Türkiye’nin gündemini her şeyden çok gıda fiyatlarındaki önlenemeyen yükseliş meşgul ediyor. Mevsimsel koşulların uygunluğuna karşın meyve sebze fiyatlarının el yakmasının yanı sıra kronik hale gelen kırmızı et sorunu konusunda pek çok yorum ve öneri havada uçuşuyor. ISS Catering COO’su Engin Üstel, gıda sektörünün içinde bulunduğu durumu bir buzdağı gibi görmek gerektiğini, sorunu çözmenin tek yolunun bu buzdağını hem görünen hem de görünmeyen yüzüyle ortadan kaldırmak olduğunu anlatıyor.
Türkiye başta domates olmak üzere meyve sebze fiyatları ile kırmızı et fiyatlarındaki olağanüstü artışı tartışırken ISS Catering COO’su Engin Üstel, buzdağının görünmeyen kısmına dikkat çekti. Engin Üstel, meyve sebze fiyatlarındaki artışta Türkiye’deki yüksek lojistik maliyetleri ve nakliye sırasında meydana gelen yüzde 40 civarındaki firenin büyük rol oynadığını vurguladı. Kırmızı et fiyatlarındaki artışın ise Türkiye’de hayvancılığın yavaş yavaş sonuna gelinmesiyle ilgili olduğunu anlatan Üstel, et ithalatının etkisi çabuk geçecek bir takviye olmaktan öte anlam taşımadığını ifade etti.
Engin Üstel, 2016 yılında günde 225 bin kişiye hizmet verirken 2017 sonunda bu sayının yüzde 10 üzerine çıkacaklarını vurgulayarak, meyve sebze ve kırmızı et fiyat artışının kendilerini fazla etkilememesinin nedeni olarak çok büyük miktarlarda ve üreticiden alım yapmalarını gösterdi. Türkiye hazır yemek piyasasının önde gelen kurumsal firmalarından biri olarak tarımsal ve hayvansal gıda üretimini yakından takip ettiklerini belirten Üstel, her iki sektördeki daralma ve gerilemenin durdurulabilmesi için bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de devletin sulama yöntemleri, hayvancılığın teşviki ve tarımsal alanların korunması gibi çok önemli konularda adım atmaya başlamasının orta dönemde büyük yararlar sağlayacağını ifade etti.
“Devlet yön vermeye devam etmeli”
“Türkiye’de gıda sektörü fiyatları durum böyle kaldığı sürece artış eğilimini sürdürecek. Aslında bütün dünyada aynı sorun yaşanıyor çünkü dünyamızın sunduğu kaynaklar hızla azalmaya başlamış durumda” diyen Engin Üstel konunun hayvancılıkla ilgili boyutu hakkında şunları söyledi: “Devletin hayvancılığa verdiği destekleri daha da geliştirmesinde büyük yarar görüyoruz. Gelişmiş ülkeler bile hayvancılığı teşvik etmeye devam ediyor, çünkü herkes biliyor ki desteklenmeyen hayvancılık gelişemez. Devletimiz teşviklerin yanı sıra işin bilimsel boyutunu dikkate alarak ziraat mühendislerini de sisteme entegre ederse sektörün artan bir ivmeyle gelişeceğini düşünüyorum.”
Türkiye’de hayvancılığın gerileme nedenleri arasında, miras yoluyla babadan oğula intikalin büyük sürüleri bölmesi dolayısıyla verimliliğin düşmesini gösteren Engin Üstel, bu sürecin küçük hayvancılığı yok olma tehlikesiyle yüz yüze bıraktığını kaydetti. Üstel, devletin tarıma uygun arazileri korumak için 2014 yılında çıkardığı 6537 sayılı yasaya benzer bir yasayla hayvancılığın da ehil ellerde ve büyüyerek devam etmesini sağlamasının sektöre hayat vereceğini ifade etti.
“Merdiven altı ucuz ama hayat çok pahalı”
Gıda fiyatlarındaki artışın hazır yemek sektörünü de olumsuz etkilediği yönünde pek çok haber gündemdeki yerini koruyor. Engin Üstel, doğrudan üreticiden ve nakit ödemeyle alım yaptıkları için ISS Catering olarak bu durumdan etkilenmediklerini, ancak önümüzdeki iki yıllık vadede maliyetlerin sürekli artması halinde kendilerinin de etkilenmeye başlayacaklarını öngördüklerini belirtti. Türkiye’de hazır yemek sektöründe yaklaşık 3 bin firmanın faaliyet gösterdiğini bildiren Üstel, bu sektörün yarattığı devasa istihdam ve ciroya uygun bir şekilde denetlenmesi gerekliliğinin altını çizdi.
Engin Üstel binlerce hazır yemek firması içinde kurumsal yapıya sahip firma sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini belirterek şöyle dedi: “Hazır yemek, halk sağlığını doğrudan etkilediği için çok ciddi bir iştir. Mesela ISS Catering müşterisi şu an öğle yemeğinde yediği etin hangi tarihte nereden alındığını, nerede kesildiğini, nerede ve nasıl hazırlandığını öğrenebilir. Çünkü biz halden, etten, sütten, sebzeden meyveden, tahıldan, baklagillerden ayrı ayrı sorumlu ekipler çalıştırıyoruz. Alımdan üretime, sunumdan dönüşüme her aşamayı sıkı denetim altında tutuyoruz. Bağımsız olarak denetlenip ISO standartlarında akredite edilmiş laboratuvarlarımız var. Müşterilerimizin bizi seçmesindeki en büyük neden hijyendir, istediği zaman gelip bizi denetleyebilir.”
“Merdiven altı piyasadan silinmek üzere”
Kamu dahil pek çok iş yerinin kurumsal olmayan, hatta merdiven altı tabir edilen firmalardan hazır yemek satın aldığını belirten ISS Catering COO’su Engin Üstel, bu yaklaşımın hem haksız rekabeti beslediğine hem de halk sağlığını olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığına dikkat çekti. Devletin son yıllarda aldığı önlemlerle merdiven altı firmaların yavaş yavaş piyasadan silinmeye başladığını kaydeden Üstel şöyle devam etti: “2017’den itibaren 10 sene içinde, sadece hazır yemekte değil bütün sektörlerdeki merdiven altı firmaların tamamen biteceğini düşünüyorum. Çünkü devlet üst işverene çok büyük yükümlülükler getirdi. Artık üst işveren dürüst iş yapmayan, KDV’sini yatırmayan, işçisinin maaşını, sigorta primini ödemeyen, piyasaya borçlarında sadık olmayan alt yükleniciyle çalışmaya cesaret edemeyecek çünkü alt yüklenici battığı zaman bütün borçlar kendisine kalacak.”
Güvenli ve hızlı büyümeye devam
Her şeye rağmen 2017 yılına dair umutlarını koruduklarını ifade eden Engin Üstel, her sene kaydettikleri yüzde 20’lik büyüme grafiğini bu sene de gerçekleştireceklerini belirterek şöyle dedi: “ISS Catering olarak geçtiğimiz yıl her gün 225 bin kişiye hizmet veriyorduk, bu yıl bu alanda yüzde 10 büyüyeceğiz. İstihdamımız ortalama 5 bin çalışan olarak gerçekleşecek. ISS Türkiye olarak da yılı 1,5 milyar TL’den daha yüksek bir ciroyla bitireceğiz. İSO İlk 500 içerisindeki konumumuzda da birkaç basamak yukarı çıkacağız.”