Fakıbaba: “Devlet hayvan yetiştirmez, ithalat yapmaz”

0
1141
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba: “Devlet hayvan yetiştirmez, ithalat yapmaz. İş adamları dururken devlet iş adamlığına soyunmaz. Ama buna neden mecbur kaldık, onun sebeplerini görmemiz lazım. Ben istiyorum ki 80 milyon insanımız et yesin.”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Türkiye’nin 80 milyonluk nüfusu ve Avrupa’yı besleyecek güce sahip olduğunu belirterek, “Üretici kazandığı zaman tüketici ve sanayicinin de kazanması lazım. Bunu dediğimiz, biraz bencillikten kurtulduğumuz an bu ülke 80 milyona yettiği gibi Avrupa’yı da diğer ülkeleri de besleyecek güçtedir” dedi.

Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) düzenlediği “Sürdürülebilir Besicilik Paneli”nin açılışında konuşan Bakan Fakıbaba, tarım ve hayvancılık sektörünü ayağa kaldıracaklarını belirterek, “Biz üreten insanın elini öperiz. Üreten insanın yanında olacağız. Dürüst iş adamının, sanayicinin, 80 milyonluk ailemizin ve tüketicinin yanında olacağız” dedi.

“Devlet hayvan yetiştirmez, ithalat yapmaz”

“Besicilik alanında ithalat hepimizi üzüyor” diyen Bakan Fakıbaba, nüfusun ve refah seviyesinin artmasıyla birlikte üretimin yetersiz kaldığını belirterek şunları söyledi:

“Devlet hayvan yetiştirmez, ithalat yapmaz. İş adamları dururken devlet iş adamlığına soyunmaz. Ama buna neden mecbur kaldık, onun sebeplerini görmemiz lazım. Ben istiyorum ki 80 milyon insanımız et yesin.”

Besicilik hayvanını Et ve Süt Kurumu’nun getirmemesi gerektiğini vurgulayan Fakıbaba, “Elinde karkas et olması lazım, gerekirse piyasaya hızlı bir şekilde karkas etle müdahale etmesi lazım. Müdahale etmesi gerekir mi? Vallahi gerekmez. Etik kurallar içerisinde eğer üreticiyle sanayici, aradaki arkadaşlar birbirleriyle iyi anlaştıkları takdirde, Tarım Bakanlığının başka işi yok neden et alsın satsın?” ifadelerini kullandı.

“Yarınımız bugünden daha iyi olacak”

Bakan Fakıbaba, son 15 yılda Türkiye’nin önünün açıldığını ve kendine güveninin geldiğini, yollar, okullar ve hastaneler yapıldığını belirterek, “Yarınımız bugünden daha iyi olacak” diye konuştu.

Türkiye’nin Kürdü, Türkü, Arabı, Lazı ve Çerkeziyle 80 milyon nüfusa sahip büyük bir aile olduğuna vurgu yapan Fakıbaba, “Bizi hep birbirimize düşürdüler, kırdırdılar. Acaba bu ülkeyi nasıl bölebiliriz? Çünkü 80 milyonluk bu aile, önemli güce sahip olan bir ülke. Bundan çekinenler var” dedi.

Baran: “Üretimi artırmamız gerekiyor”

ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran da konuşmasında, tarım sektörünün tüm ülkeler için stratejik bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Mevcut tarım sistemini verimli hale getirerek bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak ve doğal kaynakların yönetiminde dönüşüme gitmek, toprağı, suyu ve diğer üretim araçlarını daha verimli kullanmak ve israfı azaltmak zorundayız” dedi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün bu yılın başlarında yayımlanan “Gıda ve Tarımın Geleceği: Eğilimler ve Meydan Okumalar” başlıklı raporuna göre, gıda güvenliğinin iklim değişikliği, doğal kaynakların yok olması gibi nedenlerle tehlike altında olduğuna vurgu yapan Baran, “Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar yaklaşık 9 milyar insana ulaşması bekleniyor. Nüfus artıyor ama tarımda kullanılan toprak ve su kaynakları artmıyor. Nüfusa paralel olarak artan gıda ihtiyacını karşılamak için üretimi artırmamız gerekiyor” diye konuştu.

Baran, tarıma elverişli bir iklim kuşağında bulunan Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk 10 tarım üreticisi arasında yer aldığını, tarım sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payının yüzde 6,2 olduğunu kaydetti. Türkiye’de 6 milyon insanın tarım sektöründe istihdam edildiğini de hatırlatan Baran, şunları söyledi:

“Ülkemizde tarım sektörü, tüm sektörlerden daha fazla kişinin ekmek kapısı durumunda. Türkiye tarım sektöründe hem ihracat yapan hem de ithalat yapan bir ülke. İthalat yapmadan kendi kendine yeten bir ülke olmak için daha çok üretmemiz gerekiyor.”

Baran, besicilikte sürdürülebilirliğin, “damızlık ve tüketime yönelik hayvan sayısının, üretimin ve işletme sayısının yeterli olması, yem ihtiyacının sağlanabilmesi, hayvan sağlığının ve salgın hastalıklarla mücadelenin sağlanabilmesi” anlamına geldiğini bildirdi. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısındaki artışa rağmen hayvan yetiştiriciliğinde kalite artışının ve damızlık hayvan üretiminin istenen seviyede olmadığına vurgu yapan Baran, hayvansal üretimi artırmak için alınması gereken tedbirleri sıraladı. Türkiye’de son 15 yılda tarım alanında önemli mesafeler alındığını ifade eden Baran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Milli Tarım Projesi sayesinde Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktaki potansiyelinin artacağını söyledi. Baran, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Türkiye, tarımda ilerleyemediği takdirde gelişmiş bir ülke olamaz. Bunun için Milli Tarım Projesi’ne hep birlikte sahip çıkmalıyız. Ve ortaya çıkabilecek aksaklıkları hep birlikte düzeltmeliyiz. Sayın Bakanım biz bu konuda her göreve hazırız” diye konuştu.

Altındağ Özdemir Gürocak İlkokulu’nun yöresel kıyafetli öğrencileri Irmak Naz Öcalan ve Arda Babuz, açılış konuşmaları öncesinde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya çiçek sundular ve süt ikram ettiler. Açılış konuşmalarının ardından ATO Başkanı Gürsel Baran, Bakan Fakıbaba’ya günün anısına plaket ve Ankara Tiftik Keçisi’nin yününden üretilmiş kaşkol takdim etti.

Panelin açılışına Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz, ATO Başkan Yardımcıları Mehmet Aypek ve Mustafa Deryal, ATO Yönetim Kurulu, Meclis ve Komite Üyeleri, bürokratlar, tarım ve hayvancılık sektörünün temsilcileri katıldı.

Sürdürülebilir Besicilik Paneli’nde Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Numan Akman, Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdür Vekili Ethem Kalın, Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Armağan Hayırlı ve Saray Tarım ve Hayvancılık Genel Koordinatörü Nadir Yürüktümen konuşmacı olarak yer aldı.

Besicilik her yönüyle masaya yatırıldı

Panelin moderatörlüğünü yapan ATO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülkü Karakuş, besiciliğin sürdürülebilir olması için küçük işletmelerin büyüklerin gölgesinde kalmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Kasabın oğlu büyük marketlerde tezgâhta durmasın” diye konuştu. Üniversite-sanayi iş birliğini çok önemsediğini belirten Karakuş, “Üniversitelerle bu platformlarda daha sık bir araya gelmeliyiz” dedi. Karakuş, küresel ısınmanın besiciliği olumsuz yönde etkilediğini de sözlerine ekledi.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Numan Akman da hayvansal üretimin hesap işi olduğuna dikkati çekerek, “Bugünün ihtiyaçlarını gelecek nesillerin hakkına tecavüz etmeden karşılamak gerekir. Bu coğrafya dün üretebiliyorsa bugün de üretebilir. Türkiye’de her ile özgü üretim planlanabilir. Bilgiyi sunanlar ile bilgiye ihtiyaç duyanlar bir araya gelirlerse bu iş kısa sürede çözülür” dedi. Akman, küçük üreticilerin desteklenmesi gerektiğini de işaret etti.

Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdür Vekili Ethem Kalın ise ana hedeflerinin ithalat yapmamak olduğunu belirterek, “İthalatta attığım her imzadan huzursuzum. Ama 80 milyonun ihtiyacının karşılanması lazım” diye konuştu.

Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Armağan Hayırlı da konuşmasında, coğrafyanın özelliklerine uygun üretim yapılması gerektiğini vurguladı. Hayırlı, Veteriner Fakültesi mezunlarına coğrafya öğretilmesi, küçük işletmelerin kooperatifleşmesi ve farkındalığın artırılması gerektiğini bildirdi.

Saray Tarım ve Hayvancılık Genel Koordinatörü Nadir Yürüktümen ise hazır ve işlenmiş gıdalarla ülkenin tüketim alışkanlıklarının değiştiğine dikkati çekerek, meraya dayalı küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığın başarılması, üretici üzerindeki yüklerin hafifletilmesi, salgın ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.

Kaynak: ATO Basın

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz