TÜİK verilerinden derlenen bilgilere göre, 2017 yılının tamamında 18,1 milyar TL ödediğimiz bitkisel ve hayvansal ürün ithalatına, 2018 yılı ilk çeyreğinde 7 milyar TL ödedik. Yine verilere göre, 2018 ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre, buğday ithalatı %148, mısır ithalatı 10 kat, koyun ithalatı 28 kat, büyük baş hayvan eti ithalatımız ise %675 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu 2018 Mart ayı dış ticaret verilerini yayımladı. İhracat 2018 yılı Mart ayında, 2017 yılının aynı ayına göre %7,7 artarak 15 milyar 587 milyon dolar, ithalat ise %12,7 artarak 21 milyar 442 milyon dolar oldu. Mart ayında dış ticaret açığı %28,8 artarak 5 milyar 855 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2017 Mart ayında %76,1 iken, 2018 Mart ayında %72,7’ye geriledi. En fazla ihracat yapılan ülke 1 milyar 511 milyon dolar ile Almanya olurken, en fazla ithalat yapılan ülke ise 2 milyar 147 milyon dolar ile Rusya oldu.
Önemli tarımsal ürünlerin ithalatı, 2018 yılı Mart ayında da hızla yükselmeye devam etti. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atalık, TÜİK verilerinden hareketle, tarımsal ürünlerdeki ithalatın durumunu ortaya koydu.
Derlediği ithalat verilerini bir basın bildirisiyle paylaşan Atalık, Türkiye tarımının tam bir çöküş içinde olduğunu kaydederken, tarımsal ithalatta ortaya çıkan karamsar tabloyu ise şöyle ortaya koydu:
Buğday ithalatı %148 arttı
“2018 Mart ayı itibarıyla 1 milyon 987 bin ton buğday ithal edildi ve 421,5 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 801 bin ton buğday ithalatı için 167,6 milyon dolar ödenmişti. Buğday ithalatımız 2018 yılında %148 daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 5 milyon ton buğday ithalatına 1 milyar dolar ödedi.
Buğday ithalatından her ne zaman bahsedilse karşısına un ihracatı konur. 2017 yılının ilk üç ayında 578 bin ton olan un ihracatımız %41 artışla 2018 yılının aynı dönemi için 815 bin tona yükselmiştir.
Buğday ekim alanlarımız 1,63 milyon hektar daraldı. Bu alanın buğday üretiminde kullanılması halinde 4,5 milyon ton ilave buğday üretilebileceğiz.
Buğday alanlarındaki daralma doğal olarak saman üretimine de olumsuz yansıdı. Türkiye saman ithal eden bir ülke konumuna düştü. Saman ithalatı 2013 yılında 64 bin ton (14,2 milyon dolar), 2017 yılında 25 bin ton (3,8 milyon dolar) ve 2018 yılının ilk üç ayında 5 bin ton civarında (555 bin dolar) gerçekleşti. Türkiye saman ithalatına toplam 18,6 milyon dolar (41,8 milyon TL) ödedi.
2018 Mart ayı itibarıyla 1 milyon 41 bin ton mısır ithal edildi ve 206,1 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 103 bin ton mısır ithalatı için 30,3 milyon dolar ödenmişti. Mısır ithalatımız 2018 yılında 10 kat daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 2,1 milyon ton mısır ithalatına 429 milyon dolar ödedi.
Soya ithalatı yerinde saydı
2018 Mart ayı itibarıyla 462 bin ton soyaya 190 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 437 bin ton soya ithalatı için 185,5 milyon dolar ödendi. Soya ithalatımız geçen yılın aynı dönemi ile hemen hemen aynı kaldı. Türkiye 2017 yılında 2,3 milyon ton soya ithalatına 948 milyon dolar ödedi.
2018 Mart ayı itibarıyla 230 bin ton pamuk ithal edildi ve 412,1 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 187 bin ton pamuk ithalatı için 322,8 milyon dolar ödenmişti. Pamuk ithalatımız 2018 yılında %23 daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 914 bin ton pamuk ithalatına 1,7 milyar dolar ödendi.
Ayçiçeği ithalatı %29 arttı
2018 Mart ayı itibarıyla 290 bin ton ayçiçeği ithal edildi ve 135,9 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 225 bin ton ayçiçeği ithalatı için 121,4 milyon dolar ödendi. Ayçiçeği ithalatımız 2018 yılında %29 daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 640 bin ton ayçiçeği ithalatına 443,8 milyon dolar ödedi.
329 bin baş sığır ithal edildi
Canlı hayvan ve büyükbaş etlerinin ithalatı da bitkisel ürünlerin ithalatından farklı olmadı.
2018 Mart ayı itibarıyla ithal edilen 329 bin baş sığıra 395,4 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 136 bin baş sığır ithalatı için 169,6 milyon dolar ödenmişti. Sığır ithalatımız 2018 yılında %142 daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 896 bin baş sığır ithalatına 1,2 milyar dolar ödedi.
Koyun ithalatı 28 kat arttı
2018 Mart ayı itibarıyla 125 bin baş koyun ithal edildi ve 15,2 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 4 bin 466 baş koyun ithalatı için 565 bin dolar ödenmişti. Koyun ithalatımız 2018 yılında 28 kat daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 281 bin baş koyun ithalatına 37,3 milyon dolar ödedi.
Büyük baş hayvan eti ithalatımız 2018 yılında %675 arttı
2018 Mart ayı itibarıyla 12 bin 714 ton büyük baş hayvan eti ithal edildi ve 63,3 milyon dolar ödendi. Geçen yılın aynı döneminde 1.640 ton büyük baş hayvan eti ithalatı için 6,5 milyon dolar ödenmişti. Büyük baş hayvan eti ithalatımız 2018 yılında %675 daha fazla arttı. Türkiye 2017 yılında 18 bin 879 ton büyükbaş hayvan eti ithalatına 85,3 milyon dolar ödedi.”
2017’de tarımsal ithalata 18,1 milyar TL ödendi
Atalık, bildirisinde ayrıca şu değerlendirmede bulundu:
“Belirtilen bitkisel ve hayvansal ürünlerin ithalatı için 2017 yılında ödenen 5,8 milyar doların TL cinsinden karşılığı 18,1 milyar TL oldu. Oysa aynı yıl çiftçiye verilen tarımsal destek sadece 12,7 milyar TL olmuştur.
Belirtilen ürünlerin ithalatı için 2018 yılının sadece ilk üç ayında 1,8 milyar dolar ödenmiş olup TL cinsinden karşılığı 7 milyar TL’dir. Çiftçiye 2018 yılı için ödenmesi öngörülen tarımsal destek miktarı 14,5 milyar TL olup sadece ilk üç ayda bu miktarın yarısı kadar ithalata ödeme yapılmıştır.
AKP iktidarı süresince çiftçimizin Belçika’dan daha büyük bir tarım alanını (Belçika’nın yüzölçümü 3 milyon hektar, çiftçinin ekmekten vazgeçtiği alan 3,2 milyon hektardır), son bir yılda ise Zonguldak yüzölçümüne eşdeğer bir tarım alanı ekmekten vazgeçtiğini dikkate alırsak, Türkiye tarımının tam bir çöküş içinde olduğu görülmektedir. Yapılan her bir ithalat ise yerli üretimimizi bitiren bir adım olmaktadır.
Hayvanlarımızın doğurganlık sorunu, yavru ölümleri ve yem sorunu çözülmedikçe hayvancılığımızın gelişmesi ve et fiyatlarının yerinde tutulması mümkün değildir.
Çiftçiyi ekmekten kaçıran kırsal alanın boşalmasına neden olan sorunlar çözülmedikçe, çiftçinin gerçek anlamda kooperatif çatısı altında örgütlenmesi ve desteklenmesi sağlanmadıkça bitkisel ürünlerde ithalattan kurtulmamız mümkün değildir.
Çiftçimizin sorunları çözülüp üretime odaklı politikalar geliştirilmediği sürece de kentlerdeki tüketicilerin ürünleri kilo ile değil tane ve gramla almaları kaçınılmaz olacaktır.”