Tip 1 Diyabet; Özellikle Çocuklarda Önemli bir Sağlık Sorunudur…
Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır.
Diyabet konusunda toplumda farkındalığın arttırılması ve konunun öneminin vurgulanması amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Dünya Diyabet Federasyonu’nun (IDF) öncülük ettiği, “İNSÜLİN HORMONU”nu bulan Frederick Banting’in doğum günü olan “14 Kasım Diyabet Günü” tüm dünyada her yıl belirlenen değişik tema ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dL olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dL veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir. OGTT’de glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonraki kan şekeri değeri önemlidir. İkinci saat kan şekeri ölçümü 140-199 mg/dL ise gizli şeker, 200 mg/dL veya daha yüksek ise diyabet tanısı konulur.
Diyabet tedavisinde kan şekeri kontrolünü sağlamak için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması önemlidir. Diyabeti olmayan bireylerde olduğu gibi diyabetli bireylerinde yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmesi ve öğrendiklerini günlük yaşamda uygulaması sağlıklı bir yaşamın temelini oluşturur.
Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve 20 yaş üzeri her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır Kısacası ülkemizde diyabetli hasta sayısında önemli bir artıştan söz etmek mümkündür. Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve obezitedeki (şişmanlık) artışın bu sonuca çok önemli katkısı olduğu bilinmektedir.
Tip 1 diyabet son yıllarda belirgin artış gösteren, çocuk ve adölesanlarda en yaygın görülen metabolik hastalıktır. Tip 1 diyabette tedavinin temelini; insülin tedavisi, tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz oluşturmaktadır. Diyabetli çocuk ve adolesanlarda yeterli ve dengeli beslenme, iyi bir metabolik kontrolü, optimal büyüme-gelişmeyi, diyabetle ilişkili komplikasyonların gelişiminin önlenmesini veya geciktirilmesini sağlamaktadır. Tıbbi beslenme tedavisinde çocuğun ve adolesanın diyabetli olduğu düşünülerek enerji ve besin ögesi sınırlandırılması yapılmamalıdır. Kardiyovasküler hastalık riski yüksek olan bu çocuklara, doymuş yağ, kolesterol ve trans yağ asitleri açısından dengeli bir diyet tüketimi önerilmelidir.
Diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi diyabet tedavisinde de tıbbi beslenme tedavisinin rolü büyüktür. Diyabetin tıbbi beslenme tedavisinde geleneksel yönteme bir alternatif olarak ortaya çıkan “Karbonhidrat Sayımı” yöntemi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de yaygın bir şekilde uygulatılmaya başlanmıştır. Diyabetli bireyin kan glikozunun kontrolünün sağlanmasında ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde etkin olduğu saptanan bu yöntemin diyetisyenler tarafından hastaya en etkin şekilde anlatılıp uygulatılması önem taşımaktadır.
Karbonhidrat Sayımı:
Karbonhidrat sayımı, daha iyi kan şekeri kontrolü sağlamak için öğünde tüketilecek olan karbonhidrat miktarının ayarlanmasına, tüketilecek karbonhidrat miktarına uygun insülin doz ayarı yapılmasına veya öğün öncesi kan şekeri düzeyine göre insülin dozunun belirlenmesine olanak sağlayan bir öğün planlama yöntemidir. Bu yöntem ile diyabetli bireyler tükettikleri karbonhidrat miktarının veya karbonhidrat içeren bir besinin tüketilen miktarının kan şekeri düzeylerine etkisini kolaylıkla öğrenir, yaşantılarındaki günlük değişikliklere göre öğün planı yapma becerisi kazanırlar.
Karbonhidrat sayımı yapan bireylerin HbA1c düzeyleri daha düşüktür ve HbA1c’de %1’lik bir azalma mikrovasküler komplikasyonları azaltmaktadır. Subkutan insülin infüzyonu alan tip 1 diyabetlilerde karbonhidrat sayımı, diyabete özgü yaşam kalitesi puanında artışa; beden kütle indeksi (BKİ), bel çevresi ve HbA1c değerlerinde azalmaya neden olmaktadır.
Yoğun insülin tedavisi (bazal insülin ve yemek öncesi bolus insülin) ile beraber karbonhidrat sayımı fiziksel aktivite yapımında, yemek yeme zamanı ve sıklığında, ana ve ara öğünlerde tüketilen karbonhidrat miktarında hastalara kolaylık ve genişlik sağlamaktadır. Ancak karbonhidrat sayımı yapan çocukların canını her istediğini yiyebilmesi, aşırı tüketimin ve kalitesiz beslenmenin artacağı ile ilgili endişeler oluşturmuştur.
Bu amaçla, Obezite Diyetisyenliği Derneği ve Türkiye Diyetisyenler Derneği’nin katkılarıyla Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından 9-10 Şubat 2017 tarihleri arasında düzenlenen ‘Hastalıklarda Beslenme Sempozyumu: Karbonhidrat Sayımı’ toplantısında diyabetin tedavisinde etkin bir şekilde uygulanan karbonhidrat sayımı yöntemi ile ilgili temel prensipler, güncel bilgiler ve uygulama yöntemleri konunun uzmanları tarafından aktarılacaktır.