Avrupa Parlamentosu Üyesi Sosyalist ve Demokrat Parti’den Nicola Danti; İtalyan isimleri, yanıltıcı İtalyanca kelimeler, simgeler, markalar ve reçetelerle etiketlenerek pazarlaması yapılan gıda ve içecek ürünlerinin “çirkin ve adil olmayan ticari uygulamalar” olduğunu belirterek Avrupa Birliğine bu ürünlerin pazardan kaldırılması için harekete geçmesi yönünde çağrıda bulundu.
Makarna Almanya’da üretiliyor, ‘Parmesanio’ peyniri İngiltere’de, hazır gıdalar Fransa’da ve son ürünler dünyanın her yerinde satışa sunuluyor. Ama paketin üzerindeki isim kesinlikle İtalyan ya da kulağa öyle geliyor. Gıda firmaları İtalyan esintisi taşıyan gıdalar sayesinde milyarlar kazanırken gerçek İtalyan üreticiler zarara uğruyor, bu ‘çirkin ve adil olmayan’ uygulamanın bir an önce durdurulması gerekiyor. Bu iddia, Avrupa Parlamentosu Üyesi Sosyalist ve Demokrat Parti’den Nicola Danti’ye ait.
İtalyan isimleri, yanıltıcı İtalyanca kelimeler, simgeler, markalar ve reçetelerle etiketlenerek pazarlaması yapılan gıda ve içecek ürünlerinin “çirkin ve adil olmayan ticari uygulamalar” olduğunu belirten Danti, Avrupa Birliğine bu ürünlerin pazardan kaldırılması için harekete geçmesi yönünde çağrıda bulundu.
FoodNavigator internet sitesine yaptığı açıklamada Danti; “Bu durum sadece İtalyan tarım üreticilerini ve Avrupa tarımsal gıda sektörünü etkilemiyor, aynı zamanda Avrupa pazarında satışa sunulan tüm ürünlerin güvenilirliğini ve itibarını etkiliyor. Teknik açıdan sektörler için Avrupa genelinde hassas bir konu olan bu duruma Avrupa genelinde yeterli önemin verilmesi gerekiyor. Aslında AB’de ulusal çözümler ve yürütme yetkisi olan makamlar bu problemi çözmek için yetersiz kalıyor.” yorumunda bulundu.
Federalimentare: ‘Bu sahtekarlık’
İtalyan gıda endüstrisi federasyonu Federalimentare’ye göre de bu durum sahtekarlığın bir çeşidi. Federalimentare tarafından 2003 yılında yayımlanan rapor sadece Amerika’da sahte İtalyan isimlerin değerinin 18 milyar dolar olduğunu ortaya koyuyordu ancak Danti tarafından açıklanan daha güncel rakamlar, bu olayın İtalyan üreticilere yılda 70 milyar dolara mal olduğunu gösteriyor.
Gıda üreticileri için artı değer çok önemli. Federalimentare raporu verileri Amerika pazarında İtalyan isimli ürünlerin standart gıda ürünlerine kıyasla %51,2 oranında daha fazla para kazandırabileceğini gösteriyor. Gerçek İtalyan ürünlerinin etiket fiyatları ortalama %95,1 oranında daha yüksek olabiliyor (2003 verileri).
Avrupa’nın korumasındaki menşe etiketlerinin adil olmayan ticari uygulamaları önlemede yetersiz kaldığını belirten Danti bu problemin acilen çözülmesi için ve Adil Olmayan Ticari Uygulamalar direktifi göz önüne alınarak Avrupa Komisyonu’na bu duruma özel bir tasarı hazırlaması çağrısında bulundu.
Danti; “Bana göre AB’de bu konuda bağımsız, yürütmeye yetkili bir makam olması ve bu makamın böyle ticari sahtekarlık olasılığı riskine karşı yerinde inceleme yapabilme yetkisinin olması etkin bir çözüm olacaktır.” dedi.
Sadece İtalya meselesi değil
Hylobates Consulting Genel Müdürü ve gıda avukatı Luca Bucchini ise İtalyan isimlerin yeni bir konu olmadığını ve hatta konunun sadece İtalya ile sınırlı olmadığını, yansımaların tüm toplumu etkilediğini belirtti. Bu durum her ne kadar sadece İtalya’yı etkiliyor gibi gözükse de geleneksel ürünleri olan tüm ülkeler bu durumdan etkileniyor.
Avrupa gıda mevzuatı, örneğin, Fransa’da üretilen bir gıdanın ambalajında üretim yerinin Fransa olarak belirtilmesi koşulunu getiriyor. Bucchini 2005/29 sayılı Direktifin 6.1 maddesine göre sahte İtalyan isimlerin kullanılmasının adil olmayan ticari uygulama kapsamına girdiğini söyledi.
Ancak bu seviyede bir korumanın yetersiz olduğunu da belirten Bucchini güney Avrupa dışında uygulamanın yeterince sıkı bir şekile denetlenmediğini de kaydetti. Bucchini; “bu konuda en açık örnek tabi ki Parmigiano Reggiano olmayan Parmesan peyniri ya da Gran adı verilen ve Grana Padano olmayan peynirler. Bu konulara vakıf olan İtalyan mahkemelerinde çözüme ulaşmak kolayken, İngiltere ya da Hollanda gibi ülkelerde süreç oldukça zorlu olabiliyor.” açıklamasında bulundu.
Dahası bu durumun Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ile daha da karmaşık bir hal alabileceği uyarısında bulunan Bucchini menşenin korunması konusunun şimdiden görüşmelerin ilerlemesinde sorun çıkaran bir konu olduğunu belirterek; “Gıda mevzuatı hükümleri ürününüz patentli olsa bile geçerlidir. Amerika’da bazı firmaların kesinlikle İtalyancaya benzeyen isimler kullanması bu konuda uyuşmazlık yarattığından TTIP görüşmeleri kapsamında anlaşmazlıklar yaşanıyor.” dedi.
İtalya Avrupa’da gıda ve içecek alanında en fazla sayıda koruma altında menşe etiketine sahip olan ülke. İtalya’nın koruma altında 279 menşe etiketi bulunurken bu sayı İspanya’da 185, Danimarka’da ise 6.