Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan yeni bir kitap, Akdeniz tipi beslenmenin; iklim değişikliği, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve beyin göçünün tehdidi altında olduğunu ortaya koyuyor.
Akdeniz tipi beslenme, sağlıklı beslenmeyi güçlendiren ve güçlü aile bağları kurulmasını sağlayan önemli bir kültürel miras olarak kabul ediliyor. Hatta Akdeniz tipi beslenme altı yıl önce UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras listesine dahil edildi.
Ancak BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Uluslararası Akdeniz Tarım Bilimleri Araştırmaları Merkezi (CIHEAM) tarafından ortak hazırlanan yeni bir kitaba göre, bu kültürel miras günümüzde üçlü tehdit altında.
“MediTERRA 2016- Akdeniz’de Sıfır Atık: Doğal Kaynaklar, Gıda ve Bilgi” adlı kitap, Akdeniz tipi beslenmenin bölgede; iklim değişikliği, ekonomik kriz ve değişen sosyal yapının tehdidi altında olduğunu ortaya koyuyor.
Toprak kaybı ve degredasyonu ve erozyon da Akdeniz tipi beslenmenin üzerindeki baskıyı arttıran unsurlar. Tahminlere göre toprak kaybı oranının mevcut halini koruması durumunda dört yıl içerisinde 1960 yılından itibaren 8,3 milyon hektar tarımsal arazi kaybedilmiş olacak.
Bir diğer yandan bölgede tarımsal toplumlar genç ve yetenekli kişileri cezbetmeyi başaramıyor. Dolayısıyla “beyin göçü” geleneksel tarım uygulamalarının kaybolmasına neden oluyor.
Sürdürülebilir uygulamalar
Kitabın yazarları Akdeniz tipi beslenmenin önündeki tehditlerin ortadan kaldırılabilmesi için daha sürdürülebilir tarımsal uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Tarımsal geleneklerin hayatta tutulabilmesi ve tarımın “sürdürülebilir kalkınma ve iyileştirilmiş beslenmenin lokomotifi” olmasını sağlamak için bu tarımsal geleneklerin canlandırılması ve geliştirilmesi gerekiyor.
Çoğulcu, katılımcı, yerinden yönetimli, çiftçilerin önderliğinde ve pazarın yönlendirmesi ile oluşturulacak bir danışmanlık sisteminin geliştirilmesi gerektiğini belirten yazarlar; “Gıda güvenliğini ve beslenmeyi tehdit eden unsurlar ve riskler bölgede güçlendirilmiş işbirliği ve tarım ve gıda diplomasisi ile aşılabilir. Ülkeler kapsamlı bir gıda güvenlik ajandası oluşturmalı ve uygulamalı ayrıca politikalarında gıda ve beslenme güvenliğini ilk sıraya almalı.” açıklamasında bulunuyor.
Tehdit altında
Araştırmacılar Akdeniz tipi beslenmenin ne denli kırılgan olduğuna ilk kez dikkat çekmiyor. 2012 yılında İtalya Campobosso Üniversitesinden bir grup araştırmacı Molise bölgesinde yaşayan 13 bin kişinin beslenme düzenini incelemişti. Araştırmacılar, en düşük gelir seviyesi bandında yer alan katılımcıların geleneksel Akdeniz diyeti ile beslenmekten uzaklaştıklarını ortaya koymuşlardı.
Euromonitor araştırma şirketi verileri de 2006 ve 2011 yılları arasında taze sebze (%3), bakliyat (%6) ve zeytinyağı (%13) tüketimlerinin düştüğünü ancak hazır yemek satışlarının %14, fast food gıda satışlarının da %65 oranında arttığını gösteriyor.