunulan ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ için komisyon görüşmesi 13 Ekim Salı günü yapılacak. Kanun teklifinin özellikle 3’üncü ve 5’inci maddelerinde önerilen değişikliklere dikkat çeken TEMA Vakfı, mevcut hali ile çevre ve insan sağlığını korumaktan çok uzak olan mevzuatın çevre ve insan sağlığı lehine tekrar ele alınmasını talep ederken, yetkilileri bu konuda harekete geçmeye ve sorumlu davranmaya davet ediyor. Vakıf, konu üzerine yaptığı yazılı açıklamasında şu hususlara dikkat çekti:
“Kanun teklifinin 3’üncü maddesinde önerilen değişiklik ile maden ruhsatlarının uzatma (temdit) döneminde, denetlemeler ve izinler tamamlanmadan maden işletmelerine 12 ay daha çalışma hakkı sunuluyor. Bu durum uzatma öncesinde gerekli inceleme ve denetim süreçlerinin, tedbir uygulamalarının ve cezai süreçlerin aksamasına neden olacağı gibi; durdurulması ya da iptal edilmesi gereken bir ruhsatın ruhsat sahibine mevzuata aykırı bir şekilde 12 ay daha faaliyetine devam etme imkânı verecek. Böylece çevre, toplum sağlığı ve iş güvenliği gibi süreçlerdeki aksaklık ve eksiklikler, mevzuatla uyumsuz işlem ve eylemler gibi nedenler ile durdurulması gereken ruhsatların 12 ay daha mevzuata aykırılıkları gidermeksizin çalışmasının önü açılarak çevre ve insan sağlığı tehlike altına atılacak.
Taslakta yer alan 3’üncü maddenin gerekçesi, “izin süreçleri ile ilgili işlemlerin uzamasından kaynaklanan ve üretimin aksamasına neden olan denetim ve izin süreçlerinden kaynaklı sorunların giderilmesi” olarak açıklanıyor. Ancak bu sorunlar, mevcut Maden Kanunu’nun 24’üncü maddesinde yer alan ruhsat uzatma-başvurma döneminin daha erken bir tarihe alınmasını sağlayacak düzenlemelerle ya da kamunun ilgili birimleri için bu süreçleri hızlandırıcı mekanizmalar öngörülerek çevre ve insan sağlığı tehdit altına alınmadan giderilebilir.
Teklifin 5’inci maddesi ise, madencilik faaliyetlerinde ruhsat alanı dışına yapılan taşmaların Kanun’un Ek-15’inci maddesinde yer alan cezai düzenlemelerden istisna tutulmasını öneriyor. Bu maddeyle ruhsat alanı dışına taşılması durumunda taşmaların “tedbirsiz ve dikkatsiz faaliyetler sonucu” olması halinde maddede yer alan cezai hükümlerin bu işletmeler hakkında uygulanmaması öneriliyor. Öneri bu hali ile dikkatsizlik ve hata içeremeyecek derece önemli olan madencilik faaliyetlerinde gerçekleştirilen ihlallere meşruluk tanıyor ve madencilik faaliyetini gerçekleştiren kurum ve kuruluşların sorumluluğunu yok sayıyor. Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda, uygulamadaki cezai süreçlere rağmen mevcut madenlerin %72’sinde sınır aşımı tespit edildiği ifade edilmişti. Yeni düzenleme ise sınır aşımlarını teşvik edecek ve meşrulaştıracak bir zemin oluşturuyor.
Ülkemizin doğal varlıklarını ve insan sağlığını hiçe sayan bu değişikliklerin kabul edilmemesini ve mevcut hali ile zaten çevre ve insan sağlığını korumaktan çok uzak olan mevzuatın çevre ve insan sağlığı lehine tekrar ele alınmasını talep ediyoruz. Yetkilileri bu sorumlulukla harekete geçmeye davet ediyoruz.”