Son yıllarda tavuk eti ile ilgili çok çeşitli spekülasyonlar gündeme getiriliyor. Dyt. Canan Aksoy aileleri uyardı; “Çocuklarımızın sağlıklı ve kaliteli büyümesini etkileyen bu yanlış mesajlara kulak asmayın, çocuklarımızın geleceğini çalmalarına izin vermeyin!”
Çocuklar yaş grupları ne olursa olsun devamlı bir büyüme ve gelişme süreci içindeler. Enerji ve besin öğeleri ihtiyaçlarının karşılanması da, bu büyüme ve gelişme sürecine ayak uyduracak seviyede olmalı. Çocukların bu dönemi sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için ihtiyaç duydukları en önemli besin öğelerinden birisi ise proteindir. Büyüme ve gelişmenin sağlanması dışında, sağlıklı ve kaliteli büyümeyi de yine proteinler sağlar.
Son dönemlerde sıklıkla tavuk eti ile ilgili çok çeşitli spekülasyonlar gündeme getirilerek, topluma yanlış bilgilerin aktarılmasını eleştiren Diyetisyen Canan Aksoy, bu bilgi kirliliğinin bazı aileler üzerinde çocuklarıyla ilgili besin seçiminde kararsız kalma, çocuklarını değerli protein kaynaklarından mahrum bırakma noktasına getirdiğini söylüyor. Banvit’in desteğiyle İstanbul, Ankara, İzmir illerinde ebeveynleri gözetimindeki 751 çocuğa uygulanan anket sonuçlarında göre, çocukların %59’u günlük olarak yeterli protein alamıyorlar.
“Yeni konular bulunamazsa, eskiler ısıtılıp yeniden servis ediliyor.”
Çocukların sağlıklı ve kaliteli büyümesini etkileyen asılsız açıklamalarla neredeyse iki – üç ayda bir karşılaştıklarının altını çizen Dyt. Canan Aksoy; “Yeni konular bulunamazsa, eskiler ısıtılıp yeniden servis ediliyor. Ülkemizin ekonomik şartları düşünüldüğünde tavuk eti herkesin daha rahat satın alabileceği, kaliteli ve güvenilir bir protein kaynağıdır. Çocuklar için gerekli olan aminoasitlerin tamamını içerir, demir başta olmak üzere büyümenin devamlılığını sağlayan besin öğeleri açısından zengindir. Tavuk eti tüketiminin çocuk beslenmesinden çıkartılması veya azaltılmasının, büyüme ve gelişmeyi farklı şekillerde etkilemesi (bodurluk – düşük veya yüksek kilo vb.) kaçınılmaz sonuçlar doğurur” dedi.
Büyüme ve gelişmenin sağlıklı bir şekilde devamlılığının sağlanması için proteinin çok önemli bir bileşen olduğunun altını çizen Aksoy; “Çocuklarda kısa boy, zayıflık ve şişmanlık gibi gelişmenin iyi gitmediğinin göstergelerini sadece beslenme belirlemez elbette, ancak beslenme en önemli ayraçlardan biridir! Son dönemlerde tavuk ve ürünlerinin tüketilmesine ilişkin yapılan spekülasyonlar, protein tüketiminin önüne konulmaya çalışılan bir engeldir. Tavuk etinin de içinde yer aldığı hayvansal protein kaynakları mutlaka beslenmemizde yer almalıdır.” dedi.
Canan Aksoy; gerçekleştirilen anket çalışmasıyla ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:
Ülkemizde tavuk eti üretiminde tüm dünyada uygulanandan farklı bir sistem uygulanmıyorken neden bizim ülkemizde asılsız açıklamalar yer buluyor ve biz toplum olarak yalan yanlış mesajlardan nasıl etkileniyoruz?”
Banvit’in desteğiyle İstanbul, Ankara, İzmir illerinde ebeveynleri gözetiminde 751 çocuğa yapılan anket sonuçlarında göre çocukların %59’u günlük olarak yeterli protein alamıyorlar. Oyun çağından ergenlik dönemi de dahil olan bir grup üzerinde yapılan anketin yaş ortalaması 8.
Ülkemizin ekonomik şartları düşünüldüğünde tavuk eti herkesin daha rahat satın alabileceği, kaliteli bir protein kaynağı. Tavuk eti çocuklar için gerekli olan elzem aminoasitlerin tamamını içerir, demir başta olmak üzere büyümenin devamlılığı için gerekli olan pek çok besin öğesini sağlar. Tavuk eti tüketiminin çocuk beslenmesinden çıkarılmasının veya azaltılmasının büyüme ve gelişmeyi farklı şekillerde etkilemesi (bodurluk – düşük veya yüksek kilo) kaçınılmazdır.
Örneğin; İstanbul – İzmir çalışmalarına katılan çocukların %29.9’unun kısa boy ve bodur diye nitelendirilen büyüme eğrilerinin içinde oldukları görülmüştür. Bu veri 2014 yılında yapılan Türkiye Beslenme Saha Araştırmaları verileriyle de uyumudur. 2.266 çocukta yapılan bu çalışmada 6-18 yaş grubunda % 18.3 çocugun kısa boy aralığında olduğu % 6.8’inin de bodur boy aralığında olduğu tespit edilmiştir. Sağlıklı boy aralığında olmayan cocukların oranı % 25.1 bulunmuştur. Yeterli protein tüketmeyen çocukların boy uzamasının da yeterli düzeyde olması beklenemez.
Ankete katılan çocukların % 21.9’u zayıf – çok zayıf değerlendirmesi içinde bulunmuştur. TBSA (Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması – 2014) çalışmasında da çocukların % 14.9’u zayıf, % 3.9’u çok zayıf skalasında bulunmuştur, zayıf – çok zayıf çocukların toplamı % 28.8 olarak tespit edilmiştir. Dört çocuktan birinin zayıf – çok zayıf değerlendirmesinde olduğunu söyleyebiliriz. Şişmanlık kadar zayıflıkta dikkatle değerlendirilmesi gereken bir durumdur.
Ankara’da çalışmaya katılan çocukların % 36’sının yaşa göre beden kitle indeksi değerlendirmeleri 85 ve 90. persentillerde bulunmuştur. Bu değerler çocukların kilolu veya obez sınıfında yer aldığını belirtir. Ankara’da yapılan çalışma sosyo – ekonomik olarak daha yüksek bölgede yapıldığı için şişmanlık sıklığı yüksek olarak tespitlenmiş olabilir.
Çocukların besin gereksinimleri üç yönden yetişkinlerden farklıdır. Enerji harcaması vücut ölçüsünün birimi başına yetişkinlerden oldukça yüksektir. Çünkü büyüme süreci önemli miktarda enerji harcaması gerektirir. Yeni dokuların yapımı, protein, mineral ve vitaminlere olan gereksinimini artırmaktadır. Sindirim sisteminin özellikleri ve kendi kendine yemek yeme yeteneklerinin sınırlı oluşu, çocukların diyetinde belirli besinlerin bulunmasını ve bunların belirli şekilde hazırlanmasını gerektirir.
Şimanlık, zayıfık, kısa boy bunların hepsi çocukların yeterli gelişip gelişmediğinin göstergeleridir. Olması gerektiği gibi gelişen ve sağlıklı – dengeli beslenen çocukların bedensel göstergeleri kadar, okul başarılarında artma, özgüvenlerinin yeterli olması, sağlıklı beden algılarına sahip olmalarını da sağlamış oluruz. Sağlık bir bütündür, bedensel ve ruhsal iyilik anlamına gelir.
Çocukların protein gereksinimi yüksektir. Bedenin oksijen taşıma, mikroplarla savaşma, dokuları besleme gibi yaşamsal pek çok işlevi özel proteinler aracılığı ile gerçekleşebilir. Bu özel proteinlerin oluşturulması için de besinlerle yeterli protein almak gerekir. Çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme gösterebilmeleri için proteinden zengin besinleri yeterince tüketmeleri gerekir. Günlük protein gereksiniminin yarıdan fazlası et, süt, yumurta gibi iyi kalite proteinden sağlanmalıdır.
Protein yetersizliği yalnız miktar yönünden değil kalite yönünden de önemlidir. Yetişkinler düşük kaliteli proteinlerle gereksinimlerini karşılayabilirler, fakat çocuklar için mutlaka bir miktar iyi kaliteli protein sağlanmalıdır. Çocukluk çağında besinlerle alınan azotun %33 – 39‘unun elzem aminoasitlerden sağlanması gerekmektedir. Yetişkinlerde bu oran %15‘dir. Elzem aminoasitler yeterince vücuda alınmadığında vücut dokuları için protein sentezi yavaşlayacaktır.
Protein yetersizliği, vücudun protein dengesini eksi duruma getirir. Bu durumda vücut kendi dokularını kullanarak metabolizmayı sürdürür. Bunun sonucu olarak büyüme durur, sonra vücut ağırlığı azalmaya başlar. Vücudun direnci azaldığından hastalıklara yakalanma olasılığı artar, hastalıklar uzun sürer ve ağır seyreder.
Protein kan hücreleri ve hemoglobin yapımı için gerekli olduğundan protein yetersizliği anemi ile de ilgili olmaktadır. Protein yetersizliğinde ince bağırsak mukozalarında bozukluklar oluştuğu ve böylece besinlerin sindirilip emilmesinin güçleştiği bilinmektedir.
Protein yetersizliğinin en önemli nedenlerinden biri de ailenin gelir düzeyidir. Örneğin hayvansal protein kaynakları pahalı olmaları nedeniyle sıklıkla satın alınamaz.
Son dönemlerde gündeme getirilen tavuk ve ürünleri, süt ve ürünleri ile yumurtanın tüketilmesine ilişkin yapılan bir takım yanlış açıklamalarda protein tüketiminin yetersizliğinin sebeplerinden biri olmaktadır. Kırmızı et ve balık ekonomik sebeplerle satın alınması daha güçken, yumurta, tavuk ve süt gibi kıymetli ve elzem proteinleri içeren protein grubunun satın alınması ekonomik olarak daha kolaydır. Araştırmalar, ailedeki hayvansal protein yetersizliği ile malnutrisyon arasındaki ilişkinin çok önemli olduğunu göstermektedir. Bizim ülkemizde protein yetersizliği genellikle enerji yetersizliği ile birlikte görülmektedir. Küçük çocuklar halk diyetinin esası olan tahılları yeteri kadar yiyemedikleri ve diyetlerine kolayca sindirebilecekleri proteinden zengin et, tavuk, süt – yumurta gibi yiyecekler eklenmediği için enerji ve protein gereksinimleri karşılanamamaktadır. Bunun sonucunda ülkemizde özellikle köylerde ve kentlerin sosyo-ekonomik düzeyleri düşük gruplarında okul öncesi çocukların %10 – 42‘sinde büyüme geriliği görülmektedir.