FAO, DSÖ ve DTÖ Genel Direktörlerinden ortak açıklama

0
829
Tedros Adhanom Ghebreyesus, QU Dongyu ve Roberto Azevedo, DSÖ, FAO ve DTÖ Genel Direktörleri. Fotoğraf: ©FAO

FAO, DSÖ ve DTÖ Genel Direktörleri QU Dongyu, Tedros Adhanom Ghebreyesus ve Roberto Azevedo’dan ortak açıklama: “Ülkeler artan salgını önlemek için yasal tedbirleri yürürlüğe koyarken, gıda tedariği, küresel gıda ticareti ve gıda güvenliği üzerindeki olası etkileri azaltmak için de ayrıca özen göstermeli.”

FAO, DSÖ ve DTÖ Genel Direktörleri, koronavirüs (COVID-19) salgınının küresel gıda ticareti ve piyasalardaki etkileri konusunda ortak açıklama yaptılar. Üç direktör tarafından yapılan ortak açıklamada “Ülkeler vatandaşlarının sağlığını ve refahını korumak için harekete geçerken, alınan her türlü ticari tedbirin gıda tedariğinde aksama yaratmamasından emin olunmalı.” vurgusu öne çıktı. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Dünyadaki milyonlarca insanın gıda güvenliği ve geçim kaynakları uluslararası ticarete bağlı. Ülkeler artan salgını önlemek için yasal tedbirleri yürürlüğe koyarken, gıda tedariği, küresel gıda ticareti ve gıda güvenliği üzerindeki olası etkileri azaltmak için de ayrıca özen göstermeli.

Ülkeler vatandaşlarının sağlığını ve refahını korumak için harekete geçerken, alınan her türlü ticari tedbirin gıda tedariğinde aksama yaratmamasından emin olunmalı. Tarım ve gıda endüstrisi işçilerinin hareketlerini kısıtlayacak ve yiyecek konteynerlerinin sınırda gecikme yaşamasına sebep olacak aksamalar  kolay bozulan gıdaların çürümesi ve gıda israfının artmasıyla sonuçlanabilir. Gıda ticaretindeki sınırlamalar gıda güvenilirliği üzerinde de gerekçesiz endişeler oluşturabilir. Şayet böyle bir senaryo gerçek olursa, bu durum gıda talep zincirinde kesintiye yol açar ve başta en kırılgan ve gıda güvensizliği yaşayan topluluklar için sert sonuçlar doğurur.

Gıda mevcudiyetine ilişkin belirsizlik, küresel pazarda darlık yaratarak bir ihracat kısıtlamaları dalgasını tetikleyebilir. Bu tür reaksiyonlar gıda arzı ve talebi arasındaki dengeyi değiştirerek fiyat artışlarına ve fiyat değişkenliğinin artışına neden olabilir. Önceki krizlerden bu tür tedbirlerin özellikle düşük gelirli, gıda açığının olduğu ülkelere ve çaresiz ihtiyaç sahiplerine yiyecek tedarik etmeye çalışan insani yardım kuruluşlarının çabalarına zarar verdiğini öğrendik.

Bu tip zarar verici tedbirlerin tekrarlanmasının önüne geçmeliyiz. Böyle zamanlarda uluslararası iş birlikleri hayati önem kazanır. COVID-19 tecritlerinin ortasında, gıda sıkıntısı yaşamamak adına ticaretin mümkün olduğunca serbestçe akmasını sağlamak için her türlü çaba gösterilmelidir. Benzer şekilde, işleme ve satış bölümlerindeki gıda üreticileri ve gıda işçilerinin de korunmaları hastalığın yayılmasını önlemek ve gıda tedarik zincirlerinin devamı için kritik öneme sahiptir. Sıkı güvenlik gereklilikleri altında tüketiciler, başta yaşlılar ve çocuklar gibi en çok muhtaç olanlar olmak üzere, kendi topluluklarındaki yiyeceklere erişimleri olmaya devam etmelidir.

Ayrıca gıda ticareti tedbirleri, gıda üretimi, tüketimi ve stok seviyeleri ile gıda fiyatları hakkındaki bilgilerin gerçek zamanlı olarak erişilebilir olmasını da sağlamalıyız. Bu; belirsizliği azaltır, üreticilerin, tüketicilerin ve ticaret ile uğraşanların daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Hepsinden önemlisi, panik alışverişinin ve gıda ile diğer tüketim malzemelerin stoklanmasının kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

Şimdi dayanışma gösterme, sorumlu hareket etme ve ortak amacımız olan gıda güvenliği ve beslenmenin gelişimini sağlayarak dünyadaki insanların genel refahını arttırmaya bağlı kalma zamanı. COVID-19’a verdiğimiz yanıtın, temel gıdalarda kıtlık yaratmaya, açlık ve kötü beslenmeyi şiddetlendirmeye izin verir nitelikte olmamasına dikkat etmeliyiz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz