AB ve Türkiye’nin ortaklaşa fonladığı “Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Geliştirilmesi” projesi kapsamında tarım ve gıda etiğinin teşvik edilmesi, bu alanda var olan yolsuzlukların görünürlüğünün artırılması amaçlanıyor.
Proje Koordinatörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Geliştirilmesi” hibe projesinin AB ve Türkiye tarafından ortaklaşa fonlandığını, toplam bütçesinin 2,5 milyon avro olduğunu belirtti.
Taluğ, projenin 500 bin avroluk bölümünün sivil toplum kuruluşlarının (STK) etik davranışları özendirmek ve yolsuzlukların önlenmesiyle ilgili farkındalık ve politika oluşturma kapasitelerini geliştirmek hedefiyle STK’ların kullanımına sunulduğunu söyledi.
Türkiye Biyoetik Derneğinin (TBD) de “Türkiye’de Tarım ve Gıda Etiğinin Geliştirilmesi ve Tarım Alanındaki Paydaşların Etik Karar Verme Kapasitelerinin Artırılması” başlıklı projeyle başvurduğunu ve değerlendirmeler sonucunda hibeden yararlanmaya hak kazandığını dile getiren Taluğ, bütçesi 85 bin 606 avroluk projenin giderlerinin yüzde 10’unun dernek tarafından karşılandığını anlattı.
Taluğ, projenin biri ulusal, üçü yabancı olmak üzere dört iştirakçisi bulunduğunu belirterek, “Ulusal iştirakçi Türkiye Felsefe Kurumu Derneği. Yabancı iştirakçileri ise Avrupa Tarım ve Gıda Etiği Derneği. Hollanda Wageningen Üniversitesi Felsefe Çalışma Grubu ve Food Ethics Council.” dedi.
Projenin amaçlarına değinen Taluğ, şunları kaydetti:
“Projenin amacı, Türkiye’de tarım ve gıda etiğini teşvik etmek, ilgili kamu kurumları, özel kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinde kapasite gelişimine katkıda bulunmak ve tarım ve gıda etiği alanında tüm toplumda farkındalık ve duyarlılık geliştirmek. Bir diğer hedef de tarım ve gıda sisteminde var olan ve potansiyel yolsuzlukların görünürlüğünü artırmak ve bu konudaki önleyici çalışmaları desteklemek. Doğal kaynakların korunması, biyoçeşitliliğin muhafaza edilmesi ve iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi için çevre dostu tarım sistemleri ve uygulamaları konusundaki değer algısını yaygınlaştırmak ve geliştirmek istiyoruz.”
Taluğ, projeyle, aile çiftçiliğinin varlığını sürdürmesinin değersel önemini vurgulamak, bu amaca dönük öneriler üretmek, tarım işçileri ve kadın çiftçiler gibi tarımsal üretimin dezavantajlı aktörlerinin sorunlarının altını çizmek, sağlıklı ve yeterli gıdaya erişimde insan haklarının yerini vurgulamak, tarım ve gıda alanında yerel kültürlerin korunması konusundaki farkındalığı artırmak, tarım ve gıda sisteminde yolsuzluğun boyutlarını ve görünüşlerini araştırmak ve önleyici öneriler geliştirmenin de hedefleri arasında yer aldığını aktardı.
“Tarım ve Gıda Etiği Dokümantasyon Merkezi” kurulacak
Projenin resmi olarak 15 Ocak’ta başladığını aktaran Taluğ, süresi 15 ay olarak planlanan projenin etkinliklerinin “araştırma”, “eğitim”, “kongre”, “dokümantasyon merkezi” ve “sivil toplum kuruluşu” olarak beş iş paketinde toplandığı bilgisini verdi.
Araştırma paketi kapsamında, 05 Nisan 2016’da yapılan “sorun analizi” atölye çalışmasına kamu ve özel sektörden geniş bir katılımın gerçekleştiğini belirten Taluğ, bu çalışmadan ele edilen verilerle ülke çapında bir alan araştırmasının yapılacağını ve tarım ve gıda sisteminde yaşanan etik sorunların ortaya konulacağını söyledi.
Eğitim paketi kapsamında, tarım ve gıda uzmanlarının etik düşünme, değerlendirme ve karar verme kapasitelerini artırmak için Adana, Ankara, Bursa, Erzurum, İzmir, Samsun ve Şanlıurfa’da birer eğitim kursu düzenleneceğini ifade eden Taluğ, “Kongre paketi kapsamında, proje süreci içinde uluslararası katılımlı 1. Ulusal Tarım ve Gıda Etiği Kongresi düzenlenecek. İki gün sürmesi planlanan kongrede, projenin araştırma ve eğitim çalışmalarının sonuçlarının paylaşımı yanında tarım ve gıda etiğindeki son küresel deneyimler ve Türkiye’deki etkileri tartışılacak, vaka analizleri yapılacak, aynı zamanda tarım ve gıda alanında meslek etiği ve yükümlülükler ele alınacak.” dedi.
Dokümantasyon merkezi paketi kapsamında ise “Tarım ve Gıda Etiği Dokümantasyon Merkezi”nin kurulmasını amaçladıklarını dile getiren Taluğ, “Türkiye’de bir ilk olan bu merkez, tarım ve gıda etiği hakkında bilgi sahibi olmak isteyen tüm bireyler yanında, tarım ve gıda uzmanları ve etikçilere hizmet ediyor. İlgili ulusal ve uluslararası yayınları belirledik, belirlenen kitaplar ve süreli yayınların bir bölümünü satın alma ya da bağış yoluyla temin ettik. Çalışmalarımız devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Taluğ, sivil toplum kuruluşu paketiyle de Türkiye’nin ilk tarım ve gıda etiği derneğinin kurulduğunu ifade ederek, “Ankara merkezli bu yeni STK, uluslararası iletişim ağlarında yer alacak. Tarım ve gıda etiği alanında uzun zamandır ihmal edilen akademik ve düşünsel çalışmalar, hem proje kapsamında kurulan STK hem de oluşturulan Dokümantasyon Merkezi aracılığıyla canlanmış olacak. Program süresince üniversitelerde tarım ve gıda etiği alanında akademik birimler kurulması ve akademik programların başlaması konusunda da çaba gösterilecek.” diye konuştu.