TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, iş dünyası olarak erken seçimi doğru bulmadıklarını söylerken, İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ile MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, ekonomi ve üretim için olumlu bir karar olarak değerlendirdiklerini açıkladı.
İş dünyası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamış olduğu, 24 Haziran 2018 tarihinde “erken seçim kararını” yorumladı.
Bilecik: “OHAL sürecinde seçim, Türkiye’yi dış dünyada zorda bırakır.”
Bloomberg’e konuşan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, iş dünyası olarak erken seçimi doğru bulmadıklarını söyledi. “2018 yılının yapısal reformlar ve enflasyonla mücadele yılı olmasını bekliyorduk” diyen Bilecik, görüşlerini; “Erken seçim yapmak yapısal reform ve enflasyonla mücadele sürecini tamamen ortadan kaldırır. OHAL sürecinde seçim, Türkiye’yi dış dünyada zorda bırakır. Bugüne kadar cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer siyasi liderlerden seçimlerin zamanında yapılacağına dair aldığımız mesajları tamamen desteklemiştik.” sözleriyle dile getirdi.
Bahçıvan: “Ekonomimiz ve üretim hayatımız için olumlu bir karar”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçiminin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacağını açıklamasına ilişkin olarak “Seçimin, bu yılın ilk yarısında yani 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olmasını ekonomimiz ve üretim hayatımız için olumlu bir karar olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Bahçıvan, şu açıklamada bulundu: “Erken seçim tartışmaları, son zamanlarda zaman zaman Türkiye’nin gündeminde yerini alıyordu. Biz İstanbul Sanayi Odası olarak Türkiye’nin istikrarı sağlayacak, belirsizliğin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin olduğu bir dönemi 2019 yılına kalmadan bir an önce yakalaması gerektiğini çeşitli platformlarda dile getirdik. Bu bağlamda 2018 sonbaharında olabileceği tahmin edilen seçimin, bu yılın ilk yarısında yani 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olmasını ekonomimiz ve üretim hayatımız için olumlu bir karar olarak değerlendiriyoruz. 2018 yılının ikinci yarısını şimdiden belirsizliğin ortadan kalkacağı, öncelikli olarak ekonomiye odaklanacağımız bir dönem olarak görüyorum. Seçimin erkene alınması ayrıca 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum sonucu oluşturulması kararlaştırılan Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni de daha erken bir tarihte hayata geçirerek, yönetim sisteminde süregelen ikili yapıyı da ortadan kaldıracaktır. Birçok açıdan olumlu bulduğum erken seçim kararı ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.”
Kaan: “Erken seçim kararını olumlu karşılıyoruz”
15 Temmuz hain darbe girişiminin önlenmesinin ardından, 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandum sonucunda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin onaylandığını hatırlatan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da açıklamasında; iş dünyasının ihtiyacı olan istikrar ortamını sürdürülebilmek ve yakın coğrafyamızda cereyan eden siyasi ve fiziki hareketlilik karşısında doğru pozisyon alabilmek adına, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bir an önce geçilmesi gerektiğini vurguladı. Kaan; “Dolayısıyla, 24 Haziran 2018 tarihinde “erken seçim kararını”, iş dünyası ve ülkemizin geleceği adına son derece olumlu karşılıyoruz. İnanıyoruz ki bu seçim sonuçları, 2023 hedeflerimizin gerçekleştirilmesi ve güçlü Türkiye’ye giden yolda bütün engellerin bertaraf edilebilmesi adına büyük bir dönüm noktası olacaktır. Seçim kararının tüm ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.” dedi.
Avdagiç: “Erken seçim en çok reel sektöre yarar”
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yeni Başkanı Şekib Avdagiç ise “Seçimlerin erken yapılması en çok reel sektöre yarar. İş dünyası yatırım kararlarını öne alır. Çok daha güçlenecek yönetim sistemiyle üretim yarışı 1,5 yıl erken başlar” diye konuştu.
Şekib Avdagiç, şunları söyledi:
“Hep söylüyoruz Türkiye’nin bekleyecek bir saati bile yok. Dünyanın bu konjonktüründe iş dünyası olarak ihtiyacımız olan tek şey siyasi istikrarın sürmesidir. Hele ki Suriye ve Irak ile ilgili gelişmeler sürerken, dünyanın iki dev kutbu arasında gerginlik tırmanırken kararları hızlı almalıyız. Ekonomide kur üzerinden yapılan atak ve reel sektörün taşıdığı riskler açısından Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne beklemeden, bir an önce geçmesi zorunluluktur. Önümüzü daha net görebilmek için de uluslararası çevrelerin kur manipülasyonlarına hak ettikleri cevabı daha güçlü verebilmek için de buna ihtiyaç vardır.”