Göbeklitepe’nin keşfedilmesinde rol oynayan bekçi Mahmut Yıldız hikayesini anlattı

0
753
Şimdi Göbeklitepe arazisine bekçilik yapan Mahmut Yıldız’ın bir başka ismi daha var, o da ‘Tarihin Bekçisi’.

Tarlasını sürerken tarihi kalıntılar bulan Mahmut Yıldız, bilinen en eski ibadet merkezi Göbeklitepe’nin gün yüzüne çıkmasına vesile oldu. Hikâyeyi ve yeni gelişmeleri tarlanın eski sahibi, şimdiki bekçisi Mahmut Yıldız, Redbull.com’a anlattı.

Dünyanın günümüze ulaşan en eski tapınağı olarak bilinen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, geçen yıl UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ndeki yerini aldı. 1990’lı yıllarda keşfedildiği tarihten beri dünya tarihini yeniden şekillendirmesi beklenen ve her geçen gün yeni bir bilgiyle bilinmeyenleri gün ışığına çıkaran Göbeklitepe, bu sebeple insanlığın sıfır noktası olarak anılıyor.

Mahmut Yıldız: “Devlet burayı kamulaştırdı, Almanya’dan gelip kazı yaptılar. Şimdi de dünya kültür mirasına girdi. Tabii gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafından gelen insanlar teşekkür ediyor bize.”

Toplumsal fayda yaratmak için çalışan sosyal girişimcilerin yol haritalarını çizmelerine yardımcı olan global platform Red Bull Amaphiko’nun yoğunlaştırılmış eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, bu yıl Göbeklitepe’de olacak. 24-25 Eylül arasında tarihin bu anlamlı bölgesinde gerçekleşecek olan Red Bull Amaphiko Connect’tedaha iyi bir dünya inşa etmek için emek veren 12 sosyal girişimci ağırlanacak. Göbeklitepe’nin; keşfedilmesinde rol oynayan ve şimdi Göbeklitepe’nin korunması için bekçilik görevini üstlenen Mahmut Yıldız; bu büyük keşfin hikayesini Redbull.com’a anlattı.

Amcası ile tarlasını sürerken tarihi kalıntılar bulan Mahmut Yıldız, keşfin başlangıcını şu sözlerle anlattı: “Biz tarlayı sürerken buranın altında harabe ya da köy olduğunu tahmin ediyorduk çıkan taşlardan. Şanlıurfa halkı da gelip burada dilek diliyordu. Hastaların gelip burada şifa bulduğunu söylenirdi. Çocuğu olmayanlar gelip kurban keserdi. Davar sahipleri de burada kurban kesip yemek dağıtıyordu, hayvanları herhangi bir hastalığa yakalanmasın diye. Biz amcamla tarlayı sürüyorduk. Birkaç sene sürünce tarlada taşlar yüzeye çıkmaya başladı. Taşları kenara koyuyorduk çalışmak için. Traktör girmezdi zaten buraya, öküzlerle sürüyorduk. Taşları kenara atarken iki tane resimli taşı fark ettik. Biri yarım insan boyunda bir kertenkele. Sonra bunlar Şanlıurfa’da müzeye verildi. 7-8 sene orada kaldı. Sonra Alman arkeologlar onu görünce 1993’te gelip kazı başlattı.”

‘Dünyanın her yerinden insanlar bize teşekkür ediyor’

Şimdi Göbeklitepe arazisine bekçilik yapan Mahmut Yıldız’ın bir başka ismi daha var, o da ‘Tarihin Bekçisi’. Yıldız buna ilişkin, “Her cefanın sonunda sefa vardır. Biz de bu tarlada çalışırken çok cefa çekerdik. O cefadan kurtulduk ama tarla da elimizden gitti. Devlet burayı kamulaştırdı, Almanya’dan gelip kazı yaptılar. Şimdi de dünya kültür mirasına girdi. Tabii gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafından gelen insanlar teşekkür ediyor bize. Güzel bir şey bu. O cefanın karşılığını yaşıyoruz” dedi.

‘Kazı çalışmalarının artırılması lazım’

Göbeklitepe’nin dünyaya daha fazla tanıtılması için gündemde olan projelerden de bahseden Yıldız, “Buranın eksikleri var. Kazıyı hızlandırmak lazım. Senede 40-45 gün çalışma yapılıyordu önceden. Şimdi üç aya çıktı bu süre. Bu inşallah 6 aya kadar çıkar. Ne kadar kazılsa o kadar iyi şeyler de çıkar” diye konuştu.

Red Bull Amaphiko Connect etkinliğinde daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veren 12 sosyal girişimci ile bir araya gelecek olan Mahmut Yıldız, katılımcılara da bir öneride bulundu: “Her şeyin ciddiyetini anlamak, doğrusunu öğrenmek lazım. İşin gerçeği neyse, kimin emeği geçmişse unutmamak lazım. Yabancı olsun, tarla sahibi olsun. Her şey çalışmakla oluyor. Oturduğum yerde kazanç sağlayayım diye bir şey olmaz. Bir iş ne kadar zorsa o kadar güzel şeylere sebebiyet verir.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz