Chomsky’nin de aralarından bulunduğu bir grup düşünür, bilim insanı, aktivist ve doktorlar; Covid -19 pandemisinin yıldönümünde, merkeze insan hayatının, gezegenin korunmasının, eşitlik ve halk egemenliğinin alındığı bir dünya talebiyle “Yaşam İçin Manifesto-Manifesto for Human Life” yayımladı.
Covid-19 pandemisinin yıl dönümünde bir değerlendirme ve çağrı da İleri Enternasyonel’in şemsiye altında toplanan dünya çapında bir araya gelen bilim adamları, aktivistler ve doktorlardan oluşan gruptan, yeni bir “Yaşam İçin Manifesto” olarak geldi.
“Gezegenin korunduğu, eşitliğin, halk egemenliğinin olduğu bir dünya kurmalıyız” çağrısıyla yayımlanan manifestonun imzacıları arasında Amerikalı dilbilimci, filozof, bilişsel bilimci, sosyal eleştirmen ve siyasi aktivist Noam Chomsky de yer alıyor.
Covid-19 pandemi krizinin “küresel sağlık” mitini boşa çıkardığı belirtilen manifestoda, “Küresel halk sağlığı sistemi yok ve hiçbir zaman da olmadı” denildi.
İlaç yardımı kuruluşlarının çok taraflılığının maskesinin düştüğü ifade edilerek, dünyanın geri kalanından önce zenginlere hizmet eden ve halk sağlığından önce özel sektörü öne alan bir sistemin varlığını açığa çıkardığı belirtildi.
Manifestoda, “(Küresel Sağlık) efsanesini canlandırarak pandeminin yıl dönümünü kutlayamayız. Bunu gerçekten yapan bir sistem kurmalıyız” denildi.
Bu güçlü mitin temellerinin pandeminin en başlarında yerle bir olduğu kaydedilen manifestoda, ABD’deki Trump yönetiminin Dünya Sağlık Örgütü’nden çekildiği, müttefiklerinin de virüsün yayılmasıyla ilgili hazırlıklar yerine ırkçılığı, yabancı düşmanlığı düşüncelerini harekete geçirdiği ifade edildi.
“Birkaç ayın içinde, bir avuç zengin ülkenin var olan tüm aday aşıları stokladığı, dünyanın yarısından fazlasının gereksinimi olanı istiflediği; bu arada da dünyanın geri kalanını mahrum bırakacak şekilde fikri mülkiyet haklarını onaylama kararı aldıkları kaydedildi.
Küresel sağlık sistemi olarak adlandırılan kurumsal yapının da derhal bu milliyetçi çıkarlara boyun eğdiği ifade edilerek, üçte ikisinin merkezi ABD, İngiltere ve İsviçre’de olan küresel sağlık örgütlerinden, uluslararası finans kuruluşlarına “alacaklıların borçlulardan faizlerini toplamaları, hayatta kalmaları” için seferber olduğu değerlendirmesine yer verildi.
Hatta, harıl harıl küresel sağlık mitinin inşası için çalışan hayır sever kuruluşların da bu süreçte kendi rollerini, “aşı teknolojisinin, dünya geneliyle paylaşılması yerine özelleştirilmesi çağrısı”yla oynadığı vurgulandı.
Zenginlerin hayatını koruyan, yoksullarınkini gözden çıkaran sağlıkta ayrımcılığa nasıl direnebiliriz?
“Şimdi bu kuruluşların; pandemi ilanının yıldönümünü küresel sağlığın geleceği, finans refomları, yönetim mekanizmaları, inovasyon (yeni buluşlar) maliyetleri üzerine tartışmalarla” andığı belirtilen bildiride, şöyle devam edildi:
“Olmayan bir sistemi (küresel sağlık) koruyamayız. Bunun yerine sağlık tartışmalarının en merkezindeki soruya dönmeliyiz:
İnsan hayatını nasıl koruyabiliriz?
Zenginlerin hayatını koruyan, yoksullarınkini gözden çıkaran sağlıkta ayrımcılığa nasıl direnebiliriz?
Diğerinin hayatta kalmasını sağlamaya ihtiyaç hissettiğimiz sevgi ve korumayı önceleyen bir sistemi nasıl kurabiliriz?
• Birincisi, Covid-19 halk aşısı.
Virüs yayıldığı sürece mutasyona uğrar ve hareket eder.
Hiçbir ülke tek başına pandemiyi bitiremez. Herhangi bir yerdeki Covid-19 her yerdeki halk sağlığını tehdit eder. Tamamen küresel sağlığı temel alacak, dünya çapında herkesin Covid-19 aşının ve üretilebileceği tesisi nasıl yaratacağının bilgisine ulaşabildiği bir sistem.
• İkincisi, dünya genelinin sağlığı için çalışan bir Dünya Sağlık Örgütü.
Zengin ülkelerin, özel fon sağlayıcıların çıkarları ve büyük finans kuruluşlarının kötü düşünceleri Dünya Sağlık Örgütü’nü (DSÖ) engelliyor. DSÖ’nü bu engellemelerden kurtarma zamanı.
Bu; hizmet ettiği ülkelere hesap vermeyen uluslarüstü bir otorite inşa etmek anlamında değil, aksine DSÖ’nün ana taahhüdü çok taraflı yönetimi yerine getirmesi. Dünyanın genelinin sağlığına, bölgesel, ulusal sağlık sistemleri kurulmasına odaklanacak bir DSÖ.
• Üçüncüsü, özel sermaye halk sağlığına boyun eğmeli. Büyük ilaç şirketleri hasta insanlardan kar elde ediyor. Yaşam hakkı, alınıp satılan metaya ve sınırlı bir azınlık için lükse dönüştü.
Küresel yaşam hakkını yüceltmek için ücretsiz ve evrensel sağlık hizmeti ilkesinden başlamalıyız.
• Dördüncüsü, insan yaşamı pazarlık konusu değildir. Halk sağlığını önceleyen “küresel sağlık” sistemi istiyoruz.
Gerçek küresel sağlık sistemi tıbbi yaptırımları ve kamu sağlığı acil durumlarına karşı güvenlik güçleri konuşlandırılmasını sona erdirir.
• Son olarak, pandeminin ön saflarındaki sağlık çalışanları, asli çalışanlar; kahramanlar olarak selamlandılar ancak uygulamada insanlıktan çıkarıldılar, yetersiz ücret, aşırı çalışma, görevlerine uygun haklardan ve sosyal destek kaynaklarından mahrum bırakıldılar.
Sağlık sendikaları her kamu sağlığı politikasının ana unsuru olacak.
Çalışanlar eğitilmeli, korunmalı, ücretleri, hakları ödenmeli, çalışmaya destek veya çalışmadan ayrılma haklarına saygı gösterilmeli.
İmzacıları, Noam Chomsky, Aurea Carolina de Freitas e Silva, Vanessa Nakate, Nnimmo Bassey, Elizabeth Victoria Gomez Alcorta olan manifesto, insanlığın önünde iki seçenek olduğu belirtilerek, birinin gezegenin ihmal edildiği, zenginlerin yoksulların bedenleriyle kendini koruduğu, diğer yolun da yaşam olduğu vurgusuyla “Covid-19’un yıl dönümünde biz bu yolu seçiyoruz” sözleriyle bitirildi.
Kaynak: Ajans Bizim
Bu haber de ilginizi çekebilir: Aşı eşitsizliği: Her ülke güvende olmadan hiçbir ülke güvende olmayacak
[mc4wp_form id=”25750″]