Zararlı alışkanlıklar osteoporozu tetikliyor

0
516
Elli yaş üzerindeki her üç kadından biri ve her beş erkekten biri, hayatının bir döneminde osteoporoza bağlı kırık yaşıyor. Yaşın ilerlemesi hastalığın görülme sıklığını artırmakla beraber, risk faktörlerine maruz kalan genç erişkin yaş grubunda da osteoporoz gelişebilir.

Uzm. Dr. Yaşar Oral Sezen, genetik aktarımın yanı sıra kişilerin hayat tercihlerinin de osteoporozun ortaya çıkmasını tetiklediğini söyledi. Sezen, hareketsiz bir yaşam, sigara, alkol ve aşırı çay-kahve alışkanlıklarının yanı sıra anoreksiya nervosa ve bulimia gibi yeme bozukluklarının da osteoporoza neden olabileceğine dikkat çekti.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yaşar Oral Sezen

Osteoporozun daha çok kadınların etkilendiği bir hastalık olarak bilinmekle beraber, erkekleri de etkilediğini aktaran Medicana Bahçelievler Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yaşar Oral Sezen; “Elli yaş üzerindeki her üç kadından biri ve her beş erkekten biri, hayatının bir döneminde osteoporoza bağlı kırık yaşıyor. Yaşın ilerlemesi hastalığın görülme sıklığını artırmakla beraber,  risk faktörlerine maruz kalan genç erişkin yaş grubunda da osteoporoz gelişebilir” dedi.

Zararlı alışkanlıklar osteoporozu tetikliyor

Osteoporozun ırk, minyon kemik yapısı ve birinci derece akrabalarda görülme gibi genetik etkenler dolayısıyla da geliştiğini ifade eden Uzm. Dr. Yaşar Oral Sezen, “Genetik aktarımın yanı sıra kişilerin hayat tercihleri de osteoporozun ortaya çıkmasını tetikliyor. Hareketsiz bir yaşam, sigara, alkol ve aşırı çay-kahve alışkanlıklarının yanı sıra anoreksiya nervosa ve bulimia gibi yeme bozuklukları da osteoporoza neden olabilir. Bununla birlikte bazı tedavi yöntemleri ve diyetler de vücutta D vitamini eksikliğine sebep olarak osteoporozun gelişimini kolaylaştırıyor” dedi.

Sırt ağrısı orteoporozun belirtisi olabilir

Sırt ağrısı ve kamburluk gibi belirtilerin osteoporozla ilişkisi olabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Sezen, “Birçok sebebe bağlı olarak gelişen osteoporozda kemik kaybı, herhangi bir belirti olmadan, uzun yıllar sinsice ilerleyebilir. Bu nedenle sessiz dönemde dikkate alınmış öykü, özenle yapılan fizik muayene, radyoloji ve laboratuvar yöntemleri kemik kaybını henüz kırık oluşmadan belirlemede önemlidir“ dedi. Osteoporozun, saptanması zor bir hastalık olmasından dolayı kemik yoğunluğu testinin erken dönemde yapılmasının, hastalığın tanı ve tedavisinde büyük yardımı olduğunu da ifade etti.

Nasıl korunmalı?

Osteoporozdan korunmanın en temel yolunun doruk kemik kütlesini maksimum seviyeye çıkarmak ve korumak olduğunu belirten Uzm. Dr. Yaşar Oral Sezen, “Özellikle menopozla hızlanan ve yaşlanmayla devam eden kemik kaybını, doğru ve düzenli bir beslenme, fiziksel aktivite ve risk faktörlerinden korunarak minimuma indirmek gerekir.  Bunun yanı sıra günlük kalsiyum ve D vitamini ihtiyacının karşılanması, sigara ve alkol tüketiminden uzak durulması, kemik yoğunluğu ölçümü yaptırılarak gerekirse uygun tedaviye başlanması da oldukça önemlidir” dedi.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz