Zayıflamada vejetaryen beslenme, geleneksel diyetlere göre daha mı başarılı?

0
523
Vejetaryen diyetin zayıflamaya etkileri...

Sabri Ülker Vakfı, gündemi meşgul eden konulardan biri olan vejetaryen diyetlerin zayıflamaya etkilerine dair iddiaları masaya yatırdı.

“Bilim Bunu Konuşuyor” platformu aracılığıyla sağlık ve beslenme alanlarındaki en güncel konuları kamuoyunun gündemine taşıyan Sabri Ülker Vakfı; “Vejetaryen diyetler, geleneksel diyetlere göre daha fazla ağırlık kaybına yol açabilir mi?” sorusunu tartışmaya açtı.

İletişim kanallarına yansıyan haberlerde vejetaryen diyetlerin, et tüketimi kesildiği için yağ depolama mekanizmalarını değiştirerek yaklaşık iki kat daha fazla ağırlık kaybı sağladığı iddia ediliyor. Bu iddia ise enerji kısıtlamasına dayanan geleneksel zayıflama diyeti ile vejetaryen diyetin tip 2 diyabetli hastalarda ağırlık kaybı etkilerini karşılaştıran araştırmaya dayandırılıyor.

Vejetaryen diyette kasta dokusundaki yağ kaybı daha yüksekti

Araştırmanın detayları şöyle: Araştırma, tip 2 diyabet yani şeker hastası olan, fazla kilolu, 74 birey üzerinde yürütüldü. Bireyler, vücut ağırlığı kaybına etkilerini karşılaştırmak üzere, geleneksel zayıflama diyeti ve vejetaryen diyet uygulayacak şekilde iki gruba ayrıldı. Geleneksel zayıflama diyeti, Avrupa Diyabet Araştırmaları Derneği Diyabet ve Beslenme Çalışma Grubu ilkelerine göre uygulandı. Geleneksel zayıflama diyeti ve vejetaryen diyetlerin sağladığı toplam enerji 500 kkal olarak belirlendi. Vücut ağırlığı ile vücut yağ miktarı (kg), diyete başlamadan önce, diyetin üçüncü ve altıncı ayında ölçülerek karşılaştırıldı.

Araştırmanın sonunda geleneksel zayıflama diyeti uygulayan bireyler, ortalama 3.2 kg zayıflarken, vejetaryen diyet uygulayanlar ise neredeyse iki kat daha fazla kilo vererek ortalama 6.2 kg kaybetti. Deri altı yağ dokusu miktarında meydana gelen değişiklikler ise her iki grupta benzer bulundu. Bağ ve kas dokularındaki yağ miktarı vejetaryen diyet uygulayan bireylerde, daha fazla azaldığı görüldü. Ayrıca kas dokudaki yağ kaybı daha yüksek bulundu ve bu da kas kaybıyla ilişkilendirildi.

Sonuçlar nasıl değerlendirilmeli?

Rastgele kontrollü yöntemle yürütülen bu araştırmanın sonuçları; insanların zayıflamak için et tüketimini kesmelerine yol açabilir. Oysa bu çalışma bazı noktalarda kısıtlı kalıyor.

Geleneksel zayıflama diyeti uygulayan grubun, diyete uyumu zayıftı:

Vejetaryen diyet uygulayan grubun yarısı, geleneksel zayıflama diyet uygulayan grubun ise üçte biri diyete tam uyum gösterdi. Geleneksel zayıflama diyeti uygulayan grupta bireylerin bir kısmı enerji alımını kısıtladığı için, vejeteryan diyet uygulayan bireylerin ağırlık kaybı daha fazla olabilir.

Uygulanan “vejetaryen diyet” aslında içerik olarak vegan diyete çok daha yakındı: Vejetaryen grup, hayvansal besin olarak sadece çok az miktarda yoğurt tükettiği için toplam yağ alımı da azaldı. Vejetaryen diyetin bu ekstra kısıtlamaları, ağırlık kaybında beklenin üzerindeki artışı da açıklayabilir.

Takip yalnızca altı ay sürdü: Tip 2 diyabetli bireylerde yürütülen bu araştırma altı ay sürdü. Bu takip süresi, bu diyetlerin, kan şekeri veya sağlık üzerine uzun dönem etkilerini değerlendirmek açısından yetersizdir. Ayrıca devam edebilecek yağ ve kas kayıpları, uzun dönemde sağlığı olumsuz etkileyebilir.

Sonuçları bireylerin tümüne genelleyemeyiz: Bu araştırmanın sonuçları, tip 2 diyabet yani şeker hastası olmayan bireyler için geçerli kılınamaz. Ek olarak şeker hastası olan ancak sadece 74 bireyden oluşan bir örneklemde yürütüldüğü için sonuçlar, tip 2 diyabetlilerin tümünü de genellenmemelidir.

Bilimsel veriler ne diyor?

Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization – WHO), Avrupa için yayınladığı raporda, vejetaryen diyeti özel olarak tavsiye etmiyor. Bununla birlikte Avrupa ülkelerinin yarısından fazlası, WHO’nun günde 400 gram sebze ve meyve tüketim tavsiyesini de karşılamıyor. Etler, yağ ve doymuş yağ içerirken WHO, şişmanlık ile mücadelede, yağlardan sağlanan enerjinin sınırlandırılmasını öneriyor.

Bir Cochrane derlemesinde, hayvansal yağ tüketiminin dolayısıyla da toplam doymuş yağ alımının azaltılarak bunun yerine nişastalı veya protein içeren besinlerin tüketilmesinin geçerli bir etkisinin olmadığı bildirildi. Ayrıca beslenmede, doymuş yağların çoklu doymamış yağ asitleri ile yer değiştirmesinin ise kalp-damar hastalıkları riskinin azaltılmasında etkili olabileceği de belirtildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz