Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği – ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan, firmalara, 2016 yılı üretim rakamları dikkate alınarak belirlenecek olan oranlarda kontrollü olarak doğrudan karkas ve sıfır gümrük vergisiyle doğrudan besilik materyal ithalatı izni verilmesini istedi.
Kırmızı et sektöründe son günlerde yaşanan dengesiz fiyat hareketleri ile ilgili bir açıklama yayınlayan Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği – ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan, Et ve Süt Kurumu aracılığı yerine firmalara doğrudan ithalat izni verilmesini istedi. Türkiye’de son on yıldaki kırmızı ete artan talebe karşın üretimde yetersizlik oluştuğuna dikkat çeken Yücesan, tespit ve önerilerini şu şekilde sıraladı:
“Et üretimi talebi karşılamamaktadır. Yıllık (2016 verilerine göre) yaklaşık 150.000 tondan fazla ithalat yapılması bu durumu ortaya koymaktadır.
Yüksek besi maliyeti ve kur kaynaklı artan besleme (yem, ilaç) maliyetleri nedeni ile özellikle küçük üreticiler hayvancılık faaliyetine devam etmekte zorlanmaktadır.
Arzın talebi karşılayamamasıyla birlikte mevsimsel talebin ve Ramazan/turizm sezonunun yaklaşmasıyla fiyat beklentisinin oluşması arz ve talep dengesini bozarak, fiyat istikrarsızlığı oluşturmuştur.
Hayvancılığın ve kırmızı et üretiminin bu zayıf hali sektörü korunaksız hale getirerek, piyasaları olumsuz etkilemektedir.”
Firmalara ithalat izni verilmeli
“Arz yetersizliğini piyasa olanaklarına zarar vermeden hızla çözmek için işlenmiş et ve et ürünleri faaliyetinde bulunan firmalara, ESK’nın aracı olması yerine, 2016 yılı üretim rakamları dikkate alınarak belirlenecek olan oranlarda kontrollü olarak doğrudan karkas ithalat izni verilmelidir. Bu yöntem, aynı zamanda tedarik zincirinin sadeleştirilmesi ile maliyet tasarrufu sağlayacağı için et fiyatına düşüş yönünde olumlu katkısı olacaktır.
Besilik materyal sayısını arttırmak ve atıl çiftlik kapasitelerini hızla doldurmak amacıyla firmaların sıfır (0) gümrük vergisiyle doğrudan besilik materyal ithalatı yapmasına izin verilmelidir.
Besilik ithalatındaki KKDF kaldırılmalıdır. Bu sayede finansman sıkıntısı nedeniyle ile çiftliğine besilik dana alamayan firmalar vadeli alım yapabilecektir.
Milli Tarım Projesi’nin iki önemli ayağından biri olan hayvancılıkta yüksek verimli yerli ırkları destekleme modeli ve damızlık üretim merkezleri oluşturulması uygulamaları aynen ve uzun soluklu olarak devam ettirilmelidir.
Orta ve uzun vadede öncelikle, Türkiye’deki mevcut sığır ırk popülasyonu sütçü ırklar yerine kombine verimli ırklar (et ve süt verimi dengeli Simmental ırkı gibi) çoğunluk haline getirilmelidir.
Küçükbaş (koyun-keçi) üretiminin ülkemizin iklim ve coğrafi şartlarına uygun ekonomik üretimi nedeniyle desteklemeye devam edilmesi ve tüketiminin özendirilmesi çalışmaları yapılmalıdır.”