Spor yapmıyor, fazla çalışıyor, az uyuyor, iş temposu nedeniyle öğün atlıyorlar

0
845
Dünya genelinde yetersiz beslenme ve kilo problemleri konusunda en sorunlu kesim metropol şehirlerde yaşayan beyaz yakalılar.

Herbalife araştırmasına göre, metropollerde yaşayan beyaz yakalıların %80’i öğün atlıyor, %32’si hem hafta içi hem de hafta sonu 7 saatten az uyuyor, %35’i sabah kahvaltılarında pastane ürünleri tercih ediyor, %31’i ise öğle yemeğinde fast food tüketiyor.

Herbalife tarafından İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Kocaeli şehirlerinde, 400 beyaz yakalı çalışan ile görüşülerek gerçekleştirilen ‘Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları araştırmasının ilgi çekici sonuçları, düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı.

Araştırmada, ‘Günlük Çalışma ve Uyku Süreleri’, ‘Sağlıklı Beslenme Denilince Akla Gelenler ve Bilgi Kaynakları’, ‘Günlük Tüketilen Öğün Sayısı, Öğün Atlama Düzeyi ve Öğünlerde Tüketilenler’, ‘Spor/Fiziksel Aktivite Tercihi ve Yapma Sıklığı’, ‘Kaliteli ve Sağlıklı Bir Yaşam Sürdürmek İçin Önem Verilen ve Gerçekleştirilen Kriterler’ konuları mercek altına alındı.

“Sağlıklı beslenmede desteğe ihtiyacımız var”

Herbalife Türkiye Genel Müdürü Kemal Ülgen: “Metropollerde yaşayan beyaz yakalıların kaliteli yaşam ve beslenme haritası çıkardık. Gördük ki, sağlıklı beslenme konusunda desteğe ihtiyacımız var.”

Dünya genelinde yetersiz beslenme ve kilo problemleri konusunda en sorunlu kesim metropol şehirlerde yaşayan beyaz yakalılar olduğunu söyleyen Herbalife Türkiye Genel Müdürü Kemal Ülgen, şöyle konuştu:

“Biz de bu sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla, kapsamlı bir araştırma yaptık. Metropollerde yaşayan beyaz yakalıların kaliteli yaşam ve beslenme haritası çıkardık. Gördük ki, sağlıklı beslenme konusunda desteğe ihtiyacımız var.

Herbalife olarak yüksek kaliteli ürünler sunarak sağlıklı beslenme konusunda kararlılıkla çalışıyoruz. ‘Tohumdan sofraya’ konseptimiz ve kaliteli üretim felsefemiz ile ürünlerimizi tüketicilere ulaştırıyoruz. Bünyemizde 300’den fazla bilim insanı, farklı ülkelerde 30’dan fazla beslenme danışmanımız yer alıyor. 2016 yılında Ar-Ge, kalite, ürün güvenliği için 72 milyon dolar yatırım yapıldı.”

“Sağlıklı beslenme bilinci artsa da hala yeterli değil”

Nielsen tarafından yürütülen ‘Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları’ araştırmasının sonuçlarını yorumlayan Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer ise araştırmanın, son dönemde sağlıklı beslenme konusunda toplumsal bilincin arttığını ancak halen ideal düzeyde olmadığını gösterdiğini söyledi. Tamer, araştırmaya göre eğitimli beyaz yakalı çalışanların da bu konuda önemli eksikliklerinin bulunduğunu belirtti ve “sağlıklı beslenme konusunda çalışanların hem desteğe, hem yönlendirmeye, hem de doğru seçenekler sunulmasına ihtiyacı var” dedi.

Herbalife Türkiye Genel Müdürü Kemal Ülgen – Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer

Tamer, çalışanlara şu önerilerde bulundu:

  • Güne iyi bir kahvaltı ile başlayın
  • Sağlıklı ara öğünleri unutmayın
  • Dengeli ve sağlıklı beslenme, sağlıklı ve aktif bir hayat tarzına sahip olmanıza destek olur.
  • Uzun çalışma saatleri kilo alma eğilimini artırıyor.
  • Sağlıklı beslenmeyi doğru kaynaklardan öğrenin, uzmanına danışın.
  • İş planlarının yanında sağlıklı beslenme planları da yapın.
  • Metabolizma hızının düşmemesi için düzenli öğün tüketin.
  • Sabah 7:00 civarı erken saatlerde yapılan en az 15 gr protein içeren bir kahvaltı yapın.
  • Kahvaltıdan en geç 3 saat sonra sağlıklı bir atıştırmalık yiyin.
  • Saat 12-13 arası protein ve karbonhidrat içeriği yeterli, hazmı kolay ve yanında yeterince renkli sebzeler bulunduran bir öğlen yemeği yiyin.
  • Eve gitmeden gün sonu yorgunluğumuzu kolay atlatmamıza yardımcı olacak sağlıklı atıştırmalık tüketin.
  • Yoğurt, antioksidan özelliği yüksek kırmızı meyveler, muz, üzüm, elma parçaları ya da ceviz ve badem gibi gıdaları ara öğünlerde tüketin.

Araştırma Sonuçları ve Öneriler:

  • Her 5 beyaz yakalıdan 4’ü öğün atlıyor. Araştırmaya göre her 5 beyaz yakalıdan dördü öğün atlıyor. En fazla atlanılan öğün %29 ile ara öğünler. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği % 27 ile ikinci sırada geliyor. Atlanılan öğünler içerisinde en az %16 ile akşam yemeği geliyor. Ancak hafta içi 8 saatten fazla çalışanlar akşam yemeğini daha az saat çalışanlara kıyasla daha fazla atlama eğiliminde… Erkeklerin %15’i öğün atlamadığını belirtirken, kadınlarda bu oran %25’e çıkıyor. Hafta sonu çalışanlar ve çalışmayanlar arasındaki öğün atlama oranı ise oldukça dikkat çekici. Hafta sonu çalışmayanların %30’u öğün atlamadığını belirtirken, standart olarak her hafta sonu çalışanların sadece %4’ü öğün atlamadığını belirtiyor.
  • Sabah kahvaltısı ve öğle yemekleri en çok iş temposu/vakitsizlik nedeniyle atlanıyor. Araştırmaya katılanların % 55’i sabah kahvaltısını, % 70’i ise öğle yemeğini atlamasının en büyük nedenini iş temposu/vakitsizlik olarak ifade ediyor. Kahvaltıyı “sabahları iştahsız olmaları nedeniyle” atlayanlar % 54 oranında iken; %26’lık bir kesim “iş yeri yakınlarında sağlıklı öğünler sunan restorant/cafe/lokanta bulunamaması” sebebiyle öğle yemeğini atladığını belirtiyor. Akşam yemeği ise %47 oranında “eve geç gelinmesinden ötürü geç vakitte yemek yemek istenmemesi” nedeniyle atlanıyor.
  • Sağlıklı beslenme ile ilgili temel bilgi kaynağı internet. Sağlıklı beslenme ile ilgili beyaz yakalıların yaklaşık yarısı (%47) internet sitelerinden bilgi alıyor. Televizyondaki haberler, kadın sağlık programları (% 46) da benzer seviyede takip edilirken; doktor, hemşire, eczacı v.b. (% 34) sağlık personellerinden bilgi alma düzeyi 3. sırada geliyor. Diyetisyenler (%26) ve kamu spotu reklamları (%25) bu konuda en az takip edilen kaynaklar…
  • Beyaz yakalıların % 31’i herhangi bir fiziksel aktivite ile ilgilenmiyor. Beyaz yakaların % 31’i herhangi bir fiziksel aktivite ile ilgilenmiyor. Sağlıklı beslendiğini belirtenlerde haftalık düzenli aktivite yapma eğilimi daha fazla iken, sağlıklı beslenmediğini belirtenler herhangi bir spor/fiziksel aktivite ile ilgilenmediklerini daha çok belirtiyorlar. Bu da sağlıklı beslenme ve spor alışkanlıklarının birbiri ile güçlü bir ilişkisi olduğu sonucunu doğuruyor. En fazla tercih edilen fiziksel aktivite ise % 46 oranla yürüyüş…
  • Hafta içi mesai yapıyor, hafta sonu da çalışıyoruz. Araştırmaya göre beyaz yakalıların hafta içi günlük ortalama çalışma süresi yaklaşık 9 saat. Çalışanların %59’u hafta sonu da çalıştığını belirtiyor. Hafta sonu ortalama günlük çalışma süresi 8,3 saat. Hafta içi fazla mesai harcayanların hafta sonu da çalışması dikkat çekiyor. Yani hafta içi mesai yapıyor, hafta sonu da çalışıyoruz.
  • Orta üst düzey yöneticilerde ve erkeklerde hafta sonu düzenli olarak çalışma oranı ise çok daha yüksek.
  • Uzun çalışma saatleri kilo alma eğilimini artırıyor. Aşırı kilolu olma ve obezitenin temelinde yatan faktörler çok yönlü olup özellikle cinsiyet ve yaşam tarzı ile ilişkili oldukları çeşitli bilimsel çalışmalarla ortaya koyulduğunu belirten Tamer, “Uzun saatler boyunca ara vermeksizin çalışan kişilerde, iş sonrası vücudun kendisini toplaması için fırsat bulamaması yanı sıra düzenli egzersiz yapmak için de zaman kalmaması ayrı ayrı sorun oluşturur. Günlük çalışma saatlerinin toplamda 8 saati geçmemesi ve mümkünse her 2 saatte bir kısa, dört saatte ise en az yarım saatlik bir dinlenme arası verilmesinin sadece verimliliği artırmakla kalmayıp, mevcut kilonun muhafaza edilmesine de katkıda bulunduğunu unutmamak gerekiyor” şeklinde konuştu.
  • Beyaz yakalıların hafta içi ve hafta sonu ortalama uyku süresi 7 saat. Hafta içi %32’si 7 saatten az, %51’i 7-8 saat arası, %17’si ise 8 saatten fazla uyuyor.
  • Sağlıklı beslenmeyi öncelikle ‘düzenli öğünle beslenmek’ olarak görüyorlar. İkinci sırada ‘kalorisi düşük ürün tüketimi’, üçüncü sırada ‘organik ürün tüketimi’ yer alıyor.
  • Yaklaşık üçte ikisi (%64) sağlıklı beslendiğini düşünüyor. Yaş ve eğitim seviyesi arttıkça sağlıklı beslendiğini düşünenlerin oranı artıyor.
  • Hafta içinde ortalama 3 öğün besin tüketiyorlar. Sabah kahvaltısını hiç tüketmeyenlerin oranı % 17, öğle yemeği tüketmeyenlerin oranı % 12, akşam yemeği yemeyenlerin oranı ise % 5.
  • Kahvaltıda en çok tüketilen ürünler, yumurta, peynir, zeytin gibi kahvaltılık ürünler. Sabah kahvaltılarında pastane ürünlerinin tüketim oranı % 35. Yaş arttıkça pastane ürünleri tüketimi giderek azalıyor.
  • Öğle yemeğinde en çok ev yemekleri tüketiliyor,fast food ise %31 ile ikinci sırada yer alıyor. Akşam yemeğinde ev yemekleri öğle yemeğine kıyasla daha fazla tüketiliyor.
  • Yaş arttıkça kahvaltılık ürünler nispeten daha fazla tüketiliyor, pastane ürünlerinin tüketimi giderek azalıyor. Bu bulgu da 45 ve üzeri yaşlardaki kişilerin kahvaltıdaki besinlerine daha fazla önem verdiğini ortaya koyuyor.
  • Çalışanların % 57’si günlük protein ihtiyacını bilmiyor.
  • Çalışanlar hafta içi ortalama 2,3 litre su tüketiyor.

Düzenli öğün tüketmenin önemli olduğunu belirten Doç. Dr. İsmet Tamer “uzun saatler boyunca aç ve susuz kalan organizma, enerjisini en verimli şekilde kullanabilmek için metabolizma hızını yavaşlatır ve eğer bu noktada ne yediğimize, ne zaman ve ne kadar yediğimize dikkat etmezsek, kısa bir süre sonra kendimizi en az birkaç kilo fazladan ağırlaşmış bulmamız işten bile değildir! Fazla kilolardan kurtulup ideal kiloya ulaşmak, gerekse mevcut kiloyu koruyabilmek için amaç metabolizmayı daha hızlı ve verimli çalışmaya yönlendirmektir. Bunun temel kuralı asla öğün atlamamak, sık aralıklarla azar azar beslenmek, her öğünde kalorisi kontrollü ve besin değeri yüksek besinler tüketmek ve mutlaka düzenli egzersiz alışkanlığı edinmektir”dedi.

Doç. Dr. İsmet Tamer araştırmanın en düşündürücü sonuçlarından birinin beyaz yakalıların sağlıklı bilgi en önemli bilgi kaynağının internet olması olduğunu belirterek “günümüzde internet hepimiz için çok önemli bir bilgi kaynağı. Tabi doğru kullanıldığında…” dedi. Teknoloji ve iletişimin son derece geliştiği bu devirde, bilgi kirliliği kaosu, beslenme konusundaki kafa karışıklığını da artırdığını vurgulayan Tamer şöyle devam etti: “Çoğu zaman tıp fakültelerinde bile rutin eğitim programında yer almayan sağlıklı ve dengeli beslenme eğitiminin, belki de daha ilk ve orta okul düzeyinde başlaması gerekiyor. Bu gelişmenin bir gün gerçekleşmesini ümit ederken, halen üniversitelerin beslenme konusunda eğitim veren bölümlerinden mezun, bu alanda araştırmaları ve deneyimleri olan uzmanların görüşlerine itibar etmek daha mantıklı değil midir? Genel bilinen ve kabul görmüş önerilerin aksine “süper”, “muhteşem” veya “jet” diyetler gibi isimlerle ortaya çıkan afaki önerileri şüphe ile karşılamak, sağlıklı ve dengeli beslenmenin kısa süreli değişiklikler değil, hayat boyu yaşanması gereken bir değişim olduğunu bilmek gerekir.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz