Bazen mutluluktan ya da üzüntüden, bazen de kendiliğinden gelen tatlı isteği kriz haline dönüşebiliyor. Karbonhidrat ve yağ oranı yüksek besin öğelerinden oluşan tatlı, günlük ihtiyaçtan fazla tüketildiğinde obezite, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklara yol açabiliyor.
Tatlı krizlerini doğru yönetmenin yolları hakkında bilgi veren Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, ‘’Diyet yapanların ya da sağlıklı beslenmeye çalışanların bu süreçte en çok zorlandığı konulardan biri kuşkusuz tatlıdan uzak durmak’’ dedi. “Tatlının fizyolojik bir ihtiyaç değil, sadece tüketilmek istenen bir gıda olduğunun unutulmaması önemli. Kim sevmez ki tatlıyı. Ancak her konuda olduğu gibi tatlı tüketimi konusunda da kontrolü elden bırakmamak gerekiyor” şeklinde konuşan Emel Terzioğlu Arslan, tatlı krizlerini doğru yönetmenin ipuçlarını paylaştı:
“Tatlı yemenin bir krize dönüşmesindeki asıl neden tatlıyı çok sevmemiz ya da lezzetli olmasında yatmıyor. Yapılan araştırmalar; kötü beslenme, hormonal ve psikolojik durumlar, çeşitli hastalıklar gibi tatlı krizine neden olan birçok etmenden bahsetmektedir. Bu nedenlere bakacak olursak, özellikle beyaz un ve beyaz undan yapılmış unlu mamuller, şeker, tatlı, pirinç gibi glisemik indeksi yüksek olan basit karbonhidratlar ve işlenmiş gıdalar kan şekerinin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olur. Buna karşılık da vücuttaki mekanizmalar yükselen kan şekerini hızlı bir şekilde düşürür. Bu da güçlü bir açlık ve tatlı isteğine neden olur. Aynı şekilde yapılan çok katı diyetler, çok düşük kalorili beslenme ve çok uzun saatler aç kalmak da gün içinde kan şekerinin düşmesine neden olarak tatlı isteğini artırır. Bunun yanı sıra bazı hastalıklar ya da kötü beslenmeye bağlı olarak gelişen demir, krom ve magnezyum gibi minerallerin eksikliği de tatlı krizlerinin daha sık yaşanmasına neden olan etmenler arasındadır. Menopoz ve regl öncesi dönemde östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak tatlı krizlerinin en çok yaşandığı dönemdir. Ayrıca duygusal durumlar, yoğun stres ve depresyon süreci de tatlı krizlerine yol açabilir.”
Tatlı Krizini Yenmenin 9 Yolu
- Çok düşük kalorili katı diyetlerden ve uzun süreli açlıklardan uzak durun. 3-4 saat aralıklarla beslenmeye özen gösterin.
- Taze ve kuru meyveleri tek başına yemek yerine yanına mutlaka süt, ayran, kefir, yoğurt gibi süt ürünleri ya da çiğ badem, fındık, ceviz gibi sağlıklı yağlar ekleyin.
- Glisemik indeksi yüksek olan ve kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlar yerine bulgur, kara buğday, tam tahıllı gıdalar ve kurubaklagiller gibi kompleks karbonhidratları tercih edin.
- Günlük lif alımınızı artırın. Lif içeriği yüksek/posalı gıdalar mide boşalmasını geciktirerek gün içinde daha uzun s3üre tok kalmanızı ve kan şekerinizin daha dengeli olmasını sağlar.
- Beslenmenize kefir, yoğurt, tarhana gibi probiyotik gıdalar ekleyin.
- Yemeklerde bol bol baharat kullanın. Özellikle tarçına mutfağınızda yer açın.
- Bol bol su için.
- Yeterli ve kaliteli uyumaya ve stresten uzak kalmaya özen gösterin.
- Düzenli egzersiz yaparak seratonin salgılanmasını artırın.