Dün sosyal medyada okuduğum bir haberde 55 ülkede satılan bir ürünün geri toplatılacağı haberi vardı. Dünya devlerinden olan bir şirketin ürünlerinin içinden plastik parçaları çıkmış ve şirket 55 ülkede ürünlerini toplama kararı almıştı.
Almanya ve Hollanda’da yaşanan bir kalite problemi hemen Arjantin’den Türkiye’ye oradan Yeni Zelanda’ya kadar tüm dünyada anında duyuluyor. İşte sosyal medya dediğimiz mecra bu kadar güçlü.
Bu haberin yıkıcı etkilerini düşünebiliyor musunuz? Ciddi maddi kayıplar, yüksek itibar ve para kaybı! Hata yapmanın bedeli!
Şirketler artık farklı düşünmek zorunda!
Lokal veya global şirket liderleri bana bir şey olmaz diye düşünmemeli. Masa başında oturup bizim sistemimiz var. İnsanlar değişse bile sistemimiz çok mükemmel, biz de hata olmaz. Yakalarız diye düşünmeleri son derece riskli.
İnsanlar çalışmazsa sistem çalışmaz!
Bazı şirketler, problemlerinin çözümü konusunda beni davet ediyorlar. Gittiğim de, birçok konunun yanında, kalite hatalarının nasıl engelleneceğini bana soruyorlar.
Gelin hep beraber çok özet olarak kalite hata kaynaklarını inceleyelim.
- Hammadde kalitesi
- Yetersiz, zayıf veya hatalı analiz
- Hat üzerinde hasara uğrayan ürünler
- Hat üzerinde kontaminasyon
- Yetersiz risk analizinin yapılması
- Yönetmeliklere uymama
- Düşük kaliteli ucuz ürünlerin üretimde kullanılması
- Yetersiz deneyim, bilgi ve yetkinliklere sahip niteliksiz insanlarla çalışılması
- İşine bağlılığı az olanlarla çalışılması
- Yüksek bilgi, deneyim ve beceriye sahip nitelikli personelin şirketten çıkarılması
- Zayıf lider ve yöneticiler nedeniyle çalışanların demoralize olması
- Zayıf insan kaynakları yönetimi ve işe giren çıkan sayısının yüksek olması
- Eski teknolojinin kullanılması
- Organizasyonda iç politik oyunlara, klanlara, gruplaşmalara prim verilmesi ve toksik negatif kültürün yerleşmesi
- Tedarik zinciri, kalite, üretim operasyonları ve tepe yönetimde zayıf niteliklerde kişilerin olması. Masa başında iş yapmaları!
- Depolama, nakliye ve market koşullarının yetersiz olması
- Organizasyon içinde uyum, hız ve operasyonel mükemmelliğin zayıf olması
- Yetersiz eğitim, geliştirme ve ödüllendirmenin olması
- Dış paydaşlarla yetersiz işbirliği ve iletişimin olması
- Niteliksiz personel nedeniyle operasyonel uygulamaların yanlış yapılması
- Niteliksiz ve zayıf insan kaynağı
- Saha operasyonları, tedarikçiler, depolama, nakliye, üretim, kalite ve sevkiyat gibi operasyonların denetlenmemesi, yetersiz denetlenmesi ve iyileştirmek için uygun aksiyonların alınmaması.
- Bina ve ekipmanların yetersiz denetimi. Yöneticilerin masa başında kalması ve ne olup bittiğini bilmemesi
- Yetersiz ve zayıf hedef ve stratejilerin olması
- Şirket vizyonunun paylaşılmaması ve hedeflere ulaşmak için çalışanlarda arzu olmaması
- Organizasyon içinde çalışanların istek ve taleplerine tepe yönetimin kulaklarını tıkaması, ilgilenmemesi ve yukarıya yanlış bilgilerin gitmesi veya doğru bilgilerin gitmemesi, saklanması.
- Tepe yönetiminin; kalite performansını, müşteri memnuniyetini ve yönetmeliklere, sosyal ve çevresel uyumu artıracak kısa ve uzun vadeli aksiyonları alabilecek istek, kapasite ve optimize edebilecek uygulama becerisinin olmaması
- Zayıf veya yetersiz kıyaslama, ölçme ve rekabet istihbaratının olması
- Yetersiz etkinlik, verimlilik ve rekabetçilik
- Kurulu sisteme aşırı güven ve insanların bilgi, deneyim ve yetkinliklerine değer vermeme. Tepe yönetimdeki yüksek dağları ben yarattım havası! Maliyetleri düşürmek için tecrübeli insanların işten uzaklaştırılması.
Elbette yukarıda saydığım faktörlerin sayısını daha da artırabiliriz.
Sonuç
- Firmalar tedarik zinciri, kalite, regülasyonlar, operasyonlar ve diğer sahalarda yüksek tecrübe, bilgi ve beceriye sahip liderlerle çalışmalıdır. Basit bir örnek vereyim. ABD’de yöneticilerde emekli olma yaşı 2008 krizinden önce 61 iken bugün 64 olmuştur. Peki neden? Biz de bu rakam şu an 49! Doğru mu?
- Doğru kişiler istihdam edilmeli, çalışanlar eğitilmeli, geliştirilmeli ve başarılı yetenekler ödüllendirilmelidir.
- Zayıf niteliksiz olanlarla çalışılmamalıdır.
- İnovasyon yönetimi ve yeni teknolojilere yatırım yapılmalı, kalite, etkinlik ve verimlilik rekabetçi hale getirilmelidir.
- Şayet kalite ve regülasyonlar yönetimi için yeterli donanıma ve beceriye sahip yöneticiler yoksa, dışarıdan yüksek deneyim, bilgi ve yetkinliklere sahip bir lider alınmalı ve/veya bu konularda uzman biri ile çalışılmalıdır.
- Şirketler rakiplerle kıyaslama, rekabet istihbaratı ve tüketici-müşteri araştırmaları yaparak ürünlerini ve hizmetlerini iyileştirmek zorundadır.
- Müşteri taleplerini dikkate almalı ve giderek artan sayıda geçici rekabet avantajları yaratmak zorundadırlar.
- Çalışanların tecrübe, bilgi ve becerilerini artıracak eğitimleri vermek ve onların ihtiyacı olan ve kalite hatalarını minimize edecek ekipman ve malzeme ihtiyaçlarına yatırım yapmak zorundadırlar.
- Tedarik zincirinin başlangıcından üretim operasyonlarının nihai noktasına kadar olası risk analizlerini, lokal ve global aynı endüstrideki problemleri, olası problem kaynaklarını çok iyi tahlil edip aksiyon alabilecek personel ile çalışmak zorundadırlar.
- Çevreye, insana ve yönetmeliklere saygılı olmak zorundadırlar. Bugün çok kompleks, belirsiz, global ve dijital bir dünyada yaşıyoruz. Regülasyonlar her geçen gün daha kompleks olmakta ve firmalar üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadırlar.
Bana göre kalite aslında bir rekabet gücüdür. Firmaların maliyetlerini azaltmada, marka algısını güçlendirmede, büyüme ve karlılığın artmasında önemli bir role sahiptir.
Bence; firmalar öncelikle doğru liderle çalışmalı, insan kaynaklarını etkin ve rekabetçi yönetmeli, çalışanlarını mutlaka eğitmeli, geliştirmeli, ödüllendirmeli, operasyonlarını düzenli denetlemeli, risk analiz yapmalı, iyileştirici aksiyon almalı ve yeni teknolojilere yatırım yapmalıdır. Kısa vadede bunlar bir maliyet getirecektir ancak uzun vadede bunlar yüksek etkinlik, verimlilik, hız, düşük maliyetler, çok sayıda geçici rekabet avantajları (transient competitive advantages) ve yüksek müşteri memnuniyeti ve bağlılığı getirecektir.
Firmalar masa başında oturan ve sistem parçası olan liderler ile çalışmamalıdır. Şirketler tüm bu faktörleri değerlendirmezse uzun vadede daha büyük yıkıcı maliyetlerle karşılaşabilir ve firma yok olabilir.