Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliği ile yürütülen HidroTürk Projesi, su havzalarının sürdürülebilir stratejisini oluşturacak. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, HidroTürk projesinin, Türkiye’de su kaynaklarına yönelik çevre sorunlarının çözülmesinde kilit bir rol üstleneceğini açıkladı.
Zengin su kaynaklarına sahip Türkiye için mevcut kaynakların korunması ve en verimli şekilde kullanılmasına yönelik bir strateji oluşturulması için yürütülecek HidroTürk projesi Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliği ile başladı. Su kaynaklarının öneminin dünya ölçeğinde giderek arttığı günümüzde su stratejileri, küçük modellemeler aracılığı ile yapılan ölçüm ve analizler sonucunda oluşturuluyor.
Proje kapsamında Türkiye’nin coğrafi ve iklimsel koşullarına uyumlu, uluslararası standartlarda ve uygulanabilir olması planlanan bir model geliştirildi. Bu model; havza ve alt havzalara uygulanabilir, su kalitesi ve ekoloji modellerine göre geliştirilebilen modüllerden oluşacak.
“HidroTürk kilit rol üstlenecek”
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Türkiye’nin su stratejisinin oluşturulmasında önemli bir rol üstlenecek HidroTürk’ün büyük sorumluluk gerektiren bir çalışma olduğunu ve bu sorumluluğun aynı zamanda bir motivasyon kaynağı olacağını belirtti. Projenin, İTÜ Rektör Yardımcısı olan Prof. Dr. Ali Fuat Aydın tarafından yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Karaca şunları kaydetti; “HidroTürk, Türkiye’de su kaynaklarına yönelik çevre sorunlarının çözülmesinde kilit bir rol üstlenecektir. Proje ile sorunların çözümü ve yeni stratejilerin geliştirilmesi anlamında Türkiye için önemli ölçüde zaman ve para tasarrufu sağlayacaktır.”
“Modelleme süreçte bir dönüm noktası”
HidroTürk projesinin yürütücülüğünü üstlenen İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Fuat Aydın ise projenin ülkemizdeki su kaynakları üzerine başlayan modelleme sürecinde bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Prof. Dr. Aydın, “Neden modele ihtiyacımız var?” sorusuyla işe başladıklarını söyledi. Modelleme çalışmalarında çevresel etkenlerin vereceği tepkinin yerinde tespitinin oldukça maliyetli ve uzun zaman gerektirdiğini aktaran Prof. Aydın, hiçbir su ortamının laboratuvar ortamına birebir taşınmasının mümkün olamadığını ifade etti. Projenin bu noktada önemine dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, şunları dile getirdi: “Dünya ölçeğinde bu konuda yapılan çalışmalar fazla olmakla birlikte Türkiye’ye özgü ne yapabileceğimizi düşündük. Ülkemizin uzmanlarıyla bu çalışmayı yürütmek son derece önemliydi. Kapasite oluşturmada özellikle su kalitesi, su ekolojisi ve hidrodinamik yapıların bu proje altında bir araya gelmesi bizi heyecanlandırdı. 3 yıl sonra proje, Türkiye ulusal su bilgi sistemine model çıktılarıyla entegre olan, karar vericilerin su kaynaklarıyla ilgili gelecekteki politikalarını oluşturmalarında önemli bir rol üstlenecek.”