​Bakan Çelik, yerli “etçi damızlık tavuk” ve siyah pirinci tanıttı

0
1153
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de ilk etçi damızlık tavuğun geliştirildiğine dikkati çekerek, "Kendi Ar-Ge çalışmalarımız ile kendi etçi damızlık tavuğumuzu geliştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu proje için bugüne kadar 20 milyon lira harcama yapıldı. Bu gelişme, dışa bağımlılığı azaltacak ve orta vadede de dışa bağımlılığı ortadan kaldırmış olacaktır." dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’de ilk kez geliştirilen “Etçi Damızlık Tavuk (Anadolu -T)” ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünde ıslah edilerek geliştirilen “Siyah Pirinç (Siyah-1)” ile ilgili tanıtım toplantısı düzenledi.

Çelik, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından Türkiye’de ilk kez geliştirilen “Etçi Damızlık Tavuk (Anadolu -T)” ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünde ıslah edilerek geliştirilen “Siyah Pirinç (Siyah-1)” ile ilgili düzenlediği tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, tavuk eti sektörünün dünyadaki ekonomik büyüklüğünün 200 milyar dolar olduğunu belirtti.

Türkiye’nin yılda 2 milyon ton piliç eti ürettiğine işaret eden Çelik, bu rakamla ülkenin dünyada 9. sırada bulunduğunu ifade etti.

Fotoğraf: ( Emre Şenoğlu – Anadolu Ajansı )

Çelik, dünya kanatlı eti ihracatında, Brezilya, ABD, Hollanda ilk üç sırada yer alırken Türkiye’nin 11’inci sırada bulunduğuna işaret ederek, 2016’da 337 bin ton tavuk eti ihraç edildiğini bildirdi.

Yıllık kişi başına tavuk eti tüketimimizin 22 kilogram olduğunun altını çizen Çelik, Türkiye’nin bu rakam ile dünyada 7’inci sırada bulunduğunu söyledi.

Çelik, kanatlı sektörünün en hassas konusunun damızlık materyal geliştirilmesi ve temini olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Bugün dünyada kendi etçi damızlığını geliştirmiş Almanya, Fransa ve Amerika olmak üzere üç ülke bulunmaktadır. Dünya tavuk eti üretiminin yüzde 90’ı, bu üç ülkenin geliştirdiği hatlarla sağlanmaktadır. Biz de bu sektörde söz sahibi olmak ve ülkemiz ekonomisine katma değer sağlayabilmek için etçi tavukta devam eden Ar-Ge çalışmalarının sonucunu bugün aldık. Dünyada var olan 3 etçi tavuk hattına bugün 4’üncü hat Türkiye tarafından ilave edilmektedir. Kendi Ar-Ge çalışmalarımız ile kendi etçi damızlık tavuğumuzu geliştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu proje için bugüne kadar 20 milyon lira harcama yapıldı. Bu gelişme dışa bağımlılığı azaltacak ve orta vadede de dışa bağımlılığı ortadan kaldırmış olacaktır. Geliştirilen yerli etçi tavuklarla, 42 günlük yaşta elde edilen canlı ağırlık 2 kilo 850 gram ile 2 kilo 920 gram arasındadır. Günde 1,6 kilogram yem ile 1 kilogram et elde edildiği düşünülürse şu anda piyasadaki tavuklarla yarışılabilir bir tür elde edilmiş olduğu görülmektedir.”

“Ebeveyn tavuklar aralıkta özel sektöre verilecek”

Fotoğraf: Emre Şenoğlu – Anadolu Ajansı

Geliştirilen etçi tavuğa ait verilerin özel sektörle paylaşıldığını ve taleplerin toplanmaya başlandığını belirten Çelik, aralık ayından itibaren talepler doğrultusunda özel sektöre etlik ebeveynlerin verilmeye başlanacağını bildirdi.

Ayda takriben 16 bin ebeveyni özel sektöre vermeyi düşündüklerine dikkati çeken Çelik, yıllık olarak da yaklaşık 200 bin ebeveyn verilmesini öngördüklerini söyledi.

Çelik, özel sektörün bu ebeveynlerden yılda 27 milyon etçi piliç civcivi üreteceğine işaret ederek, “Bu civcivlerden de yılda 50 bin ton piliç eti üretileceği tahmin edilmektedir. Bu yıllık piliç üretimimizin yüzde 2,5’i, inşallah ilk hedefimiz yüzde 10’luk bir paya ulaşmaktır.” ifadelerini kullandı.

Anadolu-T’nin özel sektör için esas cazip tarafının maliyeti olacağını dile getiren Çelik, “Etçi damızlıklar, yurt dışından ithal edilenlerin fiyatının dörtte birine özel sektöre verilecektir. İthal edilenlerin fiyatı 4 avro, yerli geliştirilenlerin fiyatı ise 4 lira olacaktır. Yurt dışından yıllık 15 milyon civarında damızlık civciv ya da yumurta ithal ediliyor. Bunun da bedeli 60 milyon dolar civarındadır.” diye konuştu.

“Çölyak hastaları için gluten içermeyen çeşitler geliştireceğiz”

Bakan Çelik, dünyada yılda 480 milyon ton pirinç üretimi yapıldığını ve bunun 40 milyon tonunun uluslararası ticarete konu olduğunu belirterek, Türkiye’de 2016’da 920 bin ton pirinç üretimi yapıldığını söyledi.

Çelik, diğer dünya ülkeleri ile kıyaslandığında yapılan ıslah çalışmaları sonucunda dekara verim açısından Türkiye’nin ilk üçte yer aldığını aktardı.

Bugün çeltik üretiminde tohumun yüzde 80’inin yerli kaynaklardan sağlandığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

“Bakanlığımız Türkiye’de konvansiyonel çeltik ıslah çalışmaları yanında besin değeri daha yüksek olan ve diyetlerde tavsiye edilen siyah pirinç ile ilgili ıslah çalışmalarını tamamlamış bulunmaktadır. 2018’den itibaren siyah pirincin üretimi gerçekleştirilecek. Bu siyah pirinç protein değeri, çinko, demir, magnezyum, fosfor, kalsiyum, sindirilebilir selüloz ve B vitamini açısından zengin. Karbonhidrat ve enerji oranı düşük dolayısıyla şeker hastalığı açısından son derece önemli, kanser ve benzeri hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirme özelliğine sahip. İnsan sağlığı açısından besleyiciliği daha yüksek besinler geliştirmeyi hedefliyoruz. 2017 sonuna kadar yeni bir siyah pirinç tescil edilmesine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca çölyak hastaları için de gluten içermeyen çeşitleri geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir.”

Çelik, bu siyah pirincin üretim aşamasında da çeltik yanıklığı hastalığına da dayanıklı olduğunu ifade ederek, Türkiye’de genetiğinde değişikliğe gidilmeden siyah pirinç geliştirildiğini söyledi.

“Uygun şartlar, mutlaka piyasaya yansıyacaktır”

Çelik, tanıtım toplantısında gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bakanlık tarafından geliştirilen etçi damızlık Anadolu-T tavuğunun sektörde kullanılması için bir teşvik getirilip getirilmeyeceğinin sorulması üzerine, bu ürünün sektörde temel girdi olduğunu ve ithal muadillerine göre dörtte bir fiyatla satıldığına dikkati çekti.

Çelik, bu yeni çalışmaların beyaz et fiyatlarını etkileyip etkilemeyeceğinin sorulması üzerine de söz konusu çalışma ile sektörün gelişmesi ve ihracatta rekabet gücünün artırılması açısından elde edilecek uygun şartların mutlaka piyasaya yansıyacağını belirtti.

İlk etapta özel sektörün tavuk civcivi taleplerinin yüzde 10’una cevap verme planlarının olduğunu ifade eden Çelik, akabinde de bu ithalatı sonlandırma noktasına gidileceğini söyledi.

“Dişi hayvan kurban pazarlarına girmeyecek”

Çelik, Kurban Bayramı’nda dişi hayvanların satışına ilişkin bir soru üzerine de şöyle konuştu:

“Bu milli bir meseledir, bunun siyaset dönemi ile falan ilgisi yok. Kendi hayvan varlığımızı kendi coğrafyamızda üretmemiz gerekiyor. Biz bu kadar damızlığa ve üretime destek verirken ‘Kurban Bayramı geliyor, dişi hayvan keselim’ dediğiniz an büyük bir çelişki meydana geliyor. Bu çelişkinin olmamasının yolu dişi hayvan kurban pazarlarına girmemesi. Bu kesin kararımız ve bu konuda Bakanlık olarak bütün mülki amirlerle bir denetim faaliyeti içerisinde olacağımızı bugünden söylüyoruz ki Anadolu’nun çok uzak yerlerinden hayvan taşımaya kalkanlar gereksiz bir zahmete girmesinler. Bu bazı kişilerin hoşuna gitmeyebilir ama milletin ve ülkenin geleceği açısından bunların mutlaka olması gerekiyor. Artık bireysellikten çıkmamız gerekiyor. “

Şu an yılda üretilen buzağı sayısının 3 milyona geldiğini belirten Çelik, bunun 5 milyona taşınması ve buzağı ölümlerinin engellenmesiyle hayvan ithalatının Türkiye’nin gündeminde olmayacağını anlattı.

Çelik, bazı gıda maddelerinin ithalatında gümrük vergisinin düşürülmesi konusunda Ekonomi Bakanlığı ile bir görüş ayrılığı olup olmadığına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:

“Bizim bu kararnameyle ilgili, zamanlama açısından şubatta veya eylülde çıkmasının bir mahsuru yok. Çünkü çıkan kararnamede üreticinin aleyhine bir durum yok. Algıdan kaynaklanıyor. Hasat döneminde olduğu için zannediliyor ki ‘İthalata kapı açıldı, yerli üretime geçit yok’, böyle bir şey yok. İthal ürün bin 100 lira civarındayken, ithal edeceğiniz ekmeklik buğday bin 100-bin 50 lira civarındayken bizim içeride ekmeklik buğdayımız 900-bin lira. Hiç kimse daha pahalı buğday tercih eder mi? Yani işler normal seyrinde devam ediyor. Buradaki gümrük duvarının indirilmesi üreticinin aleyhine değil. Psikolojik bir ortam oluşturmaya çalışıyorlar. Zamanlama açısından hasat dönemine denk geldiği için bu tartışmaların başka yöne çekileceğini söyledik, size yansıyan bu. Yoksa Ekonomi Bakanlığıyla böyle bir tartışma, bir sorun yok.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz