İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, Türk yemek kültüründe önemli bir yeri olan yoğurdun, her geçen gün yeni bir özelliğinin gündem oluşturduğunu belirterek,”Probiyotik bakterilerin gerek sanayide gerekse ev içi yoğurt üretimde kullanımının yaygınlaşmasıyla, yoğurdun tedavi edici özelliği her geçen gün artırmaktadır” dedi.
İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, dünyada yoğurt üretiminde kullanılan yoğurt bakterilerinin yararlılık ve metabolizma açısından bazı probiyotik bakterilerle beraber kullanılmasının yoğurdun olumlu özelliklerini arttırdığını söyledi.
“Mide ülseri hastaları süt yerine yoğurt tüketmelidir”
Sütteki protein ve kalsiyumun mide asidi üzerinde uyarıcı bir etkisi bulunduğunu belirten Bektaş, mide ülseri hastalarını gece sütü içmemeleri konusunda uyardı. Gece sütünün mide asidini artırdığını vurgulayan Dr. Bektaş, şunları söyledi:
” Mide ülserli hastalarda süt,15-20 dakika geçici rahatlık verir. Süt, mideyi terk ettiğinde mide asit salgısını arttıracağından, gece yatmadan süt içmek sakıncalıdır fakat hastalar yine de bir şekilde süt ürünlerinden faydalanmalıdır. Bunun için mide ülserli hastaların beslenmesi ve tedavisinde özellikle probiyotik yoğurt faydalıdır. ‘Kanzein’ denilen süt proteini yoğurt bakterileri tarafından pıhtılaştırılması nedeniyle, mide asidi üzerindeki uyarıcı etkisi süte göre çok düşüktür. Bu yüzden mide ülserli hastalarının yoğurt yemesinde bir sakınca yoktur. Bilakis, yoğurt ülserin iyileşmesine katkıda bulunur.”
“Yoğurt pek çok hastalığa iyi geliyor”
Yoğurdun mide ülseri dışında başka pek çok hastalığa da iyi geldiğinin altını çizen Bektaş, yoğurdun en sık rastlanan bağırsak rahatsızlıklarından olan Huzursuz Bağırsak Sendromu (Spastik Kolon) hastaları üzerinde de olumlu etki gösterdiğini belirtti. Bektaş, yoğurdun, kabızlık, ishal ve inflamatuvar (iltihabi) bağırsak hastalığında da iyileştirici etkisi olduğunu söyledi. Dr. Bektaş, “Yapılan son araştırmalar; anksiyeteden (kaygı) depresyon, alzheimer ve parkinsona kadar uzanan, beyinle ilgili fonksiyonlara yoğurdun faydalı etkisi olduğunu ortaya koydu” dedi.
Yoğurdun vücudun bağışıklık yapısını da güçlendirdiğini ve bazı yoğurt bakterilerinin antibiyotik yapıda maddeler ürettiğini dile getiren Bektaş, yoğurdun düzenli tüketilmesinin, kadınları vajinal enfeksiyonlardan koruyabileceğini, kemik erimesine karşı faydalı olacağını, hipertansiyon ve kalp hastalarına iyi yönde etkileri olduğunu ifade etti.
“Yoğurdun bazı kanserleri önleyici ve zayıflatıcı etkisi vardır”
Bektaş şunları kaydetti:
“Probiyotik yoğurtlar, yoğurt sütten çok daha fazla ‘konjuge linoleik asit (KLA)’ içerdiği, tokluk oluşturduğu, obeziteyi önleyici ve kas gelişimini arttırdığı yönünde yeni çalışmalar yapılıyor. Ayrıca, KLA’nın; Kolon ve Meme kanseri oluşumunu önleyici etkisi vardır.”
“Yoğurt, gaz ve karın ağrısı şikâyetleri yaşatmaz”
Dr. Bektaş, “Hazımsızlık, gaz gibi şikâyetleri olan hastalar, yoğurt tükettiklerinde, sütün sebebiyet verdiği gaz ve karın ağrısı ile karşılaşmazlar. Çünkü yoğurttaki yararlı bakteriler sütteki Laktozu parçalar böylelikle toplumda sık görülen ”Laktoz İntoleransı’ (laktoz ‘süt şekeri’ne karşı tahammülsüzlük) olanlarda bu tür şikâyetler ortaya çıkmaz” diye konuştu.