Türkiye’de ve dünyada perakende sektörü 3 trilyon dolarlık global değeri ile cazibesini canlı tutuyor. Tüketiciler programlanmış ticarete yöneliyor. Bir kaç yıl içinde programlı cihazlar müşteri adına alışveriş yapabilecek.
Uluslararası işe alım ve danışmalık şirketi PageGroup’un gözlem ve araştırmalarına dayalı perakende raporuna göre; perakende sektörü özgün yöntemlerle hız kazanıyor. Ofcom’un “Medya Kullanımı ve Davranışları 2015” verileri gösteriyor ki, yetişkinlerin internet kullanımı 2005 yılında haftada sadece 10 saat civarında iken şu anda yaklaşık 20 saat. Son dönemde özellikle Çin’de e-ticarette gözle görülür bir patlama yaşanıyor. Perakende sektörünün yıllık iş hacminde her yıl %50’lik bir artış gözlemleniyor. Tüketiciler ilerleyen dönemlerde internete daha bağımlı olacak gibi görünüyor. Bu yüzden şirketler için dijital perakende stratejilerinin entegrasyonu büyük önem taşıyor.
PageGroup Türkiye, Perakende Departmanı Müdürü Ezgi Güneser Türkiye’de çalışan kesimin zaman darlığı, yoğunluk gibi sebeplerle ağırlıklı yenilikçi, çevrimiçi yöntemleri, tercih etme eğiliminde olduğunu dile getiriyor. Özellikle indirim zamanı stokların internet üzerinden daha çok seçenek sunması, sanal mağazaları zaman kısıtlaması olmadan gezebilme imkanı sağlaması, çevrimiçi alışveriş modellerini çoğunlukla beyaz yakalı çalışan tüketiciler için cazip kılıyor. Diğer yandan gelenekselden vazgeçmeyen bir kesim olduğunu dile getiren Güneser, fiziksel olarak ürünü görmek isteyen, alışverişi keyif için yapan bir tüketici kitlesinin var olmaya devam edeceğinin de altını çiziyor.
Tüketici akıllı alışverişe hazır
Araştırmalar Birleşik Krallıktaki tüketicilerin yarısından fazlasının iki yıl içinde programlanmış ticarete hazır olacaklarını gösteriyor. Bu sayede alışveriş sistemine tanımlı cihazlar müşteri adına alışveriş yapabilecekler. Birleşik Krallıktaki tüketicilerin %49’u dijital teknolojinin alışveriş sürecini daha da hızlandırdığı görüşünde birleşiyor. Bu veriler tüketicilerin perakende sektöründe yeni ve akıllı bir çağa hazır olduğunu gösteriyor.
Dünyada perakende sektörü, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını iyileştirebilmek için dijital seçeneklerden faydalanarak mağaza içi deneyimini geliştirmeye çalışıyor. Sanal deneme kabinleri ve önerilerde bulunan alışveriş uygulamalarının yanı sıra tara ve git sistemleri, perakendenin müşteri deneyimini teknoloji ile yükseltme çalışmalarına sadece bir iki örnek.
Kontrolü tüketicinin eline vererek, kendi istedikleri şekilde mobil cihazlar üzerinden ürünlerini inceleme ve ödemeli evlere servis imkanı sağlamaları, perakende sektörünün geleneksel yöntemlerle dijitali harmanlayarak müşteriyi cezbetmesi anlamına geliyor.
Tüketici lüks yerine kaliteye para harcıyor
Moda sektörü perakendecileri, internet mağazacılığı ile yarışabilmek için daha yüksek kalibrede müşteri arayışın sürdürüyor. Özel uzman istihdam eden perakendeciler, geliştirdikleri müşteri deneyimiyle ürünlerine daha fazla değer katmayı hedefliyor. Ezgi Güneser, Türkiye’de müşterilerin son moda ürün ve markaları alarak farklılaşmaktan çok kaliteli ürün tercih etme eğilimleri olduğu belirterek, lüks markalara yüksek fiyatlar ödemek yerine, müşterilerin kaliteli ürüne daha fazla para harcamayı tercih ettiklerini söylüyor. Ayrıca Türkiye’deki araştırmalar; gösteriş yapma ve kendini ödüllendirme isteklerinin gençler, öğrenciler, bekarlarla, eğitim ve gelir seviyesi yüksek müşterilerde daha yaygın olarak görüldüğünü gösteriyor.
Mağazacılık kişiselleşiyor
Gerçek deneyimler ile hızlı memnuniyetin bir araya getirilmesi, tüketici eğilimleri açısından perakendeciler tarafından kullanılan oldukça etkili bir yöntem. Mağaza içi kablosuz internet bağlantısı hizmeti, alışveriş yapanların deneyimlerini ve beğendikleri ürünleri sosyal medya üzerinden paylaşmalarına olanak sağlıyor. Anketler ise satış esnasında etkileşime geçmelerini mümkün kılınıyor. Perakendeciler, mağazalarını sadece duvarları olan ürünleri için bir sunum alanı olarak düşünmekten vazgeçip, daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunma alternatifleri geliştirme yollarına yöneliyorlar.
Diğer yandan mağazaların kablosuz internet bağlantılarını kullanan müşterilerini takip etmeleri yaygınlaşıyor. Alışveriş yapanlara, deneyimlerinin takibi ile kişiselleştirilmiş özel öneriler ve fırsatlar sunulabiliyor. Bu yolla mağazalar, sizin markayı tekrar tercih eden bir müşteri olup olmadığınızı, mağaza içinde neler yaptığınızı, nerelerde dolaştığınızı ve ne kadar zaman harcadığınızı takip edebiliyor. Bu veriler de perakendecilerin, mağaza tasarımlarını, vitrinlerini düzenlemelerini iyileştirmek için kullanılıyor. Otomatize edilmiş ödeme sistemleri ve alışveriş önerileri de ufukta perakendeyi bekleyen yenilikler arasında. Bu yolla müşterinin geçmiş alışveriş tercihleri doğrultusunda yeni öneriler sunulabiliyor. Tüm bu veriler perakendede yeni bir çağ başlatarak mağazanın müşterinin 20 dakika önce incelediği ayakkabıyla ilgili kişiselleştirilmiş bir kampanya sunabilmesini de sağlıyor.
Perakendeciler alanlarının artık sadece bir satış alanı olmadığının farkında. Markalarla kurulan duygusal bağlar onları daha güçlü hale getiriyor. Bu nedenle odak noktası satış rakamlarından çok, insanları marka elçilerine dönüştürmeye doğru kayıyor. Tokyo’da Adidas için yaratılan satış alanı ve müze karışımı mağazada, koşu sonrası için ideal, kiralanabilir soyunma kabinleri ve duşlar yer alıyor. Perakendenin akıllı geleceği, satış merkezlerinin tüketicilerin duygularına hitap eden yerlere dönüşeceğini gösteriyor.