Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, organların canlılığı ve düzgün çalışabilmesi için damarların sağlıklı olması gerektiğinin altını çizerek damar check-up’ının önemine vurgu yapıyor.
Damarlar, tüm vücut açısından en önemli ve en hayati yapılar arasında yer alıyor. Hem atardamarlar hem de toplardamarlar pek çok nedenle fonksiyonel ve yapısal bozulmalara maruz kalabiliyorlar. Genetik miras ve ailesel altyapı bu nedenlerin en başında yer alıyor ve hayat boyu değişmiyor. Bunun yanı sıra belirli hayat koşulları da damar hastalıklarının ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde önemli rol oynuyor. Atardamarlar açısından değerlendirildiğinde; hareketsizlik, kötü beslenme, stres, sigara ve alkol tüketimi ilk akla gelen risk faktörleri olarak öne çıkıyor. Hipertansiyon, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol seviyeleri de atardamar hastalıklarının tetikleyicisi olabiliyor.
Tüm bu faktörlerin kronik süreçte, ilgili damar sisteminde patolojik süreci başlattığını belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Hastalığın henüz yeni başladığı dönemlerde belirtiler çok silik olmakla birlikte hem toplardamar hem de atardamar hastalıklarının seyrinde, ileri dönemlerde belirgin şikâyetler oluşmaktadır. Şikâyetlerin başlaması ile birlikte hastalar soluğu hekimlerin kapısında almaktadırlar. Peki hem toplardamar hem de atardamar hastalıkları için, hastalığın başlangıç döneminde tanı koyup erken bir takım önlemler ile seyri durdurmak veya yavaşlatmak mümkün müdür? Cevabım “evet”. Belirli kriterler çerçevesinde uygulanacak olan check-up programları ile hastalığın henüz oluşmadan veya başlangıç safhalarında yakalanması mümkündür. Bu sayede hem hastalığın oluşumu ve ilerlemesi kontrol altına alınabilir hem de oluşturacağı şikâyetler başlamadan önlenmiş/başlamışsa da iyileştirilmiş veya azaltılmış olur” dedi.
Atardamarlar için uygulanacak check-up programı için, koroner arter hastalığında uygulanan programlarla benzer bir süreç takip edilebileceğine değinen Doç. Dr. Cem Arıtürk, sözlerini şöyle noktaladı: “Ailede herhangi bir atardamar hastalığı (koroner arter, şah damar, periferik arter vs.) bulunmayan ve hiçbir şikayeti bulunmayan bireylerde 50 yaşından itibaren yıllık damar cerrahisi muayenesi uygundur. Eğer bu muayenelerde ve yapılan tetkiklerde gerek görülürse ileri teşhis yöntemlerine başvurulabilir. Ailesinde herhangi bir atardamar hastalığı bulunan kişilerin yıllık check-up programına 40 yaşında başlaması uygun olacaktır. Bununla birlikte sigara ve alkol tüketen, hareketsiz, şişman ve stresli kişilerin; şeker hastalığı, hipertansiyon veya kolesterol yüksekliği bulunanların da şikayetleri olmasa dahi 40 yaşından itibaren atardamar hastalıkları açısından yıllık check-up yaptırmaları uygundur. Bunlar haricinde kaç yaşında olursa olsun, atardamar hastalığının varlığını düşündürecek şikayeti olanların mutlaka bir damar cerrahına başvurmaları gerektiğini de hatırlatmak isterim.”