İnadına Tarım: Artvin’de Bir Kalkınma Hikayesi

0
778
Nevin Hanım inadına tarım diyenlerden biri. Kendisi bir süre şehir hayatını denemiş ancak yapamamış. Toprağı, memleketi özlemiş ve Artvin’e geri dönmüş.

İnsanın toprağa olan bağı gerekli ve verici olduğu kadar zor ve meşakkatli de olabiliyor. İklim ve coğrafya olarak Karadeniz’den farklı olan Artvin’de de durum böyle. Engebeli coğrafyası, neredeyse düzlük yüzü görmeyen yerleşimleri ve kurak yazları ile Artvin’in tarımı ve kırsal yaşamı, Türkiye’nin birçok bölgesine bahşedilen kolaylıklardan yoksun. Ancak bu bazıları için sorun olmuyor gibi.

Nevin Hanım inadına tarım diyenlerden biri. Kendisi bir süre şehir hayatını denemiş ancak yapamamış. Toprağı, memleketi özlemiş ve Artvin’e geri dönmüş.

“Şehirde yapamadım, topraktan uzak yaşamak bana çok zor.”

– Nevin Güner, Çiftçi.

Nevin Hanım aynı zamanda bir kadın girişimci. Artvin’de sahip oldukları küçük topraktan en çok nasıl verim elde edebileceğini araştırmış. Önce kayın mantarı yetiştirmeyi kafaya koymuş, ardından bunun için sermaye bulmuş. Şu an Nevin Hanım Artvin’de kayın mantarı serası olan birkaç kişiden biri.

“Kayın mantarını ilk defa televizyonda duydum. Sonra bu işi yapmayı kafaya koydum, gitmediğim yer sormadığım insan kalmadı”.

– Nevin Güner, Çiftçi.

İlk hasadı almaya henüz aylar var ancak Nevin Hanım ve birkaç sera sahibi daha şimdiden markalaşmanın peşinde. İlk adım kayın mantarı yetiştiricileri birliği kurmak.

“Tüm mantarlar aynı yerde toplanacak ve aynı markayla satılacak. Mantarların paketinde ise yemek tarifleri olacak.”

– Nevin Güner, Çiftçi.

Nevin Hanım bölgenin zor şartlarına rağmen topraktan geçimini sağlayan tek insan değil. Bölgede eş finansman alarak sera kuran çiftçilere rastlamak mümkün. Keçi yolundan çıkılan dağ köylerinin birinde başka bir kayın mantarı serası görüyorsunuz.

Çiftçi aile serayı kurmak için gerekli başvuruları yapmış ve kabul edilmiş. Ancak düzlüğü kısıtlı Artvin’de çok alışık olunan şekilde serayı kuracak alan bulunamamış.

Bu, aileyi yıldırmamış ve seranın kurulacağı alanın bir kısmını uçurumun kenarına istinat duvarı yaparak tamamlamışlar.

Artvin’de bunun gibi örnekleri her yerde görebiliyorsunuz. Çilek bahçeleri, beş farklı çeşit üzüm yetiştirilen asmalar ve verimi senede birden birkaç keze çıkartan seralar.

Artvin’in coğrafyasından dolayı tarım yapılacak araziler çok küçük. Yusufeli’ni örnek vermek gerekirse buradaki çiftçi geçini bir-iki dönüm büyüklüğünde arazilerden karşılamaya çalışıyor. O nedenle verim ve ürün değeri oldukça önemli. Bölgede proje tarafından kurulan bahçelerin yarısını ceviz ağaçları diğer yarısını ise üzüm, çilek ve sebze seraları oluşturuyor.

Toprağı bırakmamaya kararlı Artvin halkının arkasında ise kısa adı AKAKP olan Ardahan-Kars-Artvin Kalkınma Projesi var. Proje Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından UNDP işbirliği ile yürütülüyor ve Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) tarafından finanse ediliyor.

AKAKP’nin genel amacı; Ardahan, Kars ve Artvin illerinde kırsal yoksulluğun azaltılması kapsamında küçük üretici ve tarım dışı işletme yatırımları, kırsal altyapı yatırımları yapmak ve kurumsal güçlendirme çalışmalarına destek olmak. Bu destek finansman sağlamanın yanında çiftçiye eğitim vermek, modern tarım tekniklerini öğretmek ve bölgenin sert ancak potansiyeli büyük coğrafyasında yaşamayı kolaylaştırmak şeklinde de veriliyor.2014 yılında yavaş yavaş hız kazanmaya başlayan proje, o sene sadece 24 eş finansman başvurusu aldı. Takip eden yıllarda başvurular katlanarak devam etti. Projenin en çok talep gördüğü ilçeler Yusufeli, Şavşat ve Ardanuç. Eş finansman programı çerçevesinde yapılacak seraların yüzde yetmişini proje, yüzde otuzunu başvuruyu yapan çiftçi karşılıyor.Köylülerin hayatı seraların kurulmasından sonra olumlu yönde değişti. Hem yaz hem kış düzenli olarak ürün alabilen köylüler, genelde ikinci serayı kurmak için yeniden projeye başvuruyor. Ortalama bir seradan çiftçi yıllık 7 bin liraya yakın para kazanıyor. Bu sistem aynı zamanda oldukça sürdürülebilir. Çiftçilerin gelirleri arttıkça daha fazla çalışmaya, ailesine ve komşularına işi öğretmeye başlıyor. Bu da Artvin kırsalında ziraat konusunda bir bilinçlenme yaratıyor. Belki de projenin en uzun soluklu ve önemli çıktısı da bu. Bu gelir düzeyindeki ve bilinçlenmedeki artış, aynı zamanda şehirden köye geri dönüşleri de arttırdı.Proje bitiminde Artvin’de kurulan sera sayısı 120’yi geçmiş olacak. Toplamda kurulan bağ, bahçe ve seraların sayısı ortalama 300 kadar. Burada ortaya çıkan toplam değer ise 2 milyon liranın üzerinde.

Kırsal kalkınma istatistik, rakam ve harcanan paralarla ifade edilemeyecek bir şey. Projenin gerçekleştiği 5 yıl boyunca UNDP’nin ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın uzmanları köy köy, arazi arazi gezerek buralara uygun gerekli ekipmanın sağlanması ve en verimli sonucun alınması için çalıştı. Her başvuru ürün verimi, pazar durumu ve bölge şartları göz önünde bulundurularak değerlendirildi. Çiftçilere ailelerine ve komşularına aktarabilecekleri eğitimler verildi ve kırsal bilinç artırıldı.

Kaynak: https://undpturkiye.exposure.co/inadina-tarim

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz