55 ülkenin üye olduğu, 18 ulusal federasyon, 1000’den fazla özel sektör üyesi olan sektörün en etkin ve en büyük küresel birliği Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu’nun (GPC) Başkanı Hüseyin Arslan, dünyanın bir gıda krizinin eşiğinde olduğu uyarısında bulundu.
Dünya nüfusunun hızla arttığını söyleyen GPC Başkanı Hüseyin Arslan, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin toplam nüfusunun 2,7 milyar kişiye ulaştığını, hızla büyümekte olan küresel nüfusun 2050 yılına kadar 9.5 milyara ulaşacağını ve küresel gıda talebinin yüzde 60 oranında artacağını vurguladı. Yapılan araştırmaların, artan nüfusla bağlantılı olarak 10 bin yılda üretilen gıda miktarının önümüzdeki 40 yılda üretilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Arslan, bu nedenle insan yaşamı için en önemli konunun sürdürülebilir tarım olduğunun altını çizdi.
“Dünyada yılda 1,4 milyar ton gıda atığı olması bir felakettir”
Bir yanda açlık yaşanırken diğer yanda dünyada yılda 1,4 milyar ton gıda atığı olmasını bir felaket olarak değerlendiren Arslan; “İsraf edilen bu miktarın dörtte biri ile açlık sınırında bulunan milyonlarca insanın gıda ihtiyacı karşılanabilmektedir. Bu israfın ekonomik değeri 1 trilyon dolardır.” dedi.
Gıda israfı ile ilgili dünyanın gündemindeki en önemli konulardan birinin ‘son kullanma tarihi’ kavramı olduğunu ifade eden Arslan konu hakkında şu bilgileri paylaştı: “Bakliyat ve konservelerde ‘son kullanma tarihinin’ olmaması, bunun yerine ‘tavsiye edilen tarihin’ yazılması gerektiğine dikkat çekilmekte. Konserve kapağında şişme, kabarma olmadığı müddetçe o ürünün muhafaza edilebilir ve tüketilebilir olduğuna vurgu yapılmaktadır. Son kullanma tarihi geçen bakliyat ürünlerinde de böceklenme ve pakette şişme olmadığı sürece bozulmadığı, bu ürünlerin çok uzun yıllar tüketilebilir olduğuna dikkat çeken uzmanlar gıda israfının önüne geçilmesi gerektiği konusunda çalışmalar yapmakta. Fransa ve İtalya’da son kullanma tarihi geçen ürünleri belediyeye veren marketlere bazı vergilerden indirim uygulanmakta, bu ürünler ihtiyacı olanlara verilmekte.”
“Elimizi güçlendirecek ürünlerin ekimini yapmak durumundayız”
Küresel ısınma ve iklim değişliğinin, yeni tohumların geliştirilmesini zorunlu kıldığını ifade eden Hüseyin Arslan dünya ülkelerinin üretimin artması için daha az suya ihtiyaç duyacak, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı, rekoltesi yüksek yeni tohumlar geliştirmek üzere Ar-ge çalışmalarına ağırlık verdiğini de sözlerine ekledi.
“İklim değişikliği, ülkelerin üretim sürecinde ve ürün çeşitliliğinde de değişikliklere sebep olacak.” diyen Arslan, bu süreçte ülkelerin iklimsel ve toprak özelliklerini gözeterek tarımsal üretimini planlanması gerektiği uyarısında da bulundu. Ekim alanlarının coğrafik şartlarını, toprak özelliklerini, maliyetler de gözetilerek bunlara uygun ürün çeşitleri üretmek gerektiğini söyleyen Arslan sözlerini şöyle tamamladı: “Her ülke her ürünü üretmek zorunda değil. Dünya artık bir köy yeri; istenen ürüne talep doğrultusunda ulaşmak mümkün. Biz elimizi güçlendirecek, en iyi çeşitlerimizi, en çok verim alacağımız, rekabet şansımızın en çok olduğu ürünlerin ekimini yapmak ve bunu sürdürülebilir kılmak durumundayız.”