Dünya Bakliyat Yılı etkinliğinde, Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu’na üye, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 20 aşçının hazırladığı, nohut, fasulye, mercimek, kuru bakla gibi bakliyat ürünlerinden yapılmış, çorbalar, yöresel ürünler, mezeler, zeytinyağlılar, salatalar, yeni akım ürünler, pastalar ve tatlılardan oluşan 120 çeşit yemek sergilendi.
BM’nin, Türkiye’nin büyük çabalarıyla 2016 yılını ‘Dünya Bakliyat Yılı’ ilan etmesinin ardından, bakliyatın tanıtımı ve tüketiminin yaygınlaştırılması amacıyla dünyada çeşitli etkinlikler düzenlenmeye başlandı.
Kutlamaların Türkiye ayağı ise bugün bakliyatın merkezi konumundaki Mersin’de yapıldı. Mersin Ticaret Borsası’nın, Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu ve Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu işbirliğiyle HiltonSA Oteli’nde düzenlediği etkinliğe, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Kanada Büyükelçisi John Holmes, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu (CICILS) Başkanı Hüseyin Arslan ile çok sayıda davetli katıldı.
Baklagillerin tüketimini artırmak ve halkı özendirmek amacıyla düzenlenen etkinlikte, Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu’na üye, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 20 aşçının hazırladığı, nohut, fasulye, mercimek, kuru bakla gibi bakliyat ürünlerinden yapılmış, çorbalar, yöresel ürünler, mezeler, zeytinyağlılar, salatalar, yeni akım ürünler, pastalar ve tatlılardan oluşan 120 çeşit yemek sergilendi.
“Çağımızın hastalıklarıyla mücadelede en güvenilir besin kaynağı”
Etkinlikte konuşan Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, bakliyatın zengin veya fakir bilinçli beslenmek isteyen herkesin gıdası olduğunu vurguladı. Bakliyatı böylesine değerli yapan şeyin besin değeri olduğuna işaret eden Özdemir, “Bakliyat, yüksek besin değeri dolayısıyla çağımızın hastalıkları olan obezite, diyabet, kalp ve damar hastalıklarıyla mücadele en güvenilir besin kaynakları arasında gösterilmektedir. Bakliyatın ana vatanı içinde bulunduğumuz coğrafyadır. Bu ürünler bizim mutfak kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu etkinliği düzenlememizin ana amacı, bakliyatı tanıtmak ve özellikle genç nesillere benimsetmektir. Bakliyatın ne kadar geniş ve zengin bir kullanım alanı olduğunu göstermek için bir yemek sergisi düzenledik ve bakliyat ürünleri kullanılarak yapılan 120 çeşit ürün sunduk. Sunulan bu yemeklerin tariflerini hem kitap haline getireceğiz hem de web sayfamızda yayınlayacağız” diye konuştu.
“Mersin’de 200 firma bakliyat ürünleri işliyor”
Mersin için bakliyatın özel bir önemi olduğunu dile getiren Özdemir, Mersin’in sadece Türkiye’nin değil, dünyasının sayılı bakliyat merkezlerinden birisi olduğunun altını çizdi. Türkiye’de bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70’inin Mersin’de bulunduğuna dikkat çeken Özdemir, şöyle devam etti:
“Kentimizde yaklaşık 200 firma bu sektörde çalışmaktadır ve bu firmalarda çalışan insan sayısı 10 binlerle ifade edilmektedir. Bakliyat ürünleri her ne kadar Mersin’de üretilmese de Mersin bakliyat ürünleri merkezi haline gelmiştir. Mersin’de 1 milyon ton kırmızı mercimek işleme kapasitesi, 1,5 milyon ton da nohut, fasulye ve yeşil mercimek eleme-çuvallama kapasitesi mevcuttur. Geçen yıl borsamızda işlem gören bakliyat miktarı 877 bin tondur. Bu ürünlerin yaklaşık değeri 2 milyar TL’dir.”
“Bakliyat öksüz çocuk muamelesi görüyor“
Dünya bakliyatını temsil eden Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan ise 3 yıldır bu 2016’nın Dünya Bakliyat Yılı ilan edilmesi için çok çabaladıklarını, bununla ilgili en büyük desteği ve yardımı tüm dünyada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden aldıklarını anlattı.
“Dünyada maalesef bakliyat öksüz çocuk muamelesi görüyor” diyen Arslan, oysa bakliyatın hem çevreci hem antialerjik olduğunu dile getirdi. Bakliyat ekilen arazilerde daha az kimyasal ve gübre ihtiyacı duyulduğunu aktaran Arslan, “Gluten yok. Herhangi bir alerjik faktörde şu ana kadar dünyada tespit edilmedi. Bazı profesörlerin televizyonlarda iddia ettikleri gibi dünyada GDO ile üretilmiş hiçbir mercimek yoktur. GDO yediğimiz hiçbir bakliyatta yoktur. Bu bilimsel olarak ispatlanmış. Biz federasyon olarak deneysel bir GDO çalışması yapılmasına bile karşıyız ve dünyada da bunun ticari olarak bir üretimi yok. Bunların hepsi uydurma. Bakliyat niye öksüz çocuk oldu? Bizim yaptığımız araştırmalarda 13 bakliyat türü için araştırma ve geliştirmeye sadece yıllık 117 milyon dolar ayrılırken, bir tek mısır için dünyada araştırma ve geliştirme için milyar dolarlar harcanıyor. Bu da bakliyatla ilgili gelişmelerin önünü tıkıyor. Fakat Türkiye’de ilk defa, belki de dünyada ilk Ticaret Borsası tohumculuk araştırma geliştirme şirketi kurdu ve buna 1 milyon lira sermaye yatırdı. Bunun ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu ileriki dönemde Türkiye’deki çiftçiler ve tüketiciler gayet iyi anlayacaklar” ifadelerini kullandı.
Dünyada özellikle Kuzey Amerika’da bakliyat tüketimiyle ilgili çok büyük gelişmeler olduğunu da belirten Arslan, “ABD’de şu anda en çok tüketimi artan ürün humus. Çok sağlıklı olduğu konusunda da herkes hemfikir. Yine Amerika ve Kanada’da yapılan çalışmalarda bakliyattaki proteini, nişastayı ve lifi ayırarak, bisküvilerde kullanımında çok ileri gelişmeler oldu. Türkiye’de de biz önemli bisküvi ve şekerleme şirketleriyle bu çalışmaları yapıyoruz. Yani önümüzdeki yıllarda gördüğümüz kadarıyla dünyadaki gidişat bakliyatı bir şeyde yiyeceğiz ama içinde olduğunu ancak içindekiler kısmında göreceksiniz. Bu bakliyatın gideceği dünyada ikinci aşama olacak” şeklinde konuştu.
“Bakliyat ihracatının yüzde 80′i Mersin’den“
Sergiyi gezen Mersin Valisi Özdemir Çakacak, bakliyat ürününü kullanarak yapılan 120 çeşit yemeği görmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, aşçıları kutladı. Bakliyatın sadece Türk toplumunda değil, dünya gıda ihtiyacı açısından da son derece önemli bir gıda maddesi olduğunu belirten Çakacak, “Hem ülkemiz hem de dünya yiyecek ihtiyacında bakliyatın çok büyük yeri var. Ülkemizde de Mersin’in bakliyat ticaretinde büyük bir yeri var. Mersin, bakliyat ihracatının yüzde 80’ine hakim. Yine Mersin’in 1,5 milyar dolara yakın 2015 yılı ihracatında 1 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı var. Bunun içinde de 444 milyonluk bakliyat, hububat, yağlı tohumlar mamullerinin ihracatı var. Hem Mersin hem ülke ekonomisinde son derece önemli bir yer tutuyor. Gıda açısından da bakliyat toplumun tüm kesimleri tarafından tüketilen bir yiyecek. Aynı zamanda bir protein kaynağı. Bakliyattan böyle çeşit çeşit ürünler üretilmesi çok önemli” dedi.