Uzmanlar, kovandan elde edilen değerli bir arı ürünü olan balın faydalarından bahsedebilmek için pastörize ve filtre edilmemiş “ham bal” olması gerektiğinin altını çiziyor…
“Ham balın” kovandan alındığı hali ile tüketime sunulan, pastörize edilmemiş doğal bal olduğunu belirten uzmanlar, en faydalı tüketim şeklinin bu haliyle olduğunu söylüyor. Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Bal kovandan alındığı hali ile tüketilebilen, bozulmayan doğal bir gıdadır ve pastörize edilmesi gerekli değildir. Pastörizasyon, yani yüksek sıcaklıklara ısıtma işlemi balın içerisinde doğal olarak bulunan enzimler, vitaminler ve antioksidan özelliğe sahip bazı fenolik ve flavonoid yapıdaki değerli bileşenlerin azalmasına neden olur. Filtrasyon ise balın doğal bileşiminde yer alan polenlerin azalmasına neden olur. Ham bal pastörize ve polenleri tutacak derecede filtre edilmediğinden besin içeriği tüm doğallık ve saflığıyla korunur” dedi.
Önemli olan balın şeffaf değil faydalı olması!
Arı ürünleri alanında edindiği 20 yıllık deneyimi araştırmalarla güçlendiren Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Bal kovandan elde edildikten kısa bir süre sonra katılaşır yani kristalleşir. Halk arasında bu durum şekerlenme olarak da adlandırılır. Aslında bu tamamen doğal bir olaydır ve bal kristalleşmiş hali ile de tüketilebilir. Ancak bu tamamen doğal ve sadece fiziksel bir değişim olan durumu engellemek için ballara pastörizasyon dediğimiz, 65-76 santigrat derece aralığında yüksek sıcaklık işlemi uygulanmaktadır. Süt ve meyve sularına raf ömrünü sağlamak amacıyla uygulanan bu işlemin ballara uygulanması hiç gerekli değildir. Zaten bal kovandan çıktığı haliyle bozulmayan, raf ömrü çok uzun bir gıdadır. Bu işlemin bala uygulanıyor olmasının tek amacı, balların, raflarda daha uzun süre şeffaf ve berrak bir şekilde kalmasını sağlamaktır. Ancak bal 45 santigrat derecenin üzerinde ısıtıldığında, besin değeri azalır. İçerisindeki enzimler, proteinler, vitaminler ve antioksidan özelliğe sahip fenolik ve flavonoid yapıdaki değerli bileşenler zarar görür. Bu durumda da balın hiçbir faydasından söz edilemez. Dolayısıyla, balın pastörize ve filtre edilmemiş ham hali ile tüketilmesi daha doğrudur. Ne yazık ki Türkiye’deki piyasa ballarının yüzde 80’i pastörize ediliyor ve bu durum etiket üzerinde belirtilmiyor” ifadelerinde bulundu.
Çocukların boğaz rahatsızlıklarına ham bal öneriliyor
Konuyla ilgili bir diğer açıklama Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ateş Kara’dan geldi. Prof. Dr. Kara; “Bal ham halde iken antibakteriyel aktivite gösteren doğal bir gıdadır. Her çocuk ortalama olarak senede 3-8 kez viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor ve yüzde 76’sında öksürük şikayeti gözlemleniyor. Ben kendi hastalarıma ham bal öneriyorum ve çocuklarda görülen boğaz ağrısı, öksürük gibi şikayetlerin ham bal ile azaldığını birebir gözlemliyorum. Ham balın içerisinde aminoasitler, A-C-E ve B grubu vitaminleri, folik asit, demir, çinko ve antioksidan özellik gösteren fenolik ve flavonoid bileşenler yer alıyor. Bal bu değerli içeriğiyle antienflamatuvar, antiviral, antibakteriyel ve antioksidan özellikler gösteriyor. Öksürüğün azalmasına yardımcı olan ham bal, polisakkaritleri mukoza üzerinde film tabaka oluşturarak irritasyonu engelliyor. Beslenme planına dahil ettiğimizde hastaların iyileşme süresinde kısalma gözlemliyoruz” dedi.
Deney gruplarında durum ne?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Güldane Koturoğlu da konuya ilişkin açıklamasında, doktorların, bilim insanlarının takip ettiği veri tabanlarında ham bal ile ilgili birçok bilimsel çalışma olduğunu belirtti. Koturoğlu, “2007 yılında American Medical Association tarafından yayınlanan çalışmada, üst solunum yolları enfeksiyonu geçiren çocuklarda ham bal kullanımının etkisi araştırılmıştır. 2-18 yaşları arasındaki 105 çocuk üzerinde uygulanan araştırmanın sonucunda, bal uygulanan grupta gece öksürükleri ve uyku kalitesinde iyileşme görüldüğü belirlenmiş ve destek olarak kullanılabileceği belirtilmiştir” dedi.