Yüksek tuz ve şeker içeren işlenmiş gıdaların aşırı tüketilmesiyle ivme kazanan aşırı kilo ve obezite konusundaki küresel salgının Avrupa ve Orta Asya’yı da etkilediğine dikkat çeken FAO Genel Direktörü Graziano da Silva, nüfusun yaklaşık yüzde 29’unun obez olduğu Malta, Türkiye ve Birleşik Krallık’ı buna örnek gösterdi.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktörü José Graziano da Silva Avrupa ve Orta Asya’da Sıfır Açlık hedefinin, yoksulluğu azaltmak için küçük çiftlik sahipleri ve aile çiftçilerinin desteklenmesini ve iklim değişikliği karşısında doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini gerektirdiğini söyledi.
Graziano da Silva 42 ülkeden bakan ve diğer üst düzey yetkilerin katıldığı FAO Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansı’nda yaptığı açıklamada bölgenin son yıllarda yetersiz beslenmenin düşürülmesinde “önemli ilerleme kaydettiğini” belirterek “Ancak bazı ülkelerde açlık hala önemli bir sorun.” dedi.
FAO Genel Direktörü “2030 yılına kadar Sıfır Açlık hedefine ulaşmak istiyorsak Avrupa ve Orta Asya’da sürüp giden yetersiz beslenme ve kırsal yoksulluk daha büyük çabalar gerektiriyor.” diye konuştu.
Graziano da Silva 10 yıllık bir düşüşün ardından 2016 yılında açlığın yeniden yükselişe geçtiğini ifade ederek ön verilere göre 2017 yılında yetersiz beslenmede de artış görüldüğünü bildirdi.
FAO Genel Direktörü Avrupa ve Orta Asya bölgesinde çoğunlukla kırsal kesimlerde yaşayan 14 milyon insanın hala gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğunu gösteren son FAO rakamlarına dikkat çekti.
Bu durumdan en kötü etkilenen ülkeler arasında nüfusun yüzde 30’unun yetersiz beslendiği Tacikistan ile birlikte Moldova (yüzde 8,5), Gürcistan (yüzde 7), Kırgızistan (yüzde 6,4) ve Özbekistan (yüzde 6,3) bulunuyor.
Graziano da Silva özellikle yoksulluğu azaltmak için küçük çiftlik sahipleri ve aile çiftçilerinin güçlendirilmesi ve iklim değişikliği karşısında doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi konusunda FAO’nun bölgedeki çalışmalarının öneminin altını çizdi.
Aşırı kilo ve obezite
FAO Genel Direktörü 2 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ni başarmanın, mikro besin eksiklikleri ve aşırı beslenme de dahil olmak üzere tüm yanlış beslenme biçimlerini ortadan kaldırmak için Sıfır Açlık’ın ötesine geçilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Yüksek tuz ve şeker içeren işlenmiş gıdaların aşırı tüketilmesiyle ivme kazanan aşırı kilo ve obezite konusundaki küresel salgının Avrupa ve Orta Asya’yı da etkilediğine dikkat çeken Graziano da Silva nüfusun yaklaşık yüzde 29’unun obez olduğu Malta, Türkiye ve Birleşik Krallık’ı buna örnek gösterdi.
Graziano da Silva “Ülkelerin sağlıklı beslenme biçimlerini uygulamaya koyarak bu durumla başa çıkmaları gerekiyor. Ulusal kamu politikaları temeldir, beslenme bir kamusal meseledir, bir devlet sorumluluğudur.” diyerek beslenme eğitimi, farkındalık yaratma ve reklam düzenlemelerinin önemine dikkat çekti.
İklim değişikliği
Graziano da Silva iklim değişikliği ile birlikte “sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında önemli engellerden biri” olarak “özellikle yoksul kırsal topluluklarda gıda sistemlerinin adaptasyonunu teşvik etmenin son derece önemli” olduğunu kaydetti.
FAO Genel Direktörü Yeşil İklim Fonu’nun gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine verdiği yanıtı finanse etmenin en önemli mekanizmalarından biri olduğunu söyledi.
FAO, Yeşil İklim Fonu’na sunulmak üzere projeler hazırlamak amacıyla örgütün yardımı için resmi olarak talepte bulunan dünya çapındaki pek çok ülke ile yakın bir şekilde çalışmaktadır.
Graziano da Silva, FAO’nun bir yandan çevreye ve biyoçeşitliliğe saygı duyan bir yandan da herkes için erişilebilir ve sağlıklı gıda sağlayabilecek gıda sistemlerini ortaya koymak adına tüm yaklaşımları keşfetmeye kararlı olduğunu vurguladı.
FAO Genel Direktörü gıda bankası girişimleri gibi gıda atıkları ve gıda kayıplarıyla mücadele etmek için Avrupa’daki farklı eylemleri memnuniyetle karşıladı ve gıda israfının acilen azaltılması çağrısında bulundu.
Graziano da Silva konferans katılımcılarına FAO’nun en büyük hedefinin, açlığı ve her tür yanlış beslenmeyi sona erdirme ve sürdürülebilir tarımsal kalkınmayı teşvik eden 2 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’nin başarılmasında üye devletleri desteklemek olduğunu vurguladı.