Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ve Uluslararası Bebek Beslenmesi Aksiyon Ağı tarafından yayımlanan ortak rapor, dünya genelinde pek çok ülkede emzirmenin korunması ve desteklenmesi yönünde yasal düzenlemelerin yetersiz olduğunu ortaya koyuyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Uluslararası Bebek Beslenmesi Aksiyon Ağı (IBFAN) tarafından ortak bir çalışma sonucu hazırlanan rapor ile bebek beslenmesinde emzirmenin korunması ve desteklenmesi yönünde ülkelerdeki yasal düzenlemelerin durumunu mercek altına alıyor.
Raporda yer alan 194 ülkeden 135’i WHO tarafından kabul edilen Anne Sütüne İkame Ürünlerin Pazarlanmasına İlişkin Uluslararası Düzenlemeler ile uyumlu, bir miktar yasal düzenlemeye sahip. WHO tarafından 2011 yılında gerçekleştirilen bir önceki araştırmada ise bu sayı 103’tü. Uluslararası Düzenlemeler ile uyumlu şekilde gerekli tüm yasal düzenlemelere sahip olan ülkelerin sayısı ise sadece 39. 2011 yılında bu yasal düzenlemelere sahip ülkelerin sayısının 37 olduğu da göz önüne alındığında bu alanda ilerlemenin oldukça sınırlı olduğu görülüyor.
WHO ve UNICEF bebeklerin ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenmesini ve altıncı aydan sonra da en az iki yaşına kadar güvenli ve besin değeri yüksek ek gıdaların yanında anne sütü ile beslenmenin devam ettirilmesi yönünde tavsiyede bulunuyor. WHO üye ülkeleri de bu kapsamda, yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenme oranını ülkelerinde 2025 yılına kadar en az %50 oranında arttırma taahhüdünde bulunmuşlardı.
Uluslararası Düzenlemeler ülkelere; anne sütü ikamelerinin (bebek mamaları da dahil olmak üzere), biberon ve emziklerin uygun olmayan şekilde pazarlamasının durdurulması yönünde çağrıda bulunuyor. Ancak gerekli durumlar için Düzenlemeler anne sütü ikamelerinin güvenli bir şekilde kullanılmasının sağlanmasını da amaçlıyor. Düzenlemeler; reklam, sağlık çalışanlarına hediye, bedelsiz numune dağıtımı gibi ikamelerin her türlü promosyonunun yasaklanması yönünde maddeler içeriyor. Ayrıca WHO tarafından belirlenen Düzenlemeler kapsamında bebek formüllerinin etiketlerinde her hangi bir besin veya sağlık beyanı ya da formülü idealize eden görsellere yer verilmemesi gerekiyor.
WHO Sağlık ve Gelişim için Beslenme Departmanı Başkanı Dr. Francesco Branca, emzirmenin korunması ve desteklenmesi yönünde yasal düzenlemeleri hayata geçiren ülke sayısındaki artıştan dolayı memnuniyetini dile getirse de henüz bu alanda alınacak çok yol olduğuna da dikkat çekiyor.
Anne sütü ikamelerinin dünya genelinde yıllık satışları neredeyse 45 milyar dolara ulaşmış durumda. Pazarın 2019 yılına kadar %55’in üzerinde büyüme sergilemesi ve 70 milyar doların üzerinde bir değere sahip olması bekleniyor.
Anne sütü ikameleri endüstrisinin gücüne ve büyüdüğüne dikkat çeken UNICEF Beslenme Bölümü Başkanı Werner Schultink; “Yani sadece anne sütü ile beslenme oranının arttırılması yönündeki mücadele, dünyanın her yerinde gitgide daha zorlu hale geliyor ancak bu mücadeleyi vermeye değer.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Schultink ayrıca; “Anneler doğru bilgiye ulaşabilme şansını hak ediyor. Ki anneler çocuklarının sağlığını korumak adına gerekli araçlara zaten sahip. Akıllıca pazarlamanın, bir annenin kendi sütünün ikamesi olamayacağı gerçeğini saptırmasına izin verilmemeli.” açıklamasında bulunuyor.
Dünya genelinde zengin ülkeler yasal düzenlemeler açısından yoksul ülkelerin gerisinden geliyor. WHO Anne Sütüne İkame Ürünlerin Pazarlanmasına İlişkin Uluslararası Düzenlemeleri ile paralel ve kapsamlı yasal düzenlemelere sahip ülkelerin oranın en yüksek olduğu bölge, %36’lık oran ile (11 ülkeden 4’ü) Güney Doğu Asya bölgesi. Güney Doğu Asya’yı sırasıyla; Afrika (%30, 47 ülkeden 14’ü) ve Doğu Akdeniz bölgesi (%29, 21 ülkeden 6’sı) izliyor. WHO Amerika (%23, 35 ülkeden 8’i), Batı Pasifik Bölgesi (%15, 27 ülkeden 4’ü) ve Avrupa bölgesi (%6, 53 ülkeden 3’ü) ise kapsamlı yasal düzenlemeye sahip ülke oranının daha düşük olduğu bölgeler.
Dünya genelinde anne sütü ikameleri üzerine her hangi bir yasal düzenlemeye sahip ülkelerin;
- Sadece yarısından biraz fazlası reklam ve promosyonları yeterli düzeyde yasaklıyor.
- Yarısından azı anne sütü ikamelerinin sağlık tesislerinde bedava veya düşük ücretle teminini yasaklıyor.
- Yarısından biraz azı sağlık çalışanlarına ve ailelerine hediye verilmesini yasaklıyor.
- Yasal düzenlemeler kapsamında yer alan ürünler hala sınırlı. Pek çok ülkenin kanunları bebek formülleri ve ‘devam sütlerini’ kapsarken, ülkelerden sadece üçte birinde bir yaş ve üzeri bebeklere yönelik ürünlerini açık bir şekilde kapsamı dahiline alan yasal düzenlemelere sahip.
- Ülkelerin yarısından daha azında belirli ürünler üzerinde sağlık ve beslenme beyanlarına yer verilemiyor.
Raporun hazırlanmasında, Uluslararası Bebek Beslenmesi Aksiyon Ağı (IBFAN) Uluslararası Düzenleme Dokümantasyon Merkezi (ICDC) de WHO ve UNICEF ile birlikte çalışmalar gerçekleştirdi.
ICDC Başkanı Annelies Allain; “Bu raporun ülkelerin mevcut yasal düzenlemelerini geliştirmeleri yönünde yol gösterici olmasını ve böylece anne sütü ile beslenmenin daha iyi bir şansa sahip olarak daha fazla hayatı kurtarmasını ümit ediyoruz. Yasal düzenlemelerin, yeni pazarlama stratejilerine ayak uydurması gerekiyor ve hazırladığımız rapor da politikacılara bu yönde yardım sağlayacaktır” açıklamasında bulunuyor.
“Anne Sütü İkamelerinin Pazarlanması: Uluslararası Düzenlemelerin Ulusal Uygulamaları- 2016 Durum Raporu” adlı rapor ülkelerde hangi düzenlemelerin yasal karşılığının bulunduğunu ya da bulunmadığını tablolarla gösteriyor. Raporda ayrıca son yıllarda yasal düzenlemelerini veya izleme sistemlerini geliştirerek güçlendiren ülkelerin vaka çalışmalarına da yer veriliyor.
Düzenlemelerin ülkelerdeki yasal statüsü bölümünde, Türkiye’nin düzenlemelerle uyumlu az sayıda kanun hükmüne sahip olduğu belirtiliyor.
Uygulama için denetim şart
İzleme ve denetleme, ihlallerin belirlenebilmesi ve ilgili otoritelere bildirilebilmesi için zorunlu. Ancak raporda yer alan 194 ülkeden sadece 32’si izleme ve denetleme mekanizmasına sahip. Bu 32 ülkeden de sadece bir kaçında bu mekanizmalar etkin bir şekilde çalışıyor. Resmi bir izleme mekanizmasına sahip ülkelerin sadece yarısından azı sonuçları raporluyor ve sadece altısı izlemeye mali destek sağlayacak bütçeye sahip.
WHO ve UNICEF ülkelerin ve sivil toplumun izleme ve denetlemesine ve düzenlemeleri etkili bir şekilde uygulamasına yardımcı olmak amacıyla yakın bir zamanda Küresel İzleme ve Düzenlemelerin Uygulanmasını Destekleme Ağını (NetCode) kurdu. Bu Ağa; IBFAN, Uluslararası Helen Keller, Save the Children gibi önde gelen sivil toplum örgütlerinin yanı sıra akademik çevreler ve seçilen ülkeler de katılım sağladı.
Neden anne sütü?
Dünya genelinde her üç bebekten ikisi yaşamlarının ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmiyor ve bu oran konusunda son yirmi yılda bir gelişme sağlanmadı. Anne sütü bebekler için ideal bir besin. Anne sütü; güvenli, temiz ve bebekleri pek çok hastalığa karşı koruyan antikorlara sahip. Anne sütü ile beslenen bebekler; zeka testlerinde daha iyi performans sergiliyor, ileriki yaşlarda kilolu ya da obez olma oranları daha düşük ve diyabete yatkınlıkları da daha düşük oranda. Bebeklerini emziren kadınların ise emzirmeyen kadınlara oranla meme ve yumurtalık kanserine yakalanma riski daha düşük.
Anne sütü ikamelerinin uygunsuz bir şekilde pazarlanması ise dünya genelinde anne sütü ile beslenme oranını ve süresini arttırma çabalarını baltalıyor.
Yapılan son araştırmalar dünya genelinde bebeklerin anne sütü ile beslenme oranının artmasının yılda beş yaş altı 820.000’den fazla bebeğin ve çocuğun ve 20.000’den fazla sayıda kadının hayatlarını kurtarabileceğini gösteriyor.
Türkiye
Ülkemizde ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenen bebek oranı, Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması (TNSA) sonuçlarına göre 2003’ te %21 iken, 2008’ de %42’ ye çıkmıştır. 1993 ve 1998 TNSA sonuçlarında ortanca emzirme süresi 12 ay iken, 2003 yılında 14 aya, 2008 yılında 16 aya yükselmiştir. Fakat 2013 TNSA raporunda verilen bilgilere göre bu oranlarda önemli ölçüde düşüşler yaşanmıştır. Rapora göre Anne sütü ile beslenme oranı %97 ile başlarken, ilk 2 ayında bu oranın %69’a düştüğü görülmektedir. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenen bebek oranı %30’a, gerilerken ortanca emzirme süresi ise %16,7 ’ye yükselmiş durumdadır.
Kaynak: Sağlık Bakanlığı