24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!

0
924
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!

Bu yıl, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Bakanlar Kurulu tarafından 11 Kasım 1928’de verilen Başöğretmenlik unvanının 91’inci; aynı zamanda da 24 Kasım’ın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlanmasının 38’inci yılıdır.

Aşağıda, henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük yurt gezisinde Afyon’dan sonra Kütahya’ya gelişlerinde Kütahya Sultanisinde (Kütahya Taş Mektep) öğretmenlere hitaben yaptığı konuşma yer almaktadır.

Mustafa Kemal Paşa’nın büyük yurt gezisinde Afyon’dan sonra Kütahya’ya gelişleri – Kütahya, 24 Mart 1923 Fotoğraf: Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Kurtuluşun Öyküsü

Bu konuşmanın tamamı, 2 Nisan 1923 tarihli Yeni Gün ve Hakimiyeti Milliye gazetelerinde yer almıştır.

Muallime Hanımlar ve Muallim Efendiler;

Bu irfan sakfı altında hepinizi bir arada görmekten ve cümlenizi birden selamlamaktan fevkalade memnun ve bahtiyarım. Müdür Beyefendinin çok güzel tasvir ve izah eyledikleri gibi memleketimizi, heyeti içtimaiyemizi hedefi hakikate, hedefi saadete isal için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini yoğuran irfan ordusu. Bu iki ordunun her ikiside kıymetlidir, alidir, feyizlidir, muhteremdir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi yekdiğerine müreccahtır? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatidir.

Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun kıymet ve kudsiyetini anlatmak için söyleyeyim ki sizler ölen ve öldürebilen birinci orduya niçin öldürüp niçin öğreten bir orduya mensupsunuz.

(Alkışlar)

Muhterem Muallime Hanımlar ve Muallim Beyler; biz iki ordudan birincisine, vatanı çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya, bütün dünya bilir ve bütür dünya şahit oldu ki, pek mükemmelen malikiz. Vatanın dört sene evvel düştüğü büyük felaketten sonra yoktan var olan bu ordu, vatanı yok etmeye gelen düşmanı vatanın harimi ismetinde boğup mahvetti. (Şiddetli alkışlar). Yalnız, işimiz yalnız bu orduya malikiyetle bitmiş, gayemiz yalnız bu ordunun zaferiyle hitame ermiş değildir.

Bir millet irfan ordusuna malik oldukça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin payidar neticeler vermesi ancak irfan ordusu ile kaimdir. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun semeratı ufuleder. Milletimizi hakiki saadet ve selamete isal etmek istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü şekli idaremizin ebediyetini istiyorsak, bir an evvel büyük, mükemmel, nurlu bir irfan ordusuna malik olmak zaruretinde bulunduğumuzu inkar edemeyiz.

Eski idarelerin eski hükümet sistemlerinin en büyük fenalıklarından biri de irfan ordusuna layık oldukları büyük ehemmiyeti vermemeleridir. Eğer bu ehemmiyet verilseydi. İstikbali ellerine tevdi ettiğimiz sizlere, istikbal kadar emin bir mevki verilmek lazım gelirdi. Henüz üç bucuk, dört senelik bir hayata malik olan milli idaremiz de vakıa irfan ordusu ile layık olduğu kadar iştigal edememiştir. Fakat bundaki zarureti milletin münevverleri olan sizler, elbetteki herkesten daha iyi takdir edersiniz. Bütün kuvvetlerimizi yalnız cepheye hasrettiğimiz, bütün menabiimizi cephedeki orduda temerküz ettirmeğe mecbur olduğumuz bu kısa müddet içinde, bittabi irfan ordusu ile layikiyle meşgul olamazdık. Lakin cenabı hakka binlerce hamdü sena olsun ki düşman karşısındaki aziz ordumuz için sarf ettiğimiz bütün emekler, mes’ut semeratını verdi.

Artık bundan sonra aynı kuvvet, aynı faaliyet, aynı himmetle irfan ordusu için çalışacak ve birincide olduğu gibi bu ikinci ordudan dahi emeklerimizin, faaliyetlerimizin, himmetlerimizin mes’ut ve muzaffer semelerini aynı parlaklık ve fevzü bereketle istihsal edeceğiz. (Alkışlar)

Arkadaşlar!

Asker ordusu ile irfan ordusu arasındaki müşahebet ve mutabakat arz etmiş olmak için şunu da ilave edeyim: Kıymetli bir eserde, “Ordunun ruhu heyeti zabitan ve kumanda heyetidir.” Deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti, zabitan ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz mualime hanımlar ve mualim beyler, sizlerde irfan ordusunun zabitan ve kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal Mücadele’sinde üç dört senedir, düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız harpte, ordunun ruhu olan zabitan ve kumanda heyet ve erkanı, kıymetlerinin yüksekliğini nasıl ibraz ve ispat etmişse bundan sonra yapacağımız hur ve inkilap mücadelesinin, milletimize bir karanlık gibi çöken cehli umumiyi mağlup ve makhur etmek harbinde dahi irfan ordusunun ruhu olan siz muallime hanımlar ve muallim beylerin aynı kabiliyeti ihsas ve iraye edeceğinize eminim. Hepinizi bu emniyetle selamlarım muhterem arkadaşlar. (Sürekli ve şiddetli alkışlar)

Yeni Gün Gazetesi, Sayı:764-1141, 2 Nisan 1923,s.4; Hakimiyeti Milliye Gazetesi, – Sayı:779,2 Nisan 1923,

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz