BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bugün yayımlanan raporuna göre Avrupa ve Orta Asya ülkeleri yetersiz beslenmenin yaygınlığını azaltmak için iyi gelişme gösterdi ancak bölgedeki yaklaşık 14,3 milyon kadın ve erkek ihtiyacı olan gıdayı alamıyor. Bununla birlikte bölgede yanlış beslenme sorunları yükselişe geçti.
Avrupa ve Orta Asya’da Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2017, 2030 yılına kadar 2 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ni (Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak, beslenme imkânlarını geliştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek) başarma yolunda ülkelerin ilerlemelerini değerlendirmek için bir dizi gıda güvenliği ve beslenme göstergelerini analiz ediyor. Rapor büyümede duraklama, cılızlık, anemi, aşırı kilo ve obezite gibi beslenme ve besin enerji arzı göstergelerinin yanı sıra değişen besin düzenleri ve bunların farklı nüfus gruplarına etkilerini ele alıyor.
Son yıllarda sağlanan muazzam ilerlemenin ardından bölgede durum bu sıralar durgun görünüyor. Sağlıklı Beslenme Düzenleri için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Bölgesel Sempozyumu’nda sunulan rapora göre Kafkaslar ve Orta Asya’da yetersiz beslenmenin durumu neredeyse hiç değişmedi.
FAO Genel Direktör Yardımcısı ve Avrupa ve Orta Asya’dan Sorumlu Bölge Temsilcisi Vladimir Rakhmanin “Yoksulluk, gıda güvenliğine karşı tek ve en önemli engel olarak duruyor. Ama ileriye doğru açık bir yol var. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Avrupa ve Orta Asya’daki ülkelerin karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmak için güçlü bir çerçeve sunuyor.” dedi.
2005-2007 ve 2014-2016 yılları arasında yetersiz beslenmenin yaygınlığı:
Bölgedeki gıda güvensizliğinin özelliklerini ve sebeplerini daha iyi değerlendirmek için FAO raporu gıda güvenliği ve beslenmeye dair 2 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKH2) karşı ilerlemenin analizini tamamlayıcı hizmeti gören yeni Gıda Güvensizliği Deneyim Ölçeği’ni (FIES) içeriyor. Daha kapsamlı ve zamanlı analiz sağlayan yeni metodoloji bölgedeki 14,3 milyon yetişkinin 2014-2016 döneminde şiddetli gıda güvensizliğinden mustarip olduğunu gösteriyor.
Yanlış beslenmenin “üçlü yükü”
Rapor Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından toplanan beslenme durumu verisini tamamen değerlendirmenin önemli olduğunu kaydetti. FAO raporu bölge ülkelerinin hepsinde değişen seviyelerde yanlış beslenmenin üç çeşidinden – yetersiz beslenme, aşırı beslenme ve mikro besin eksiklikleri – birinin veya birden fazlasının mevcut olduğunu bildirdi.
Raporun başyazarı Ariella Glinni “Sıklıkla, yanlış beslenmenin ‘üçlü yükü’ denilen üç türü de aynı anda görülüyor. Çocuklarda yetersiz beslenmenin ve obezitenin ikisinin de yüksek oranda görülmesi ülkeler için alışılmadık bir şey değil. Çocuklar, kadınlar ve erkeklerde mikro besin eksiklikleri ve aşırı beslenme bölgedeki gıda güvenliği ve beslenme için iki ana endişeyi oluşturuyor.” diye konuştu.
Beş yaş altındaki çocuklarda cılızlık ve aşırı kilonun yaygınlığı, 2016
Aşırı beslenme de bir problem
Rapor yetişkinlerde aşırı beslenmenin de diğer önemli bir sorun olduğunu tespit etti. Bir insanın vücut kitle indeksi – vücut kütlesinin (kg) uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır – 30’u aştığı zaman obez sayılıyor. WHO verilerine göre 2000-2014 arasında yetişkinlerde obez sayısında yüzde 30’luk bir artış yaşandı. Obezitenin en fazla Güneydoğu Avrupa ülkelerinde yaygın olduğu görülürken burada bütün yetişkinlerin yüzde 26,9’u obez olarak sınıflandırıldı.
Bölgede artan obezite oranları daha yüksek kalori değerlerine sahip gıda ürünleri tüketimini sağlayan kişi başı gelirlerin artmasıyla yakından ilgili ve giderek artan hareketsiz hayat şekilleriyle de bağlantılı.
Glinni daha az oranda da “yanlış beslenmenin bir türü olarak obezitenin değişen besin düzeni alışkanlıklarının ve düşük gelirlerle bağlantılı olarak daha yüksek yağ, şeker ve diğer rafine karbonhidrat içeren ucuz gıdaların tüketiminin bir sonucu olabileceğini” söyledi. Sağlıklı besin düzenine dair farkındalık eksikliği bölgede farklı gelir gruplarında aşırı kilo ve obezitenin yaygınlığının artmasına yol açıyor.
Bölgedeki kadınlar ve erkekler yanlış beslenmenin farklı türlerinden mustarip. Rapora göre, doğurganlık yaşındaki kadınlar daha ziyade anemi riski altında bulunurken bu da önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturuyor.
Tüketilen gıdanın çoğunun yetiştirilmesi, satın alınması, işlenmesi ve hazırlanmasından büyük ölçüde kadınlar sorumlu iken gerçek bir fark yaratmak için beslenmenin iyileştirilmesi için girişimler hem kadınları hem de erkekleri hedef almalı.
Değişen iklim ve diğer zorluklar
Raporun bu yılki teması şöyle: İklim değişikliği bağlamında kıt ve kırılgan doğal kaynakların daha iyi yönetimi yoluyla gıda güvenliğini teminat altına almak.
Bölgede gıda talebi büyüyor; tüketim alışkanlıkları değişiyor ve şehirleşme hızlanıyor. Aynı zamanda bölgedeki birçok üretim sistemi sürdürülemez ve aşırı hava olaylarından da kaynaklanan şoklara karşı savunmasız halde. Rapor bu durumun gelecekteki verimliliği belirsiz hale getirdiği uyarısında bulundu. Bu şartlar altında gıda güvenliğini başarmak için tarımsal üretimde sürdürülebilir artışlar, daha fazla dayanıklılık ve doğal kaynakların daha etkili kullanılmasını gerektiriyor.
FAO’ya göre Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki ülkelerin bazıları iklim değişiklikleri ve değişkenliklerine karşı en savunmasız konumda. Birçoğu tarım-ekosistemleri üzerinde olumsuz etkilerini hissediyorlar. Bitki, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık alt sektörlerinde artan zarar ve kayıplar bildiriliyor.
Üretilen gıdanın küresel olarak yüzde 30’dan fazlasını oluşturan gıda kaybı ve atığını düşürme ihtiyacı her geçen gün daha da acil hale geliyor. Gıda atığını düşürerek ve tedarik zincirindeki gıda kayıplarını düşürerek kırılgan ekosistemler üzerindeki baskı azaltılabilir, sera gazı salımı düşürülebilir, tarımsal gıda sistemleri daha etkin hale getirilebilir ve gıda güvenliği ile beslenme iyileştirilebilir.
FAO ayrıca her bir ülkenin gıda güvenliği ve beslenme sorunlarına cevap vermek için etkinliğini nasıl arttırdığını araştırdı. Birçoğu daha önceki Milenyum Kalkınma Hedefleri’ni karşılamak için uyarlanan tedbirlere dayanan 2030 Gündemi’ni uygulamak için ilk adımlarını atmasına rağmen sadece birkaç tanesi gıda güvenliğinin bütün dört ayağına hitap eden politika çerçevesine sahip: mevcudiyet, erişim, kullanım ve istikrar.
Bazı ülkeler hala kapsayıcı gıda güvenliği politikalarına sahip değil. FAO’nun bulgularına göre diğerlerinde ise gıda güvenliği ulusal gıda yeterliliğine odaklanan dar bir bakış açısı ile tanımlanırken gıda güvenliğinin diğer boyutları düşünülmüyor.
FAO’ya göre bölgedeki birçok ülkenin vatandaşlarının refahını geliştirmek ve gıda güvenliğini başarmak için beslenme meselelerine hitap etmenin öneminin farkında. Ancak beslenme politikaları ve programları değişen ölçülerde başarıya sahip. Bunlar sosyal koruma, kırsal kalkınma, beslenme farkındalık programları gibi koordine tedbirlerle birleştirilmeli ve yanlış beslenme türlerinin sebeplerine odaklanmalı.