Genetik beslenmede ‘gidilecek çok yol var’

0
929
Kilo alımından sorumlu 140 kadar gen lokasyonunun varlığı biliniyor. Eğer gıda tercihleri bu genlerin tepkilerini etkileyebiliyorsa, halk sağlığı üzerinde büyük bir yük olan obeziteyi yenmek için etkili bir yol bulunmuş olmaz mı?

Genetiğe dayalı beslenme, kavram olmaktan çıkıp gerçeklik kazandıkça bu konu ile ilgili araştırmalar daha fazla fayda sunar hale geliyor, ancak bu alanın önünde daha uzun bir yol var.

 Teoride genetiğe dayalı beslenme biliminin (nutrigenomik) sunacağı çok şey var. Örneğin kilo kontrolünü ele alırsak, kilo alımından sorumlu 140 kadar gen lokasyonunun varlığı biliniyor. Eğer gıda tercihleri bu genlerin tepkilerini etkileyebiliyorsa, halk sağlığı üzerinde büyük bir yük olan obeziteyi yenmek için etkili bir yol bulunmuş olmaz mı?

İngiltere Newcastle Üniversitesinden beslenme uzmanı ve şimdiye kadar yürütülen en geniş kapsamlı araştırma projelerinden birinde baş araştırmacı olan Profesör John Mathers gayretli ancak tatmin olmuş değil, bu alanda daha fazla araştırma gerçekleştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Basına verdiği bir röportajda Mathers; “Güvenilir sonuçlar elde edebilmek için bir kaç yıl boyunca yüzlerce insanla klinik deneyler yapmalısınız. Bu deneylerin maliyeti de milyonlarca avroyu buluyor. Bu alanda yer almak isteyenler için maliyet çok fazla.” açıklamasında bulunuyor.

foodforme1Mathers’in yürüttüğü Avrupa Birliği destekli Food4Me araştırması dört yıl boyunca Avrupadan 500 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Katılımcılar dört yıl boyunca standart diyet,  kişiye özel diyet ya da genetiğe dayalı diyet ile beslendi.

Kişiye özel ve genetiğe dayalı diyetlerle beslenen grupta yer alanların sağlık çıktıları standart diyet ile beslenen grupta yer alan kişilere göre daha iyi olarak değerlendirildi. Ancak kişiye özel ve genetiğe dayalı beslenenlerin sağlık çıktıları arasında anlamlı bir fark bulunmadı.

Profesör Mathers’e göre daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor çünkü “daha gidilecek çok yolumuz var”.

Beslenme ve Diyetetik Akademisi; “genetiğe dayalı beslenme bilimi kullanılarak rutin beslenme bilimi uygulamalarında beslenme ile ilgili tavsiye vermek için çok erken.”

Araştırmalar

 Food4Me araştırması sonuçları yayımlanmadan önce değerlendirme sürecinden geçiyor. Bu konuda gerçekleştirilen diğer araştırmalar da umut veren sonuçlar ortaya koyuyor.

Örneğin bir araştırmada (10.1016/j.atherosclerosis.2010.03.027) omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin (PUFA) belli bir genetik özelliğe sahip bireylere faydasının daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

2014 yılında Toronto Üniversitesinde gerçekleştirilen bir diğer araştırma genetiğe dayalı diyet ile beslenen kişilerin sodyum tüketiminin daha az olduğunu gösteriyor.

Ancak araştırmacılar; beslenme, genetik ve sağlık arasındaki ilişki hakkında daha öğrenecek çok şeyimiz olduğunu açıkça belirtiyorlar.

Diğer yandan şimdiden Amerika’da kişinin genetik özelliklerine göre beslenme ile ilgili tavsiyeler sunan cep telefonu uygulamaları kullanılıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz