“Tarımı havza bazlı yöneteceğiz… Desteklemeleri havza bazlı vereceğiz… Çin’e bir roadshow yapacağız… Global bir tarım firmasına ihtiyacımız var… Türkiye’de “birlik” ve “kooperatif” kirliliği var…”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarımla ilgili teşhis ve tedavi önerilerimiz var. Bunların bir plan dâhilinde yürütülmesi gerekiyor. Çiftçiyi üzmeden, tüketiciyi de gıda enflasyonuna boğmadan bu dengenin tutturulması lazım. Havza bazlı yönetim ve destekleme üzerinde bir çalışma yapıyoruz. Hazırlıkların bitmesinin ardından duyurusunu yapacağız. Tarımı havza bazlı yöneteceğiz ve desteklemeleri de havza bazlı vereceğiz.” şeklinde konuştu.
Manisa’da bir otelde düzenlenen programda tarım ve orman sektörü temsilcileriyle bir araya gelerek sorunlarını dinleyen Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanı olduğunda çalışma arkadaşlarına “hastayı dinleyelim” şeklinde talimat verdiğini ve bu nedenle sahada üreticilerle bir araya geldiklerini söyledi.
Problemlerden korkmadan çözüm için çalışacaklarını vurgulayan Pakdemirli, “Dağ gibi problemlerin hiç birinden korkmayız evelallah. 365 günde her gün bir problem çözsek bir yılda 365 sorun çözülür.” diye konuştu.
Konuşmasında ekonomik gündemi de değerlendiren Pakdemirli, dövizdeki hareketliliğinin yakın zamanda çözüleceğini, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından bugün açıklanan yeni ekonomik yaklaşımın neticelerinin de yakın zamanda alınacağına inandığını dile getirdi.
Bakan Pakdemirli, ‘süper yoğunluklu’ denilen zeytin tarımına geçilmesi gerektiğini belirterek, “Zeytinde kendimizi kandırmamamız lazım. Bugün bizi kurtarır ama 30. sene kurtarmayacak. Bugün bile zeytinde işçi bulamamaktan yakınılıyor. Tarım işleri ağır olduğu için çalışacak hevesli insan sayısı azalıyor. Bizim mekanizasyonla ilgili son derece hızlı adım atmamız lazım. Zeytin ağacından zeytin toplamak zor” diye konuştu.
Sektörde yapısal problemler olduğunu belirten Bakan Pakdemirli ,”Hemen çözülecek olanları çözeriz. Hiçbirinden korkmayız. İleriye yönelik neler yapmamız gerekiyorsa bugünden yapmaya başlayacağız. Bizim bu yeni sistemde milletimize bahanemiz yok. 16 yılda çok şey yapıldı ama 16 yılda da hükümete bu millet her türlü desteği verdi” ifadelerini kullandı.
Tarımı savunma sanayi kadar önemli gördüğünü vurgulayan Pakdemirli, “Tarımla ilgili teşhis ve tedavi önerilerimiz var. Bunların bir plan dâhilinde yürütülmesi gerekiyor. Çiftçiyi üzmeden, tüketiciyi de gıda enflasyonuna boğmadan bu dengenin tutturulması lazım. Havza bazlı yönetim ve destekleme üzerinde bir çalışma yapıyoruz. Hazırlıkların bitmesinin ardından duyurusunu yapacağız. Tarımı havza bazlı yöneteceğiz ve desteklemeleri de havza bazlı vereceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Global bir tarım firmasına ihtiyacımız var”
Üreticiyi ezdirmemek için çalışacaklarını anlatan Pakdemirli, şöyle devam etti:
“Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman müdahaleyi nasıl yaparız ona bakacağız. Bunun bir adım sonrasını ben de düşünüyorum, MTN borsası.. Türkiye bu kadar çılgın projeler hazırlıyor… Kanal İstanbul, Bakü-Tiflis tren yolu Kazakistan’a kadar gidecek. Bizim Ukrayna ve Rusya’nın hububatının ve hepsinin ticaretinin içinde olmamız lazım. Bizim global bir tarım firmasına ihtiyacımız var. Bunun bir kısmı kamunun olabilir ama tamamen özel sektör mantığıyla yönetilecek, İpek Yolu üzerinde bulunan her değerden alınan ve satılandan da payını alacak bir firmaya ihtiyacımız var. İnşallah yeni bir plan, program yaparız; bunları da Sayın Cumhurbaşkanımıza sunarız. Akabinde onay alırsak bununla ilgili çalışma yapmak istiyorum.”
“Farklı coğrafyalara yelken açmamız lazım”
Bakan Pakdemirli, sektör temsilcilerinin soruları üzerine Manisa’da uçak kargo konusu hakkında, “İnşallah Manisa’nın direkt uçuşların olacağı konuma gelmesi lazım. Manisa birçok şeyi en az İzmir kadar hak ediyor. Manisa’ya havalimanı kazandırmamız lazım” dedi. Pakdemirli çilek ihracatındaki sorunlar hakkında da, “Bizim batıyla olan ilişkiler çerçevesinde farklı coğrafyalara yelken açmamız lazım. Çin’e bir roadshow yapacağız. İş adamlarını bu etkinliğe davet ediyoruz. Çin coğrafyasından çok daha fazla payımızı almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“2002’de kişi başı 6 kilo olan et tüketimi şimdi 15 kilo”
Marketlerde ucuz et satışını sosyal sorumluluk olarak gördüğünü ifade eden Pakdemirli, “Pazarda her oyuncuya yer var. Biz burada ette işimizi çeşitlendirmemiz lazım ama bugün itibariyle yüzde 6’lık bir kesimin de genele sahip bir netice ve etki doğurmayacağını düşünüyorum. Bu konuda da biraz daha sabır. Amaç Türkiye’yi et ithal etmeyecek vaziyete getirmek olmalı ama geçmiş performansa bakacak olursanız 2002’de bu millet kişi başı 6 kilo et yiyordu şimdi ise bu 15 kiloya çıktı. Üretimimiz de 2,5 kat artmış. Bu bir başarıdır, bardağa bir de dolu tarafından bakmak lazım. “ diye konuştu.
Türkiye’de “birlik” ve “kooperatif” kirliliğinin olduğunu aktaran Pakdemirli, bunlardan hangisinin işe yaradığının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.