Tahılların ve nişastalı bitkilerin soframızdaki yeri sanılandan çok daha eskiye dayanıyor.
Zayıflama, sağlıklı yaşama adına tavsiye edilen “taş devri diyetlerinin” gayet modern uydurmalar olduğu, taş devrinde yaşayan atalarımızın “taş devri diyeti” diye bir şeyden haberdar olmadıkları ortaya çıktı.
ABD’nin Harvard Üniversitesi ve Almanya’nın Max Planck Enstitüsünden antropologların Neandertallerin ve modern insanın atalarının kalıntıları üzerinde yaptığı araştırmalar, insanların en az altı yüz bin yıldan beri “oldukça modern” beslendiğini ortaya koydu. İnsanın ataları, modern “taş devri diyeti” taraftarlarının savunduğunun aksine yüzbinlerce yıldan beri hiçbir zaman esas olarak protein (et) ve çiğ yeşilliklere dayalı, karbonhidratları büyük ölçüde dışlayan bir beslenme rejimi uygulamamışlar.
Araştırmanın sorumlularından Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Christina Warinner, Neandertal fosillerinin dişlerinde oluşmuş plakalarda bulunan bir bakteri fosilinin tarımın icadından binlerce yıl öncesinde bile tahılların insan beslenmesinde çok önemli bir yer tuttuğunu gösterdiğini söyledi. Warriner modern insanların tükürüklerinde de bulunan söz konusu bakterinin sadece önemli ölçüde tahıl tüketen canlılarda görüldüğünü belirtti.
İnsanın atalarının avcı olduğunu ancak avlanmanın hiçbir zaman insanların tek olmak şöyle dursun başlıca beslenme kaynağı bile olamadığını vurgulayan Warinner, başından beri karma bir diyet uygulayan insanlığın tahıllarla ve diğer nişastalı besinlerle tanışıklığının sanılandan çok eskiye dayandığını bildirdi. İnsanın atalarının Neandertal ve modern insanların ortaya çıkmasından çok daha önceden beri ateşi kullanmayı bildiğini hatırlatan Warinner, taş devrinde yaşayan insanların beslenmesinin daha çok çiğ (pişmemiş) besinlere dayandığı iddiasının da temelsiz olduğunu ifade etti.
Harward ve Max Planck Enstitüsünden bilim insanlarının ortak araştırması, ayrıca insan beyninin gelişiminde karbonhidratlı besinlerin en az et kadar önemli olduğunu da ortaya koyuyor. Beynin beslenmesi gereken şekerin et ve yağa göre karbonhidratlardan daha kolay elde edildiğine dikkat çeken bilim insanları insanın atalarının beyinlerinin büyümesiyle beslenmelerinde tahıl ve nişastalı bitkilerin ağırlığının artmasının birlikte gittiğini belirtiyor.
Taş devrindeki atalarımız taş devri diyetiyle beslenmemiş olsa da bilim insanları “Paleo diyet”, “Keto diyet” gibi çeşitlemeleriyle nişasta ve karbonhidratlardan çok protein ve yağa ağırlık vere zamane “taş devri” diyetlerinin dağda bayırda dolaşmaktan çok bilgisayar başında gün geçiren modern insanlar için daha uygun olabileceğine karşı çıkmıyor. “Taş devrindeki atalarımızla aynı dünyada yaşamıyoruz” diyen Profesör Marriner, atalarımız için o kadar faydalı olan nişasta ve karbonhidrat tüketimini azaltmanın fena olmayacağını söylüyor.
Ajans Bizim
[mc4wp_form id=”25750″]