Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, tıbbi ve aromatik bitkilerin hem sağlık, hem de tıpta kullanılması için başlattıkları çalışmalara bakanlıkların ve kurumların destek vermesi gerektiğini söyledi.
Bakan Eroğlu, Afyonkarahisar’da düzenlenen 2’inci Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çalıştayı’na katıldı. Eroğlu, Afyonkarahisar’a 5 milyon lira harcayarak Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezi kurduklarını, bu konuda üniversite, sanayiciler, özel sektör hep birlikte çalışılması gerektiğini kaydetti.
“Herkese çok iş düşüyor”
Eroğlu, “Ben bu konuda Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne (AKÜ) diğer üniversitelere teşekkür ediyorum. Pazarda bir marka oluşturmak gerekiyor. Bu bakımdan markalaşalım, üretelim ve bir takım tesisleri kuralım. Araştırmalarda ne, neye faydalı bunu mutlaka sertifikalı hale getirelim. Bu konuda bilhassa Sağlık Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına çok iş düşüyor. Bizde ise DSİ ve ormanı dikkate aldığımızda zaten Türkiye’nin üçte biri bizim kontrolümüzde. Bu tür, tıbbı ve ıtri aromatik bitkilere biz de ormanları açıyoruz. Her türlü vatandaşımıza destek vereceğiz.” dedi.
Eroğlu, Türkiye’de 12 bin tabii bitki türü olduğunu, ancak bunların işlenerek pazarlanması konusunda çok geride olduklarını dile getirdi. Eroğlu, dünyada 107 milyar dolarlık bir ticari potansiyeli olan sektörde, bakanlıkların kurum ve kuruluşların el ele vererek bu konu üzerine gitmesi gerektiğini kaydetti. Eroğlu, Türkiye olarak hedeflerinin 2023 yılında 5 milyar dolarlık bir ihracat yapacak potansiyele ulaşmak olduğunu anlattı. Eroğlu, tıbbi bitkilerle ilgili bilimsel çalışmalara yön verecek ilgili vizyoner bir çalıştayın yapılmasının umut verici olduğunu, bitki çeşitlerinin sadece katma değerleri az olan ilaç ham maddesi olarak değil direk ilaç olarak tüm dünyaya ihraç edebileceğini anlattı.
“Tıp fakültesinde ders olarak okutulmasını arzu ediyorum”
Bakan Eroğlu daha sonra şunları söyledi: “Bizim şifa geleneğimizin kökleri binlerce yıllık bir birikime dayanıyor. Bu birikimi kullanmak için gerekli alt yapıyı sağlamak uzmanları yetiştirmek adına bütün kurumlarımızın işbirliğine ihtiyacımız var. İlk adım olarak pitoterapi, etnobotanik gibi bilimsel alanların sadece eczacılık alanlarında değil tıp fakültelerinde de ders olarak okutulmasını umuyorum. Bu çalışmaları bilimsel kurumlarımızın çatısı altında gelişmeye açmak ve hayali şifa pazarlamalarının malzemesi olmaktan kurtarmalıyız. Geleneksel birikimimizi modern metotlarla harmanlayarak bu alanı tıbbın bir kolu tamamlayıcı bir parçası haline getirmek durumundayız.”